Yolculuk.. Bilirsiniz işte bir yerde binip baska bir yerde indiler. Yazıp sizi sıkmak istemem.
Uçaktan indiğimizde sarhoş gibiydim. Çantalarımızı alıp biraz yürüdük. Babam ileride siyah bir arabayla bizi bekliyordu. Binip yeni evimize doğru yola koyulduk. Babam bize yolculuk nasıl geçti gibi bikaç soru sordu. Yaklasık bi yarım saat sonra kocaman bahçesi minik bir havuzu olab beyaz dublex bi evin önünde durunca ağzıma engel olamadım. Yeri öpen ağzımı elimle kapatıp arabadan indim. Hadi canıım babam öğretmen maaşıyla bu evin kirasını ödeyemezdi :D yok yok gerçekmiş. Bu ev bizimmiş. Eve girdiğimizde herseyin gayet düzenli ve uyumlu olduğunu gördüm. Derya Abla sayesinde tabii. Evi gezip bana gösterdikleri odaya geçtim. Eşyalarım dolaba dizilmişti. Herşey kusursuz görünüyordu. Odamdaki şeffaf duvara benzeyen camı biraz kaydırıp balkon demeye kıyamadığım alana bıraktım kendimi. Bahçemiz ağaçlarla doluydu. Biraz uyumak iyi olurdu. Teras mı balkon mu tam emin olamadığım adını "Keyif Köşesi" koyduğum bu yerde uyumak iyi olurdu. Gök mavisi şezlonga benzeyen iki koltuk ve arasındada minik bi masa vardı. Koltuklardan birine uzandım. Tek kisilik koltuk gibi yaslanma yeri daha eğik ve ayaklarımı uzatabileceğim gibi. Dedimya şezlonk gibi ama yumuşacık. Birkaç saat uyuduktan sonra babam beni uyandırdı. Pizza sparişi vermişler. Benide çağırdı. Bu arada odam 2.kattaydı. Aşagı indim. Miss gibi kokuyordu pizza. Hemen gömüldüm. Karnım doyduktan sonra kendimi gayet dinç hissediyordum. Hatta kalkıp İstanbul turu yapabilirdim. Saat daha 12.30 filandı. Güneş tam tepedeydi. Ben ne yapsam diye düsünürken Derya Abla
"Bugün seni Moda Evi'de götürmek istiyorum. Sana bir süprizim var. Ama önce babanla sana bisey söylemek istiyoruz" dedi.
Süprizden dolayı heyecanlandım.
"evet sizi dinliyorum"
Babam;
"Iıı Miraa biiz Derya Ablanlaaa.. Şeey. Biz evlenmek istiyoruz daa" dedi. Kocaman bi kahkaha attım.
" Aaa böyle olmaz Muratcığım. Gelip benden istemen gerek Derya kızımızı " dedim.
Babam şaşırdı. Bu kadar mutlu olacağımı düsünmüyordu galiba. Ben annelik , bi annenin nasıl biri olduğu hakkında hiçbirsey bilmiyordum. Ben 2,5 yaşındayken annem başka bir adamla kaçmak istemiş. Daha şehir dısına çıkamadan bi kaza geçirmiş ve onu kaybettik. Ben kaybetmedim. Benim olmayan bişeyi kaybedemem öyle değil mi ? O hiç annem olmadı. Beni ardında bırakıp gidebilecek kadar benim annem o. Babam bana hiç kızmadı bu güne kadar. Bana hem anne hem baba oldu. Bi kadın kocası olmadan çocuklarına bakabilir. Ama bir baba hem çalışıp hem de hiç bilmediği biseyi yapamaz. Babam nereden bilsin 2,5 yasında bir çocuk ne ister ? Tabi ki anne ister. Anne kokusu ister. Babam o kadar sabırlıydı ki beni bu yaşa kadar tek basına getirdi. Derya Abla gerçekten iyi bir kadındı. Hem babamın hemde benim düsüncelerime önem veriyordu. Güvenilir biriydi. İkiside mutlu olmayı hak ediyorlardı. Ben bunları düsünüyordum ki Derya Abla ;
"Ben kahveleri yapayım o zaman" dedi ve mutfağa gitti.
Babamın gözleri gülüyordu. Bir süre onu izledim. Gerçekten çok mutlu görünüyordu. Derya Abla elinde kahvelerle geldi. Masadan kalkıp koltuklara kurulduk. Önce babam adına Derya Ablayı istedim. Yani sorduum.
"Derya kızım sen seviyormusun Murat'ı ?"
"Evet anneciğim :D :D "
"Ee Murat da çiçek çikolata geldiğine göre oda seviyor. Ne diyelim sevmişler birbirlerini banada evet demek düşer"
Bir süre gülüştük ve kahvelerimizi içtik. Etrafta yanlış anlaşılmak istemiyorlarmış. Derya Abla'nın böyle elini kolunu sallayarak bize gelmesi babamında onun evine gitmesi doğru olmayacağından bu hafta sonu evleneceklermiş. Zaten sade bir tören planlıyorlarmış. Bi kokteyl olabilirmiş. Derya Abla ;
" Daha süprizlerim bitmedi. Moda Evine gitmemiz gerek hazırsan çıkalım" dedi. Hazırdım. Derya Abla'nın arabasıyla yola koyulduk. Babam evde kalmayı tercih etti.
~Moda Evi~
Burası çok güzeldii. Rengarenk koltuklar mankenlere giydirilmiş elbiseler elbise çizimleriyle dolu bir pano. Her tarafı dikkatle inceleyip bir yere oturdum. Derya Abla Ayşe adında birini çağırdı. Gelen genç kızın kulağına birşeyler fısıldadı. Kız bulunduğumuz salondan çıktı. Yaklaşık bi 10 dakika sonra üzeri beyaz bir örtüyle kapanmış mankenle geri döndü. Derya Abla mankenin yanına gitti ve yavaşca beyaz örtüyü üzerinden sıyırdı.
Ohaa ! Na-na-nasıl yaa :o Gözlerime inanamıyordum. Bu elbise geçen sene Derya Abla Ankara'ya geldiğinde beraber tasarladığımız elbiseydi. Ben kaç gece kendimi bu elbisenin içinde Deniz'le dans ederken hayal etmiştim bilmiyorum :o Şaskınlık içinde elbiseyi seyretmeye koyuldum. Sonra nasıl oldu bilmiyorum kendimi Derya Abla'ya sarılırken buldum. Çok beğendiğimi söyleyerek defalarca kez teşekkür ettim. Elbisemi aldıktan sonra Derya Abla beni biriyle tanıştırmak istediğini söyledi. Üst kata çıktık. Derya Abla yaşlarında bir kadın vardı. Masada bir kağıda gömülmüş birşeyler çiziyordu. Başını kaldırıp ;
"Merhaba Miracığım ben Çisem " dedi.
İsmimi Derya Abladan duymuş olmalıydı. Bende "Merhaba" diye karşılık verdim. Derya Abla;
"Çisem liseden arkadaşım. Bikaç hafta önce tasarımlar yaptığını öğrendim. Buluşup birbirimize tasarımlarımızı gösterdik. yani ben Ankara'ya geldiğimde. Çisem Ankara'da yaşıyordu. Oda siz gibi İstanbul'a tasındı. Beraber tasarınlar yapacağız. Çisem takı tasarlıyor. Buraya kızıyla birlikte geldi. Eşi ve oğluda daha sonra gelecekler. Ben hepsiyle tanıştı. İyi bir aile dostu olacaklar" dedi ve gülümsedi. Sonra onlar uzun uzun kucaklasıp konustular. Bu sırada ben bir panoda asılı duran eski tasarımlarıma baktım. Derya Abla beraber çizdiğimiz tasarımları buraya asmış. Bu beni mutlu etti. Bir süre sonra Derya Abla ;
"Miracığım biryerlerde bi kahve içeriz diye düsündük ne dersin ? " dedi.
Çisem Abla'da ;
"Kızım Özge'ye de haber veririz o da bize katılır. Senden 2 yaş küçük ama iletisimi iyidir. Anlaşabileceğinize eminim" dedi.
beraber bi cafe'de oturduk. Çisem Abla ve Derya Abla birbirerini çok özlemiş olmalılar ki koyu bir sohbete dalmışlardı. Birkaç dakika sonra uzun siyah saçlı genç bir kız bize yaklaştı. Derya Abla ve Çisem Ablayı öptükten sonra "Merhaba Ben Özge" diyerek elini uzattı. "Bende Mira" dedim ve eline karşılık verdim. Ankara okul derken bizde aramızda sohbet etmeye baslamıştık. Sevmiştim Özge'yi. Tam kalkarken bu sefer elini uzatmayıp sarıldı ve telefon numaramı aldı. Tabi bende onun. Orada ayrılıp evlerimize dağıldık. Derya Abla beni eve bırakıp gitti. Eve döndüğümde babam elinde kitapla oturuyordu. Bölmek istemedim. Odama çıkıp elbiseyi üzerime geçirdim. Toz pembe dizlerimin üstünde uçuş uçuş bir elbiseydi. Kolları yoktu ve belimi oldukca ince gösteriyordu. Kendimi aynada süzerken aklıma Deniz geldi. Bu elbiseyi giyecek ve onunla dans edecektim. Bu benim vazgeçemediğim bi alıskanlığımdı. Yani bu hayal ^^
Elbiseyi çıkarıp askıya astım. Sonra o kutuya bakmak istedim ama "Hayıır ! Bu olamaz. Kutuyu almamıştım kii"
Bu düsünce gözlerimden birkaç damla göz yasının süzülmesine neden olmuştu. Engel olamadığım Göz Yaşlarım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Yaz..
RomanceArkadaşlar. Aklımda Var Bişeyler.. Benim için milyonlara ulaşmak önemli değil. Bikaç okuyucu olsa yeter. Umarım Beğenirsiniz