Bölüm 9

74 2 0
                                    

Selamlar!🌼❤ Sizi biraz beklettim,biliyorum. Ama okunma oranları çok düşük geldiği için biraz yükselsin istedim. Başlarda olan hızlı artışımız bu aralar biraz durakladı. Bu yüzden bende biraz artış olsun diye bekledim. Yeni hikayem Kaderin Çizdiği Aşk ve bu hikayemde oy kullanarak ve yorum yaparak destek olmanızı umuyorum inşAllah❤🙆 lafı fazla uzatmıyorum ve hikayemize geçiyorum keyifli okumalar..🌼🌼

(Sade)
Anahtarın ve kilitin fazla kamuflaj edilmesi beni ürküttüğü için açıkcası evlatlık alındığımın itirafı türünden şeyler bekliyordum. Ama bana kutudan çıkan küçücük bir nottu. Ve notta yazan :
" Sade kızım, bu kutudakiler ben buraya yatmadan önce çalıştığım yerdeki evin hanımı tarafından bana bırakılmıştı ve ölmeden önce sahibine vermem istenmişti. Emaneti yerine ulaştıramayacağıma kanaat getirdiğimde bu notu sana yazıp içine bıraktım. Kutuyu sahibine ulaştır. Bunu benim için değil, kutunun gerçek sahibi için yap. Lütfen.."
Kutudan çıkanlar arasında bulunan bir fotoğrafın arkasında yazanlardan anladığım kadarıyla fotoğraf 1993 tarihine ve 20-25 yaşlarında olduğunu düşündüğüm bir kadın ve erkeğe aitti. Erkeğin yüzü yere doğru eğilerek güldüğü için ve kadına doğru dönük olduğundan seçilemiyordu. Ama bu sima sanki bi yerlerde görmüşüm gibi bana tanıdık geliyordu.
Mavi bir bebek patiği vardı. Ayağın üst kısmına gelen tarafta ise büyük harfle B harfi işlenmişti. Birde ince bir parmaga ait olduğunu belli olan alyans vardı. Alyansın içinde yazanı okuyunca da bir kadına ait olduğundan emin oldum. 'MEHMET ♡ 01.01.1993'. Fotoğrafın arkasında yazanları, tarihi gördükten sonra okumadan kutudaki diğer bırakılanlara bakmıştım. O yüzden fotoğrafa tekrar döndüm ve okumaya başladım.
' Bugün 09.04.1993.. Fotoğrafı çekindiğimiz ev ise Mehmetlerin evi. Evlenmeden işledigimiz bir hata yüzünden hamile kaldım. Hata diyorum çünkü biliyorum ki günah işledik. Yinede bu hata bize çok güzel bir hediye sundu. Ve ben şimdi bunları yazarak fotoğrafı Mehmet'e vereceğim. Bu fotoğrafı çekinirken birbimize Allah nasip ederse 10 çocuk yapma sözü vermiştik. Bende ilk hamilelik haberini ona bu fotoğrafla vereceğimi söylemiştim. Mehmet buna çok gülmüstü ve fotoğrafta düzgün poz verememişti.
Annen şimdi bunları sana hatıra kalsın diye yazıyor bebeğim. Çabuk gel.. ' yazıyordu. Fotoğrafın ön yüzünü çevirip birkac dakika inceledim. Fotoğrafa bakarken kadın ve erkeğin mutlulukları kadının gözlerine hapsedilmiş gibiydi.Deyim yerindeyse iki insanın mutluluğu kadının gözlerinden okunuyordu. Titrek,derin bir nefes aldım. Fotoğrafı da alyans ve patiğin yanına masaya bıraktım. Kutuda son kalan şeye,mavi karton kapaklı deftere elimi uzattım.
"Sade, bence o defteri okumamalıyız. Sonuçta başkasına aitmiş baksana." Su haklıydı. Sanırım ilk defa.
"Haklısın kanka. Ama içinde kime ait olduğunu öğrenecegimiz bi bilgi olabilir. Yoksa nası bulucağız ki vermemiz gereken kişiyi?"
"Yani oda doğru tabi. Ama okumadan önce şu huzurevine bi gidelim. Belki dedenin çalıştığı yerle ilgili bilgi bulabiliriz."
"Evet." Bu fikir endişeyle catilan kaşlarımı serbest bıraktı. "Bu doğru bi seçenek olur. Eğer bişey bulamazsak en son çare okuruz. Sonuçta kime aitse onun iyiliği için yapıyoruz bunu."
"Aynen kahvecim. Bu arada bizim kahvelerde soğuk kahve oldu. Gidip yatalım bari kalk."
"Aynen saat baya geç olmuş. Kalk kalkk.." dedim kolunu işaret parmagimla delmeye çalışarak." Yarın gideriz artık huzurevine."
"Aynen kahvecim. Aman şey pardon Sadecim. Farkettin mi ne kadar çok aynen dedik. Acaba aynen olmasaydı ne derdik? Allah razı olsun 'aynen'i bulandan." Hem nefes almadan konuşup hem odasına uyumaya giden Su'yun arkasından,burnumdan bıkkın bi nefes verdim.
"Yemin ederim mal bu kız!" Çıkarttıklarımı geri kutuya yerlestirirken aklıma gelen şeyle gözlerim dışına pörtledi. Görevli bana dedemin ölmeden acmasın dediğini söylemişti. Ama ben ikizler burcuydum, ani duygu değişimlerini sıklıkla yasardım. "Amaaaağnn sanki dedemiz,beyimiz bizim fikirlerimizi çok önemsedi de biz onun fikirlerini onemseyeceğiz! Açtım işte nolmuş. " dedim omzumu silkerek.
♧♧
"Kolay gelsin. Ben Kemal Beyoğlu'nun torunuyum. Dün gelmistim, sandık gibi bişey vermiştiniz bana."
"Evet hatırladım. "
"Şey ben Kemal Beyo.. yani Kemal Beyi.. " görevli bana anlamaz gözlerle ben ona pörtlek gözlerle,yukarı kalkmıs kaşlarla baktım."Hay senin ebenide,dedeni de.." sesimin kısık çıktığını düşünerek dişlerimin arasından söylendim.
"Anlayamadım hanımefendi?"dedi görevli dilini üst dislerine sürterek.
"Şey, diyorum ki saygıdeğer Kemal dedeciğimi.. görebilir miyim?" Umarım gözlerimi kırpıştırarak yaptığım samimiyetsiz gülüşümü samimi algılamıstır.
"Tabiki görebilirsiniz. Ancak ziyaret için ilk kez geliyosunuz sanırım. Sizi dün hariç, daha önce hiç görmedim. O yüzden sizi hatırlamayacaktır büyük ihtimalle. Bilginiz olsun."dedi gülüşümü samimi bulmadığını gösteren samimiyetsiz bir 32 diş gülüşüyle karşılık vererek.
"Dişlerimi sök,üstüme toprak dök diyosun yani"diye söyledim, tabiki içimden.
"O kadar ilerledi hastalığı diyosunuz yani.. " Gözlerimi sağda solda gezdirip,alt dudağımı da dişimle ezerken ne yapmam gerektiğini düşündüm."Peki dedemi ziyarete gelenler hakkında ya da ne biliyim önceden çalıştığı ,yaşadığı yerler hakkında bilgi istesem sizden. Mümkün mü?"
"Ziyarete gelenler hakkinda verebilirim. Zaten dedenizi ziyarete gelen bir kisi var. Oda nadiren gelir. Hemen ismine bakıyorum."
Elimi yumruk yapip ceneme dayadım. Beklemeyi hiçbir zaman seven bi insan olmadım. Geçen 1 dakika bana 1 saat gibi geldi.
"Tamaam.. buldum. Sabri Yakmaz isminde birisi. Hatırladığım kadarıyla 40lı yaşlarında, bıyıklı ve kel sayılır. Uzun boylu. Bu bilgi size yeterli mi küçük sorgu memuru hanım?" tek kaşını havaya kaldırarak kinayeli bakış attı.
"Ya aslında bu kel beyin.. " elimi agzima vurdum. "Yani Sabri beyin telefon numarası felan olsa. Hayat meyat meselesi bu iş." Küçük emrah bakışı ve masum bir gülüş sundum. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek zorundaydım.
"Telefon numarasını bırakmıştı. Dedenizin her durumuyla ilgili sürekli bilgi istiyor zaten."
"Bilmediğim bi dayım mı var acaba?" Dedim dislerimin arasından kendi kendime söylenerek. "Ben alabilir miyim o numarayı?"
"Peki çok ısrar ettin, veriyim bari."
Numarayı sakin gülüşlerim ile aldıktan sonra artık intikamımı alabilirdim.
"Ay çok teşekkür ederim görevli büyük hanım. Eh sizin işinizde zor.. akşama kadar burda böyle otur otur.. " ağzımdan güçlü bir nefes verdim. Dilimi üst disime sürterken aynı zamanda da sağ elimin tırnaklarını inceledim. "Sonra böyle al kiloları. Neyse Allah zayıflık versin. Iyi günler." Kirpiklerimi kırpıştırarak masum bir gülüş attım. Açık olan saçlarımı elimle arkaya firlatarak arkamı dönüp çıktım.

(BATUHAN)
"Merhabalar dünyanın en güzel sarışın çıtırı. Bugün yine güneş gibi parlıyorsunuz bakıyorumda."
"Ahh teşekkür ederim Mustafa Beyefendiciğim. O sizin bakan gözlerinizin parıltısıdır"
Mustafa ve Su oturduğumuz masada hem bardak kuruluyor hem birbirlerine yavşama teknikleri geliştiriyolardı.
Mehmet amca kabul etmese de işlere yardımcı olmak, kendimi onlardan biri gibi hissettirdiği için onlarla çalışmak istedim. Mustafa normalde üşengeç biri olmasına rağmen Su'yun peşinden ayrılmadığı için oda Su ile işbirliği içinde çalışıyordu. Işte ilk günümüz gayet hareketliydi. Eh tabii birde babamin adamları baskın verecekti. Bu hayatın heycanı meycanı coşacaktı.
Aklıma takılan bir konu daha vardı. Sade'nin huzurevinde kalan hırkasını evime aşırmıstim. Vermeye kalksam neden böyle birşey yaptığıma dair mantıklı bir açıklamam yoktu. O yüzden en iyisi saklamaktı.
Yerimden kalkıp içkilerin olduğu yere Tolga'nin yanına konuşmak için yaklaştım. Daha ilk gördüğümde samimi olduğuna kanaat getirmiştim o yüzden onunla sohbet edip,onu daha yakından tanımak istedim.
"Bazen alkol alırım. Masanın dışında bulunmak kolay. Peki icerde durumlar nasıl kardeşim?" Dedim gülerek.
"Başta zorlanıyorsun ama zamanla alışırsın." Dedi oda bana gülerek.
Tolga'nin gülüşünün yüzünde donduğunu görünce kafamı baktığı yere çevirdim. Kapıdaki adamları görünce iki elimlede insanları sakinlestirmek icin oturun işareti yaptım ve herkesin duyacağı şekilde adamlara bakarak konuştum. " Geldikleri gibi giderler!" Ve dudaklarıma sinsi bir gülüş yerleştirdim.
"5 kişi dışarıyı tutsun. Kimsenin bir yere gitmesine izin vermeyin. " dedi babamın sağ kolu Sabri adamlarına.
"Sen kimin mekanında emirler yağdırıyosun Sabriciğim. Ötmek istiyosan haydi kendi çöplüğüne!"
"Batuhan Bey burada ne işiniz var bilmiyorum ama bu işe karışmasanız iyi edersiniz. Demir Bey ne istiyorsa biz onu yapmakla mükellefiz."
Sabrinin arkasında duran adamım Mert'le kısa bir süre bakıstık. Gözlerimi sadece onun anlayacağı sekilde yumarak 'o iş bende' dedim.
"Bana bak babamın yalakası. Bir günaha engel olamıyorsan en azindan ortak olmayacaksın. Burası artık benim. Satın aldım. Babamın bir sorunu varsa kendisini evimde bekliyorum."
"Sa.. satın mı.."
"Evet Sabriciğim doğru duydun satın aldı. " dedi Su. Elindeki kurulama bezini Sabri'nin kafasına doğru atarak. "Şimdi burdan defol git yoksa o kel kafanı bulaşık makinesi parlatıcısı ile yıkarım!"
"Su.. Sen karışma bu işe. Güzel tırnakların zarar görsün istemem. Gerekirse ben onu cifle tellerim!" Dedi Mustafa.
"Yemin ediyorum salak birdi, iki oldu!" dedi Yiğitle yanyana sol tarafımda duran Sade." Allah aşkına siz yeterki susun tüm bulaşıkları da, Sabri'yi de ben yıkarım." Sinirli bakışlarını onlardan çekip Sabri ve adamlarına dikti. "Gerekirse de yakarım!"
"Tamam tamam herkes sakin olsun. " dedim dikkatleri kendi ustume cekerek. "Kimse birşey yıkmıyor,yakmıyor. Sabri ve köpekleri gidiyor. Bir daha da buraya adımını atmıyor!"
"Batuhan Bey elbet gideceğiz. Ama bunları en iyisi babanıza kendiniz söyleyin."
"Tamam ben söylerim korkma s.."
Cümlemi bitiremeden adamların arasından öne çıkan babamı gördüm. Onu burda görmeyi beklemiyordum.
Sinirli,bir boğa kadar kızgın bakışları.. hırıltılı nefesi.. Bu sinirin sebebini biliyordum. Burayı satın alamaması değildi asıl sebep.. Asıl sebep onun yapamadığını benim yapmış olmam üstelik eziyetlerinin karşısında yer almamdı.
Gözlerimiz birbirlerine inat etmiş, başka yöne bakmazken sessizliği bozan şey bir silah sesi ve Sade'nin çığlığı oldu.
-bölüm sonu-

Öncelikle bu bölümde de beni yalnız bırakmadığınız için size sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Herkese ayrı ayrı teşekkür ederim. Siz olmasanız biz olamayız. Sağlıcakla kalın😗❤🙆
Yeni hikayem Kaderin Çizdiği Aşk'ta sizi bekliyoruz❤🌼

Gökyüzünde Çıkmaz SokakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin