50. Ceset

629 42 32
                                    

"Bu onunla ilgili değil." Seungri gülmeye devam ederken söylediğinde Jiyong'un yanağını koluna yaslamış ona gülümseyerek baktığını göremiyordu.

"Öyle." Jiyong onu göremediğini bildiği çocuğa rahatlıkla bakmaya devam ederken güldü. "Aynı yere aynı şeyi koyuyoruz ve--"

"Tanrı Aşkına!" Seungri kahkaha atmaya başladı ve yüzünü elleriyle kapatıp kafasını yastığın üzerinde salladı.

"Bu sadece arabayla ilgili değil, sürücünün de önemi var."

"Bunu yaptığına inanamıyorum!" Seungri deli gibi gülmeye devam ettiğinde Jiyong hala sırıtarak dalga geçiyordu.Seungri'yle kesinlikle yatmaktan daha fazlasını yapmak istiyordu ama yine da ona diğer çocuktan daha iyi hissettirdiğini öğrenmek hoşuna gitmşti.

"Başka birinin evinde kalmayalı uzun zaman oluyor." Seungri hala gülümserken yanağını yastığa yaslayıp sanki onu görmek istiyormuş gibi Jiyong'a döndü. "Odan nasıl görünüyor? Bekle---tahmin edeyim." Jiyong ağzını açtığında sırıtıp onu durdurdu. "Bu tarafta bir pencere olduğuna göre---şurada büyük siyah bir dolabın var çünkü sen sert bir sürücüsün." Çocuk dalga geçerek konuşmaya devam ettiğinde Jiyong kafasını yastığa gömüp gülmeye başladı. "Bir televizyon var mı?---Bence karşımızda bir televizyon var---duvarların ne renk? Gri mi?"

"Beyaz."

"Sıkıcı." Seungri dilini çıkararak söylediğinde Jiyong hala gülümsüyordu. "Gizli bir odan var mı? Zincirler ve kayışlarla dolu?"

"Evet, neden kalkıp gizli geçidi bulmuyorsun?" Jiyong alay ederek söylediğinde Seungri kafasını salladı.

"Gizli geçitler hep bir kitaplığın arkasında olur ve sen---kitap okuyanlardan değilsin."

"Kimlerdenim?" Adam, Seungri yatakta doğrulup iç çamaşırını giyerken sordu.

"Sen---araba sürenlerdensin." Seungri gülerek ayağa kalktığında Jiyong gözlerini devirip çocuğun tereddütle birkaç adım atışını izledi. "Tamam----bu dolap değil mi?" Eliyle hafifçe dolaba dokunurken Jiyong'a doğru baktığında adam başını avucuna dayayıp gülümsedi.

"Evet ama yanlış tahmin Bay Harika, beyaz bir dolap."

"En azından renkli olmadığını biliyordum." Bukleleri alnında darmadağın olan oğlan kaşlarını kaldırarak komik bir ifadeyle söylediğinde, Jiyong alt dudağını ısırırken gülümsemeye devam etti.

"Üzerinde bir ayna var mı?"

"Evet." Jiyong başını salladıktan birkaç saniye sonra cevapladı.

"Ah---işte burada." Seungri adamın sevimli bulduğu kısa ve tombul parmaklarıyla aynaya dokundu. "Nasıl görünüyorum?"

Jiyong kafasını biraz eğdi.

"Güzel."

"Aşağıya bakıyorsun değil mi?"

"Hayır." Adam çocuğun alt tarafına bakmaya devam ederken söylediğinde Seungri gülmeye başladı.

"Kör bir oğlanı bile kandıramadığına göre berbat bir yalancı olmalısın." Seungri gülerken tekrar kendini yatağa bıraktı.

"Aslında iyi bir yalancıyımdır." Jiyong çocuğa bakarken alçak bir tonda söyledi. "Ama sen fazla akıllısın."

Seungri gülüp kafasını iki yana salladı.

"Şimdiye kadar bir faydasını görmedim ama çok zararı olduğunu söyleyebilirim." gülümseyerek söyledikten sonra kolunu kaldırmak isterken komodinin üzerindeki bir şeye çarptığını farketti.

Beyaz BastonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin