39✔

4.6K 278 100
                                    

Jimin uyandırmaya çalıştığı hyunguna küfür etmemek için kendini zor tutuyordu.

"Namjoon hyung ya şimdi kalkarsın ya da SeokJin hyunga seni rezil ederim."

Namjoon yattığı yerden sırıttı

"Ne yapabilirsin ki onu tanımıyorsun bile"

Sırıtma sırası Jimindeydi

"İnstagram şifreni biliyorum. Ona senin hesabından mesaj atabilirim."

Namjoon yavaşca doğruldu. Kafasını kaşırken göbeğini sıvazlıyordu.

"Tamam kalktım işte gidebilirsin bücür"

Jimin bücür lafına sinir olsada pek umursamamaya karar verdi. Sonuçta hyunguna fanta demeyi bile öğretememişken ona bücür dememesi gerektiğini de öğretemezdi.

Odadan çıktığında tuvaletten sesler geliyordu. Seslere doğru yaklaştığında bunun Tae olduğunu anlamıştı. Sanırım pek sağlıklı şeyler yapmıyordu.

"Büyük ihtimalle yine rüya gördü abaza"

Diyerek ilerlemeye devam etti Jimin. Tae ile uğraşmaması gerektiğini biliyordu. Şu aralar baya doluydu.

Jimin gördüğü şeyle mest olmuştu. Hoseok bütün tutkusuyla dans ediyordu.  Hayranlıkla Hyungunu izlerken ensesine yediği tokat korkutmuştu onu. Ama vuran kişiyi görünce daha da korkmuştu.

"SAKIN BANA ELLERİMİ YIKAMADIM DEME TAE!"

Tae sırıtıyordu

"Tanrım... Sana cidden inanamıyorum."

Koşarak banyoya girdi. Ensesini kazımakla meşguldü.

Namjoon sonunda odadan çıkmıştı. Banyoya yönelmiş Jiminin banyoda olduğunu görünce vazgeçip Hoseokun yanına gitmişti

"Dostum dinlen biraz. Yeterince çalıştın"

"Haklısın..."

Hoseok dans etmeyi bırakarak yerdeki temiz havluyu ensesine yerleştirdi. Yere çömelmiş telefonuyla oynayan arkadaşına eşlik ederek yanına oturdu.

"Nasıl gidiyor Namjoon ah, artık benimle herşeyi konuşmuyorsun. Kırılıyorum."

Namjoon uzunca nefes aldı.

"Öyle düşünme Hoseok. Sadece saçma şeylerle beynini doldurmak istemiyorum."

"Namjoon, doğduğumdan beri seninleyim. İnan bana ergenlik dönemimizde senden çok ama çok daha saçma şeyler dinledim ama hiç beynim dolmadı dostum."

Namjoon gülümsedi zorla

"Konuşmaman, anlatmaman beni çok üzüyor Namjoon. Hani birbirimize herşeyi anlatacaktık? Verdiğimiz sözü unutmuş olamazsın."

"Unutmadım tabii ki Hoseok."

"Sorun ne o zaman?"

Namjoon konuşmanın başından beri ilk kez Hoseok'un gözlerinin içine baktı. Endişeliydi.

"Ben kendimi tanıyamıyorum Hoseok. Çok değiştiğimin farkında değil misin? Hayatım boyunca ilk kez birinin peşinden koşuyorum. O beni takmıyor bile. Canım o kadar acıyor ki. Ona ulaşamıyorum. Sadece fotoğrafını görüp bu tür şeyler hissedeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Beni en iyi sen tanıyorsun dostum. Bunları fark etmiş olmalısın. "

Hoseok burukça gülümsedi arkadaşı zor zamanlar geçiriyordu.

" fark ettim tabii ki. Kendin halledersin diye düşünmüştüm ama daha dibe batmışsın dostum. "

Namjoon Hoseokun omzunu sıvazlayarak konuştu

" boşver dostum, dediğin gibi kendim halledebilirim."

"Bir şey olursa her zaman aynı yerdeyim biliyorsun."

"Elbette."

İkilinin konuşmasını bölen aynı yaşta ki iki keçi olmuştu.

Jimin kızarmış ensesiyle Tae'yi azarlarken Tae umursamazca davranıp Jimini çileden çıkartıyordu.

Namjoon onları izleyen Hoseok'a fısıldadı

"Aynı bize benziyorlar değil mi?"

"Evet. Birbirlerine çok kızıyorlar ama etraflarına baksalar birbirlerinden başka kimseleri yok. Bunun farkındalar bence ama belli etmiyorlar."

Namjoon kafa salladı

"Birbirlerini seviyorlar"

İki keçi başlarını onlara çevirince sustular. Jimin mızmızlanmaya başlamıştı bile

"Hoseok hyung Tae bana bağırıyor"

Büzdüğü dudaklarıyla hyungunun kucağında ki yerini almıştı.

Tae şaşkınca devam ettirdi

"Asıl sabahtan beri sen bana bağırıyorsun."

O da Namjoon hyunguna sığınmıştı.

"Sanırım her ikinizde bağırdınız çocuklar"

İkiside Hoseok'a karşı gelmek için ağızlarını aralamışken Namjoon araya girdi

"Pekala susun ve beni dinleyin!"

İkiside büzdükleri dudaklarını kapatıp Namjoon'u dinlemeye başladılar

"Eğer bir daha sorunlarınızı kendiniz çözmeyip bebek gibi bizim yanımıza gelirseniz çoğu şeyi yasaklarım"

Jimin sordu

"Ne gibi?"

"Hmm mesela çilekli dondurma ve sarı kolayı jimin."

Jimin içinden "FANTA o FANTA!" diye haykırsa da kendini tutmayı başarmıştı.

Tae ayağa kalkmış ve Jiminin elinden tutarak onu odaya götürmüştü.

Hoseok onlar odadan ayrılınca gülmeye başladı

"Tae yine özür dileyecek"

"Bak kaç yıldır beraberiz Jiminin bir kez olsun özür dilediğini görmedim."

Hoseok eline aldığı telefonla çığlık atmıştı

"İnanmıyorum! Yoongi bana mesaj atmış!"












Burada kalsın dmkccksöfj

Arkası yarın

Böyle bir bölüm yazmak istedim.

Umarım beğendiniz

Ve Tae'nin sap olması konusuna çok üzülen kişiler var.

Tae ile ilgili çok güzel fikirlerim var. Bekleyin

Sizi seviyorum



🙌

instagramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin