Lanet alarmın sesiyle uyandım. Bugün annemin ziyaretine gidecektim. Annem kanser hastası. Öğreneli henüz 1 hafta oldu. Yaşadığım hüzün içimi delip geçiyor, aptal uyku haplarıyla zar zor uyayabiliyorum. Gözlerim ateş gibi yanıyor. Ve çok kötü şiştiler. Gerçi bunlar zerre kadar umurumda değil kalbim daha çok acıyor annemin korkusundan, ona bi'şey olucak korkusundan...
Neyse, güçlü görünmeliyim. Annemi daha çok üzemem.
Bu iç savaşım sonunda yataktan kalkmayı başardım. Elime geçen ilk t-shirt ve koyu renkli jeanimi giydim. Elimi yüzümü yıkayıp, dişlerimi fırçaladım. Komidinim üzerinden telefonumu da alıp. Yatağımı toplamaya tenezzül etmeden evden çıktım. İzmir'de oturuyorduk. Evden çıkınca hemen taksi durdurup Özel Konak Hastanesi'ne doğru yola çıktım.
Taksideyken telefona bakmaya fırsatım oldu. Emine, Ayşe Nur ve İlkay whatsappdan mesaj atmışlardı. Emine yaz aşkını bulmuş, Ayşe Nur okuduğu kitabı anlatıyordu mesajda. İlkay ise bir ünlünün evrim geçirmeden önceki halini yazıp umudu yitirmeyelim kanka diyordu. Bu kızları seviyorum ya. Bu günümde bile beni güldürebiliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİMİ TUT!
RomanceBazı kötü günler bize hayatımızı aşkını getirmez mi aslında... Sedef, 24 yasında annesinin kanser hastası olmasıyla hayatı kör düğüme dönüyor. Bir yandan sevip sevmediğinden emin olamadığı yakışıklı sevgilisi bir yandan da o. Hayatının adamı...