Yeniden Doğuş

444 60 70
                                    

Anahtarını cebinden çıkarıp evinin kapısını açtı Stajyer. Misafirinin uyuyor olması ihtimaline karşı sessizce salona girdi.

"Hoşgeldin Ömer."

Uyumuyordu. Elindeki kitaba bakılırsa, Stajyer gelmeden önce kitap okuyordu.

"Hoşbuldum Mirza. Nasılsın?"

"Çok daha iyiyim, hatta ayağa kalkabileceğimi düşünüyorum."

"Üzgünüz bayım, isteğiniz reddedildi. Lütfen bir hafta sonra tekrar deneyiniz."

İkisi de gülerken mutfağa doğru ilerledi Stajyer. Yemek hazırlaması gerekiyordu, hem kendisi, hem de Eşcinsel için.

Geriye dönüş

Yangın günü

Stajyer odanın içinde dört dönüyordu. Eşcinsel'in acıyla bezenmiş gözleri beynini işgal etmiş, başka bir şey düşünemez olmuştu. Bir şeyler yapması lazımdı. Sadece yönelimi farklı olduğu için birisinin ölmesine, acı ve işkence çekmesine razı olamazdı. Vicdanı olan hiçbir insan buna göz yumamazdı aslında.

Aklından ışık hızıyla geçen planlardan birisi mantıklı gelmişti. Riskleri vardı, işler ters gidebilirdi ama en azından denemiş olurdu. Saatine baktı, yaklaşık bir saati vardı.

"Allah'ım yardım et." dedi çaresiz bir sesle.

Tekrar aşağı inip Eşcinsel'in kaldığı odaya girdi. İlk önce ayaklarını çözdü hızlıca, sonra ağzı ve gözlerindeki bezi çıkardı. Şaşkın ve ürkmüş bakışlarla denk gelmemeye çalışıyordu. Bileklerine bağlanan halatı çıkardığında yere yığılan genci tuttu düşmeden.

"Bunu daha önce yapmadığım için affet beni."

Tek söylediği bu olmuştu soran gözlere karşılık. Destek verdiği çocuğa kendi giysilerinden giydirmiş, daha sonra da çağırdığı taksiyle kendi evine götürmüştü. Fazla zamanı yoktu, Eşcinsel'i yatağına yatırırken, "Geri geleceğim, uyumaya çalış. Her şeyi anlatacağım." demiş ve tekrar polikliniğe dönmek üzere yola çıkmıştı. Polikliniğe yakın bir yerde telefon kulübesinden yangın ihbarında bulunduğunda geriye sadece yangın çıkartmak kalmıştı. Kısa bir zamanı vardı, on beş dakika sonra itfaiye, polis ve ambulanslar buraya toplanmış olacaktı. Polikliniğin eski ve ahşap olmasını lehine kullanabilirdi. Elektrik panosunda döktüğü biraz benzini ateşe verdiği anda büyük bir patlama olmuş, Stajyer'i geriye savuran patlama neyse ki gence zarar vermemişti. Yara almamasını yukarılardan gelen "Yürü ya kulum." mesajı olarak algılayan Eşcinsel, hızla çıkışa gitmeye başlamış, bu sırada da Temizlikçi ile karşılaşmıştı. İkisi birlikte çıkışa doğru gitmeye çalışırlarken zaten bir itfaiyeci tarafından bulunup dışarı çıkartılmışlardı. Hastanede kısa bir oksijen tedavisinden sonra sorguya alınmış, yangının nasıl çıktığını bilip bilmediğini sormuşlardı. Yapının eski olması nedeniyle Stajyer'den şüphelenilmemiş, kısa sürede serbest bırakılmıştı.

Stajyer hızlıca evine gitmiş ve Eşcinsel'i bıraktığı yerde bulmuştu, zaten gencin kıpırdayacak hali yoktu. Banyo ve yemekten sonra direkt uykuya dalan genci olduğu gibi bırakıp salondaki koltukta sabahlamıştı.

Sabah kahvaltı yaparken olayları anlatmıştı teker teker. Eşcinsel'in ailesinin yaşadığından haberi olmayacaktı. Bu gizlilik nereye kadar sürerdi orası meçhuldü ama, gidebildiği yere kadar götürmeye kararlıydı Stajyer.

Stajyer anlatırken sadece dinleyen Eşcinsel, tek bir soru sormuştu.

"Neden? Neden beni kurtardın?"

Durup Eşcinsel'in gözlerine bakmıştı genç adam.

"Gözler." demişti ve devam etmişti.

"Gözler bazen vicdanın gittiği yerden dönmesini sağlayabilir."

O günden sonra konu kapanmış ve bir daha açılmamıştı. Eşcinsel iyi bakım sayesinde günden güne iyileşmeye başlamıştı. Ayağa kalkması hâlâ yasaktı, her ne kadar itiraz etse de tuvalete bile Stajyer götürüp getiriyordu.

Stajyer Ömer'in vicdanı, Eşcinsel Mirza'yı kurtarmasıyla geri gelmişti.

VicdanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin