Zaman Damlası 1. Bölüm - Okulun ilk günü -

534 39 25
                                    

Bölüm biraz kısa oldu ama hikaye ilerledikçe uzayacak emin olabilirsiniz . Ve yorum yaparsanız çok iyi olur . Teşekkür ederim , iyi okumalar. :)

Karacan okulun önüne geldiğinde her dönem olduğu gibi heyecanlıydı. Durdu, kapının üzerindeki büyük yazılara bakıp okulun adını birkaç defa içinden okudu. ' Nuri Cıngıllıoğlu Fen- Edebiyat Fakültesi... ' Ardından çokta sesli olmasa da " Evet ,ben bu okulu seviyorum."dedi. Bunu söylediği sırada yanından geçen üç kız kıkırdadı ve hep bir ağızdan " Evet Karacan defalarca duyduk biliyoruz artık, derste görüşürüz." Dediler ve aralarında gülerek okula girdiler. Karacan'da kızlara görüşürüz dedikten sonra yüzünde memnun bir ifade belirdi. Etrafına bakındı sınıfından kimse yoktu. Ağır adımlarla okulun her bir yanını süzerek kapıdan içeri girdi.


Okulun içerisi insan kaynıyordu. İlk gün olduğu için böyleydi, herkes birbirleriyle hasret giriyordu. Tanıdığı birkaç kişiye selam verdikten sonra kapının sağ tarafındaki panodan bu günkü ders programına baktı. İlk dersleri üçüncü katta otuz üç numaralı sınıfta ve Murat hocayla, sonra Serdar ve en son ders Pınar hocaylaydı. Sevinmişti ders programının böyle olmasına. Pınar hoca bu okulda ilk tanıdığı ve en çok sevdiği hocaydı. Hızlı hareket edince sanki zaman daha hızlı geçecekmiş gibi merdivenleri ikişer üçer atlayarak üçüncü kata çıktı. Sınıfın bulunduğu koridora ulaştığında sınıfın kapısında her zamanki manzara vardı. Sınıfın erkekleri yani arkadaşları birer yırtıcı hayvan gibi kapının belirli noktalarına konuşlanmış , okula yeni gelen ceylanları ( birinci sınıf kızlarını ) avlamak ( tavlamak ) için fırsat kolluyorlardı. Karacan biraz uzaklarında durdu ve tek tek arkadaşlarının yüzlerini inceledi . Hepsinde de garip , yılışık ifadeler vardı. Bu av sezonu bir ay kadar sürer, ortalık sevgililerle dolardı. Bunları düşünürken birden aklına bir fikir daha doğrusu geçşen sefer yaptığı şey geldi ve uygulamak için harekete geçti.

Kendisini fark ettirmeden usulca arkadaşlarının yanına sokuldu. Erkekler kendilerini bu av olayına öyle kapdırmışlardı ki gözleri karşı sınıftaki kızlardan başkasını görmediği için kimsenin ruhu duymamıştı. Yüzünde sinsi bir ifade belirdi ve sesini biraz değiştirerek " Oğlum şu hatuna bakın . İnsan mı bu be ." Dedi . Ve tabi ki bunu söylemesiyle birlikte kapıya konuşlanan aç yırtıcı sürüsü itiş kalışlar ve her kafadan çıkan " Hani ,hani nerede ? Çekil lan ben de bakayım " gibi sözlerle koridorda büyük bir uğultu oluşturdu. Karacan ise duvarın kenarına çömelmiş, arkadaşlarının komik durumuna haykırarak gülüyordu. O gülerken ortalık birden sessizleşti. Arkadaşlarının yüzlerinde sinir ve kızgınlık ,kızların yüzlerinde ise kendini beğenmiş ve alay eden bir gülümseme vardı. Yırtıcılardan Yunus , sağ elini yumruk yapıp sol elinin avucuna ritmik hareketlerle vururken diğer yırtıcılar ile birlikte Karacan'a yaklaşmaya başladı. Aralarında bir iki adım mesafe kaldığında öfke dolu bir ses tonuyla " Çok mu komik ? " diye sordu. Karacan ayağa kalktı, yüzündeki gülümsemeden taviz vermeden " Aynen öyle çok komik ."dedi. Yunus " Demek öyle. Gel de göstereyim komikliği."dedi. Karşı karşıya geldikleri anda ikisinin yüzünde de ciddi bir ifade vardı. Orada bulunan herkes pür dikkat ikisini izliyor , ve kafalarında türlü şeyler canlanıyordu. Çoğunda kavga ve kargaşa vardı. Fakat düşündükleri gibi olmadı. İkisinin yüzünde de kocaman ani bir gülümseme belirdi . Ardından hasretle sarılıp kucaklaştılar . Ve yırtıcıların hepsi Karacan ile tokalaştı,sarıldı.

Karacan" Okulda üçüncü senemiz ve siz bu şakayı ikidir yutuyorsunuz ."dedi . Aralarından Yusuf" Elbet bir gün seni de görürüz , işte o zaman kork bizden ." dedi. Karacan " Sanmıyorum öyle bir şeyin olacağını. Yakalarsanız bir tek malum şeylerle yakalarsınız . " Mehmet " Tabi onları araştır dur sen . Zaten bu gidişle hiçbir kız sana bakmaz, hikayelerinle evlenirsin." dedi. Ve ardından arkadaşları sıraladı.

Zaman DamlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin