O günün üzerinden tam bir hafta geçmişti.Bu süre içerisinde Kerem ile dalaşıyordum,öğretmenleri sinir ediyordum yada müdürün odasına gidiyordum.Tabi bunları yaparken Çağla da bana yardım ediyordu.
Şimdide okula gidiyordum.Ya bu hafta sonlarının derdi ne acaba çok çabuk geçiyorlar ne zaman pazartesi olduğunu anlamıyorum.
Dalgın birşekilde yolda ilerlerken bir ağaca toslamıştım.Yani bu ağaç burayamı dikilirdi Allah aşkına,hem burnumuda vurmuştum of kırıldı galiba,çok acıyor.
İleride Kerem'in bana güldüğünü gördüm.Yanıma gelip ağacı okşamaya başladı.
"Oh ağaca birşey olmamış."deyip gülmeye başladı.
"Kerem bak seni bu ağaç gibi buraya dikerim görürsün dalga geçmeyi,yürü git şuradan! ağaca birşey olmamışmış Allahım ya."
Sinirle yürürken arkamdan "ne bu sinir ya alttarafı bir dalga geçtik sanki dünyayı başına yıktık."dedi,hırsla önüme dönüp.
"Gerizekalı benim burada burnum kırıldı sen gelmiş benimle dalga geçiyorsun!"dedim.Buyuk bir ciddiyetle
"Yok kırılsa yerinde duramazdın ama ben yine bir bakiyim."deyip yanıma gelmeye başladı.
"Aman doktorumuz konuştu."dedim alayla.
"Dalga geçme be babam benim bir kere doktor."dedi çocukça.
"Vay be gerçektenmi?ama birsey söyleyeyimmi baban doktor diye sende doktor olmuyorsun canım,yani boşuna heveslenme."dedim.
"Üf ne çok konuştun be bir bakiyim işte."deyip yüzüme eğildi.Aramızda birkaç santim mesafe bırakarak burnuma bakmaya başladı.Arada dokunup acıyormu diye soruyordu,aradada yüzümü sağ-sola çeviriyordu.Bende o arada mavi gözlerine bakıyordum.
Evet mavi gözlüydü ve ayrıca gamzeleride vardı.Benimde gözlerim maviydi ama onunkiler daha güzeldi,gamzeleri ayrı bir konuydu zaten.Aman banane be gözlerinden,gamzelerinden niye inceliyorsam.
Yüzünü benden uzaklaştırırken "aman canında ne kıymetliymiş, burnunun hiçbirşeyi yok"dedi.
Yüzüne mal mal bakıp gitmeye başladım.Arkamdan "bari bir Teşekkür etseydin" bağırdı.Bende bağırarak "çok beklersin" dedim.
Çağla'nın yanına giderken yaya geçidinde biriyle kavga ettiğini gördüm."Yettim Çağlam" diye bağırarak yanına doğru koşmaya başladım.
"Ne biçim sürücüsün sen okadar hızlı gelinirmi,ya çarpsaydın bana!"
"Ablacım yola atlayan sensin gelmiş birde beni suçluyorsun."
"Şşşt lan sen kimin kankasına bağırıyorsun, bak benim sinirimi bozma arabanla birlikte seni buraya gömerim!"dedim sinirle,adam bir anda gülmeye başladı.
"Sen mi beni gömüceksin,gel bakalım kim kimi gömüyor."dedi,daha çok sinirlendim Çağla'yla adamın üstüne yürümeye başladık.Adam arabasından sopa çıkarınca ikimizde "yuh"diye bağırarak koşmaya başladık.
Adam bizi kovalarken bizde son hız koşuyorduk.Allahım inşallah yakalayamaz yoksa bittik biz.
"Abicim güzel abicim yapma etme,hem kadına el kalkmaz,biz hata yaptık sen yapma,hadi abicim bırak peşimizi."diye bağırıyorduk.Ama abide inat çıktı bir bırakmadı peşimizi.
Biz bağırdıkça adamda bize "kaçmayın lan"diye bağırıyordu,he kaçmayalımda sonra pekmezimizi akıt pışık varmı bizde o göz.Arkamı döndüğümde adamın neredeyse bizi yakalayacağını gördüm önüme dönüp Çağlaya;
"Hadi kanka yakalayacak bizi linç edilcez hadi daha hızlı."dedim.
Artık dayanamayıp bir kafeye paldır küldür girip en yakınımızdaki masaya pat diye oturduk.Abi kafeye girip bir tane çalışana bizi sordu,çalışanda bu tarafı gösterince abi sopasını sallayarak bize doğru gelmeye başladı,aramızda iki adım mesafe kala zaten kapının ağzında olan masadan kalkıp koşmaya başladık çocukda ne meraklıymış yerimizi göstermeye.İnsanlık ölmüş be.
Okula doğru koşmaya başlamıştık.Mehmet amca bizi görünce yanımıza gelip "noluyor" diye sordu.Biz adamı gösterince önümüze geçip adama sinirle bakmaya başladı,adamın dibi be canım Mehmet amcam.
"Noluyor beyefendi bir sorunmu var?niye kovalıyorsunuz kızları?"diye sordu,ama adamın birsey söylemesine izin vermeden konuşmaya başladı.
"Küçücük kızları kovalamaya utanmıyormusunuz,yakışıyormu size."
Küçücük? bizmi küçüğüz yapma be Mehmet amca bizim neremiz küçük,iyi hadi neyse.
Adam yaptığından pişman olmuş ve yanımızdan gitmişti,yani pişman olunmicak gibi değildi Mehmet amca bayağı saydırdırmıştı adama.
"Helal be Mehmet amca Sağol yoksa bu adam bizi parçalardı."dedim nefes nefese.
"Birşey değil hadi siz sınıfınıza derse geç kaldınız."dedi ve haklıydıda.
Mehmet amcaya tekrar teşekkür edip sınıfa doğru ilerledik ucuz kurtulduk valla.
●●●
Bu ilk kitabım acemice olabilir,yazım hatalarım içinde Özür dilerim...💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yâren
HumorBirbirleri için Dünyaları bile verebilecek olan iki arkadaş. Onlar Berrak ve Çağla... Eğlenceli kişilikleriyle karıştırdıkları olayları çözmeye çalışırken ki halleri sizleri kahkahaya boğacak olan iki kardeş.