Kapı zili çaldığında elimdeki oyuncakları kenara bıraktım. "Bebeğim bekle, geliyorum hemen." Koridoru geçtim ve kapıyı açtım. Justin gelmişti.
"Selam kardeşim."
"Selam." deyip içeriyi işaret ettim. "Geçsene. Nicole de seni bekliyor."
"Evde bir Nicole, sende bir Nicole..." diye iç geçirdiğinde güldüm. "Cadı nerede? Kambersiz düğün olmaz." Genellikle Rain ve Anna bizi yalnız başımıza bırakmazlardı. Liseden kalan 'zustin' esprisini hâlâ daha çok büyütüyorlardı.
"Uykusunu aldığında alışverişe çıkacakmış hanımefendi. Sonra gelecekmiş."
Mutfağa geçtiğimizde Justin tüm sevecenliğiyle bebek sandalyesinin önüne geldi ve Nicole'ü kucağına aldı. "Benim minik farem yemek mi kemiriyormuş." Justin henüz baba olamamıştı ve bundan dolayı çocuk sevgisine oldukça açtı. Bende ise üç tane vardı ve fazlaca doymuştum.
"Benim temizliğe başlamam gerek. Sen ilgilenirsin değil mi?"
Gülümsedi. "O iş bende."
~
"Zayn!" Justin avazı çıktığı kadar bağırdığında elektrikli süpürgeyi kapattım. Ellerimi belime yerleştirdim ve nefesimi üfledim. Sabahtan beri temizlik yapmanın verdiği sıkıntının yanında Justin'in ikide bir bana çağırması sabrımı zorluyordu.
"Bu sefer ne var amına koyayım?"
Kucağındaki Nicole'ü salladı. "Ne biçim konuşuyorsun kızının önünde sen? Dövelim mi babayı biz?"
"Sana mı soracağım lan? Zaten sabahtan beri iflahım sikildi."
Birkaç adım çekildikten sonra bahsetmek istediği şeyi gösterdi. Gördüğüm şeyle dünya başıma yıkılmamıştı ama yıkılmış kadar hissetmiştim. Az önce temizlediğim halının üzeri turuncu sıvılı mamayla kaplıydı.
"Bir bebeğe sahip çıkamıyor musun amına koyayım?"
"Sen karına sahip çıkabildin mi?" Ağzını yayarak gevşek gevşek konuştuğunda onu sikmemek için kendimi zor tuttum. Yanımda duran temizlik malzemesi kovayı kaldırdım. Nicole'ü nişan dışı tutarak kovayı Justin'in üzerine boşalttım.
"Amına koyayım!"
Gevşek gevşek gülme sırası bendeydi. Bana Nicole de eşlik edince ona doğru yürüdüm ve Justin'in kucağından aldım. "Hak edene hakkını veriyoruz, değil mi babacığım?" Nicole keyifli keyifli gülerken Justin küfür etmekle meşguldü.
"Senin yapacağın işi sikeyim ben amına koyayım."
"Ne biçim konuşuyorsun sen kızımın önünde? Dövelim mi amcayı, Nicole? Ha kızım?" dedim Justin'i taklit ederek. O buna daha da çok sinir olurken uzaktan bir öpücük attım. "Öyle göte böyle yarrak."
Justin, duş almak üzere üst kata çıktığında Nicole'ün önüne birkaç oyuncak koydum. Dünya genelinde bebekleri sakinleştirsin diye kullanılan elektrikli süpürge sesinden Nicole deli gibi korkuyordu. Korkmamasını umarak süpürgeyi çalıştırdım ve kanepenin önünden süpürmeye devam ettim.
"Aşkım dur."
Nicole süpürdüğüm yerin önüne oyuncaklarını ittiğinde oyuncakları kenara ittirdim. Tekrardan zemini süpürmeye başladığımda oyuncaklarını süpürdüğüm yerin önüne getirdi. Ona bakmaya başladığımda yüzüne bir gülümseme yayıldı. Ben oyuncaklarını çektikçe o inatla önüme koyuyordu ve durum oldukça hoşuna gitmişti.
Şakalaşmalarla süren süpürme işim uzasada en sonunda bittiğinde fişi çektim. Nicole ise oldukça keyiflenmişti. O kadar keyifliydi ki altında iki kilo bok olduğunu bile umursamıyordu. Süpürgeyi topladıktan sonra odaya kaldırdım ve kızımı kucakladım. Justin'e su attığımda biraz üzerine su gelmişti. Hazır altını değiştirirken üstünü de değiştirmeye karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
broken but golden hearts || malik
Fanfic"sana eğer gidersen hiçbir şeyin aynı kalmayacağını söylemiştim." zm || ©lueksbarbie 4718