Multimedia=NEHİR
Yine her zamanki gibi sabahın köründe alarmım sesi ile gözlerimi güçlükle açtım. Dijital saatimi kendime doğru çevirmemle gözlerimin fal taşı gibi açılması bir oldu. Saat 8.00'dı ve benim polis mulakatım 8.30'da idi. Hemen dağınık saçlarımla banyoya koştum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra her sabah yaptığım gibi kırmızı kenarları kıvrımlı diş macunumu aldım ve az biraz diş macununuda sıktıktan sonra fırçalamaya başladım. Fırçaladıktan sonra ağzımı çalkaladım ve yüzümü tekrar yıkayıp havluyla kuruttum. Ardından odama geçip üstüme kırmızı bol bir kazak ve altına da kısa siyah kot pantolonumu giyip saçımı da at kuyruğu yaptım. Dudağıma hafif bir ruj sürdükten sonra hazırdım. Ardından kapıya çıktım ve beyaz sade ayakkabımı giyinip dışarı çıktım. Süslü ya da modelist olmak için uğraşmazdım hatta nefret ederdim, uğraşanlara da ayrı bir garezim vardı. İşte buda benim serseri serbest stilim :)
Durağa doğru ilerlemeye başladım. Durak evime göre biraz uzaktı. Sonunda durağa vardığımda otobüsün gelmesiyle sevincim çoğalmıştı, bugün şanslı günümdeydim sanırım.Otobüsümde akbilimi de bastıktan sonra boş yer göremeyince tutacaklardan birine tutunmaya çalıştım. Canım sıkılımca telefonu elime aldım ve uğraşmaya başladım. Karakolum önündeki durakta durunca hemen indim ve karşıya geçtim. Aşırı heyecanlıydım karakolun önünde derin bir oh çektim ve içimden 10'a kadar sayarak içeriye girdim 10'a kadar saymak rahatlatıyordu.
* * *
Görüşmem bitmişti ve kabul edilip edilmemem yarın belli olacaktı. Bende yorgun argın bir şekilde durağa doğru yani karşı geçiyordum. Neden yorgun olduğumu bilmiyordum sadece uzunca dinlenip uyumak istiyordum. Normalde çok deli dolu birisyimdir. Hele ki Ece olunca kimse bizi durduramazdı. Ama şu an o hallerimden eser yoktu. Sevgilim benden daha dün ayrılmıştı ve acısı hala tazeydi. Ona olduğundan fazla güveniyordum belki de bu kadar güvenme sonucu hep kaybediyoruzdur. Her saat "seni bırakmayacağım" deyip duruyordu tam 6 sene boyunca bunları deyip durdu ama sonuç bundan çok farklı oldu. O günün, beni bırakacağı günü tahmin bile edemiyordum herkese gülümsemeye çalışıyordum mutlu görünmeye çabalıyordum ama canım içten içe acıyordu. Ben bu düşüncelerden kurtulur kurtulmaz otobüs geldi. Akbilimi bastıktan sonra boş bulduğum yere oturdum şükür ki otobüs boştu.
Sonunda evimin arkasındaki durakta durmuştu. Aslında iyi oluyordu eve gidene kadar düşünceler içine dalıyordum ve her seferinde ne kadar aptal olduğım gerçeğini buluyordum. Evde tek yaşıyordum annem 5 yıl önce vefat etmişti. Babam her gün anneme şiddey uygular dışarda içip içip sarhoş gelirdi eve. Annem öldüğünde hep babamı suçladım ama onu kanunlar önünde suçlu göstermek için elimde hiç bir delil yoktu. Bu hayatı yaşadığım sürece polis olmak istedim başka çocukların annesi böyle acı çekmesin istedim başka çocuklar annelerini böyle ölesiye özlemesin istedim ve başardım sınavımı kazandım polis oldum. Şu an tek dileğim mulakatı geçmekti.
Eve geldiğimde hemen kendimi salondaki koltuğa attım. Babamdan ayrı bir evimin olduğu düşüncesi beni rahatlatıyordu. Hani bir söz vardır ya kızlar babalarına daha düşkündür diye işte ben öyle kızlardan değildim, olmayacaktım. Çünkü ben babamdan nefret ediyordum. Koltukta düşüncelerimden sıyrılıp uykuya daldım.
Gözlerimi araladığımda karşımda Ece'yi görünce sevinçten çığlık attım ve hemen Ece nin boynuna sarıldım. Çok özlemiştim manyağı. Ecenin kolundan tuttum ve sürükleyerek içeri geçirdim. Evde normalde tek kalırdım ama artık tek değildim Ece de vardı. Ece tıp fakültesi olarak üniversiteyi Ankara'da okumuştu. Onun da ailesinin normal olduğu söylenemez. Ece 10 yaşındayken babasının kaza geçirmesi ve kaza sonucu felç geçirmesiyle birlikte annesi evi terk ediyor. Ece tüm zorlukları atlatamaya o küçük yaşta hem çalışıyodu hem de babasına bakıyordu. Babasının daha fazla yüreği dayanmayınca o da hayata gözlerini yummuştu. Benim aksime o annesinden nefret ediyordu.
Ece içeri girer girmez hemen kendini koltuğa attı. Yorgun görünüyordu. Boğazımı temizleyerek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABULLENİŞ
Teen Fictionİşte hayatımı tamamen değiştiren o 5 saniye... O 5 saniyenin içindeki kabullenişlerim... O 5 saniye içindeki çırpınışlarım... Aksiyon ve macera ile sürükleyici bir hikaye....