Elimdeki kağıdı komidinimin üzerine bırakıp kedinin incinmiş bacağını bir güzel
sardıktan sonra artık uyumak için sabırsızlanan bedenimi yatağa attım.
Gözlerimin kapanması ve uykuya dalmam arasında en fazla birkaç saniye
geçmiş olmalıydı.
-
Başım deli gibi ağrıyordu ve ağrının şiddetiyle huzursuzca gözlerimi araladım.
Bakışlarım komidinimin üzerindeki masa mavi saatini bulduğunda gözlerimi
ovuşturdum.
Saat ne ara öğlen 2 olmuştu? Bunca saat uyudum mu!
Saatlerdir yatmama rağmen isteksizce doğruldum pofuduk yorganımın içinde.
Ayaklarımla yeri yoklayarak terliklerime ulaştım ve ayaklarımı soğuk terliğin
içine iyice yerleştirdim.
Birkaç dakika öylece boş zihnimin tadını çıkardıktan sonra ayağa kalktım.
Bileğim hala sızlıyordu fakat dünden daha iyi hissediyordum.
Ayağımın dibinde debelenen kediyi görünce sırıtmama engel olamadım. Bez
parçalarının birinin altından birinin üstünden geçerek kendi kendine oyunlar
yapıyordu.
Midemin açlıktan feryat ettiğini duyduğumda onun da acıkmış olabileceği
aklıma geldi. Kutuyu sıkıca kavrayarak mutfağa yöneldim.
-
Kendime peynirli omlet hazırlamayı planlıyordum fakat son anda patates
kızartmasına karar kıldım. Yağı ocağa bırakıp kedi için ne hazırlabileceğimi
düşünmeye karar verdim. Bildiğim tek şey süt içtikleriydi.
Buzdolabını açıp dakikalarca uzun uzun baktıktan sonra biraz peynir ve süt
kutusunu çıkarttım. Ekmeğin yumuşak kısımlarını bir kaba parçalayarak üzerini
sütle ıslattım. Başka bir kaba da peyniri yerleştirdikten sonra kapları kutunun
içine yerleştirdim.
Karın doyurma sırası bendeydi. Patatesleri elimden geldiğince keserek yağa
atmayı başarmıştım. Tencereden sıçrayan kızgın damlalarla adeta savaş
içerisindeydim. Bu işten de sağ salim çıkabilmiştim sonunda.
Çayımı yudumlarken elim sabah cebime sokuşturduğum beyaz kağıda gitti.
Bunu neden yapıyordu? Hiç tanımadığı birini neden kutlamaya davet
etmişti?
Kalabalık bir yere gidebileceğimiz ihtimali aklıma gelince endişelerimin gün
yüzüne çıkmaya başladığını fark ettim.
Ben kalabalıkta yapamazdım ki, daha önce hiç kalabalık bir ortama
girmemiştim. Hep yalnız takılanlardan olmuştum ben.
Ya geceyi berbat edersem? Ya yılbaşını benimle geçirdiğine pişman olursa?
Düşüncelerimden arınıp saate ilişti gözüm.
"16.00"
"Ne?!"
Hayır. Bu kadar oyalanmış olabilmeme imkan yoktu. Saat akşam 4tü ve ben
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kedi
Ficção AdolescenteKendisini insanlardan soyutlamış genç bir kızın hayatını değiştiren kedinin bazen eğlenceli, bazen romantik, bazen ise duygusal hikayesi... ©Tüm hakları saklıdır.