Nankör diye haykırırmış, Saatler her geçen an'a.Meğer arkadaş değilmiş,Akrep, yelkovanla.|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|-|Bir, İki, Üç...Kan akıtılmış, saflıkla sıvanan ruhlar kırmızıya boyanmıştı. Sırların ifşa olmasıyla beraber ilk birkaç cinayet, bir domino taşı misali, gerisindeki piyonları da devirmişti....Dört, Beş, Altı...Olayların büyümesi engellemeye çalışan birkaç kişi, kendi kanlarında boğulmuşlardı. Arafta kalmış bedenleri, onlara bir yol gösterdiklerini zanneden kötülüklerle kirlenmişti....Yedi, Sekiz, Dokuz...İntikam ateşi öfkeyi körüklüyor, sevgi dostlukları pekiştiriyordu. Hırsından gözü dönmüş insanlar, kendi güçleri altında eziliyorlardı.On!Şah yıkılmış, vezirler oyuna el koymuştu. Kötülüklerden arındırılmış kum saatinin, geride kalan tek taneciği, son anda hayata tutulmuş, süre dolmadan zaman geriye sarılmıştı. Zamanın anahtarını elinde tutanlar, onun tüm sırları çözmüşlerdi. Direnmek artık tek çözümdü.
@TheLegendOfBlack tarafından.
Kapağını çok beğendim. Karışık, efekt mağduru kapakların yanında parlıyor.
Anlatım biçimin akıcı, sıkıcı değil ve betimlemeler de yerli yerinde. Çok beğendim, tebrik ediyorum. Sadece Seyfi ile Fatih konuşurken aralara 'Fatih elini çenesine koydu ve söyleyeceği cümleleri tarttı. Başını kaldırıp sözlerine devam etti.' gibi cümleler de koysaydın daha iyi olurdu çünkü okuyucu bir süre sonra bu ikili gelgitlerden kimin ne söylediğini takip edemeyebiliyor.
Kurgu zaten muazzam. Kendini okutur nitelikte. Okumaya kesinlikle devam edeceğim. Bundan emin olabilirsin.