Duecentoventuno

17 3 14
                                    

Bulaşıklar yıkandıktan sonra Kang Hyunggu kol saatine baktı.

"Üzülerek belirtiyorum ki gitme zamanım geldi."

Min Yoongi'nin başı ilk defa büyük bir ilgiyle sesin sahibine döndü, bunu fark eden Aeri sırıtışını öksürerek gizledi.

"Geri geleceğim, ama başka bir zaman."

Hyunggu dramatik bir şekilde iç çektikten sonra Han Aeri'yi kollarına çekti, Min Yoongi homurdanmamak için kendisini zor tutuyordu.

"Beni bir daha bu adamla aldatma Aeri, bana çok kötü bakıyor."

Yoongi sonunda kendisine atılan pasla konuşma şansı elde etti.

"Öyle sarılmaya devam edersen sadece bakmakla kalmayacağım Hyunggu."

Hyunggu şeytani bir kahkaha attıktan sonra Aeri'nin yanağını öpüp üzerinden çekildi, Min Yoongi ise sanki kendisini öpmüş gibi donmuştu.

"Hyung-nim! Aeri'yi üzersen onu senden çalarım, bak yaparım ha. Gözün üzerimde olsun."

Artık dayanamayan Aeri, Kang Hyunggu'yu pataklayarak evinden kovma kararı aldı.

"Yeter git artık hadi geç kalıcaksın."

Genci ittirip kaktırarak kapıya kadar sürükledi, ardından eşikten dışarı fırlattı, Hyunggu hâlâ gülüyordu.

"Sonra görüşürüz Maknae! Hyungu benim için öp!"

"Öpeceğimden emin olabilirsin."

Hyunggu biraz daha insancıl bir şekilde gülümsedi.

"Ah, şüphem yoktu zaten. Bağrındaki o izlerle ilgili de konuşacağız ayrıca!"

Aeri şok olmuş bir şekilde tişörtünün yakasını yukarı çekerken Hyunggu tekrar kahkaha attı.

"Şaka yapıyorum. Yatak hayatınla, beni içermediği sürece, ilgilenmiyorum."

"Hyunggu, git artık!"

Bir kahkaha daha.

"Seni seviyorum, bye bye!"

instagram↬allyoon²Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora