Bu bölümü yazarken gerçekten zorlandım. Yani başına oturmakta ve cümle kurmakta, konuyu oturtmakta. Niye böyle olduğunu bilmiyorum, ama elimden geleni yaptım, daha fazla da bekletmek istemedim ortaya çıkan...bu. Ortaya çıkanı da sevemedim, geçiş bölümü gibi bir şey oldu zaten uzun da değil diğer bölümlere göre, siz de sevmezseniz anlarım çünkü yeterince çaba harcayamadım ama diğer bölümlere düzeltmeye çalışacağım. Yine de yorum yapın çünkü onları sevdiğimi biliyorsunuz :')
Revirde Jason burnunu havaya kaldırarak buzu tutarken hepimiz orada toplanmıştık. Daisy elini tutarak başında endişeli bakışlarla bekliyordu ve August’a korkunç bakışlar atıyordu. Jason’ın iki burun deliğine pamuk tıkılmıştı.
“Son kez soruyorum, vuranın o olduğundan eminsin değil mi?”
“Elbette eminim! Herkes derse gidiyordu, koridorda kalanlara sorabilirsiniz!” Bağırarak parmağıyla yaklaşık 20 dakikadır August’u işaret eden, halinden gayet memnun olarak buraya gelmeye cesaret eden benim dışımdaki tek görgü tanığımız: Sarah.
Sürekli bana muzip bakışlar atıyordu,oysa ben şu sınıftaki son ‘gizemli’ konuşmamızda bu olay kapandı sanıyordum. Ya da sadece bu tarz şeylerden zevk alıyordu. Bir insan bir ayrılıkla nasıl bu kadar değişebilirdi? Ya da bunca zamandır içindeydi ve açığa çıkmayı bekliyordu.
“Daha önce de söylediğim gibi, başka görgü tanığımız yok.” August odada bir köşeye yaslanmış hiçbir şey hakkında tek kelime etmiyordu. Ara sıra Sarah’yla aralarında olan bakışmalar tam anlamıyla buz gibiydi.
“Hayır, tek görgü tanığı ben değilim! Cole oradaydı!” Parmağıyla beni gösterdiğinde herkesin bakışları bana çevrildi. Sarah’nın sağ dudağı muzipçe yukarı kıvrıldı. O bu olaya ne diye dahil olmuştu ki? August’dan ona neydi?
Bana çevrilen bakışları izlerken yutkundum. Jason’ın da gözleri ben ve August arasında gidip geliyordu. Jason da herhangi bir şeyi onaylamaya cesaret edemiyordu.
“Ben… Jason’ı olaydan birkaç saniye önce gördüm. Tam sınıfıma doğru ilerlemeye başlamıştım ki kargaşa sesleri duydum. Arkamı döndüğümde Jason’ın burnu kanıyordu.” Jason’ın bakışlarını üzerimde hissettim. Gördüğümü biliyordu. Biliyor olmalıydı.
“Yani… Kimin vurduğunu görmedin?” dedi Hemşire soran gözlerle bana bakarak. Herkesin gözü üzerimdeyken August’a kısa bir bakış attım, beni ilgiyle izliyordu. Biraz sonra da Jason’a bir bakış attığımda gözlerinde belli belirsiz bir hayal kırıklığı vardı.
“Ben…” Hemşire artık sabrı taşmış bir şekilde ellerini havaya kaldırarak Jason’a döndü.
“Burada kurban sensin be çocuğum, niye susuyorsun?” Jason yutkunarak August’a baktı. August’un bakışları öyle deliciydi ki, istediklerini yaptırtabilirlerdi.
“B-ben, ş-şikayetçi değilim.”
“Oğlum, kim vurdu da şikayetçi değilsin? Tanrım, sabır… Karakol değil burası, okul.” Nabzımın hızı giderek artarken ve alnımda terler birikirken yine bana döndü. Keşke şu anda bir uzaylı istilası olsaydı da, hepimizi alsalardı. “Sen bir cevap verecek misin?! Müdüre bir şikayet yazmam gerekiyor, yoksa hepinizi disipline göndermek zorunda kalacağım!”
Tam alnımda biriken terler toplanıp alnımdan yavaşça süzülerek ne söyleyeceğimi bilemeyerek açtığım ağzıma damlamak üzereydi ki August bir anda yaslandığı yerden doğrularak öne çıktı.
“Evet, ben vurdum. Birkaç haftadır kendimde değildim ve bir sinir krizi geçirdim. Babama sorabilirsiniz.” Bir anda tüm bakışlar ona kaydı. Sarah kendi kendine salladı, ağzından sinirinin bozulduğunu belli edecek ufak bir kahkaha kaçtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
After Decisions (GAY)
Ficțiune adolescențiCole kısa bir süre önce kızlara o kadar ilgi duymadığını fark eder. Hoşlandığı asıl çocuk da onu hayal kırıklığına uğrattığı sırada çalıştığı yerin sahibinin oğlu kaldığı yerde yarattığı sorunlar yüzünden babasının yanına yerleşir.