2.bölüm

13 2 0
                                    

Ankara'da yaşıyordum. Belirli sebeplerden dolayı İzmirden Ankaraya taşınmıştık. Bu sabah uyandığımda bi garip hissediyordum yorgun halsiz kalbim o kadar sancı ediyorduki... Ama ben sebebini bilmiyordum. Yatağımdan kalkıp ailemle kahvaltı yapmak için mutfağa gittim. Herzamanki gibi güler yüzlü annem masayı donatmıştı. Babamda masada oturmuş kahvaltısını yapıyordu. Babamı pek sevmezdim aslında bana ilgi göstermeyen kimseyi sevmezdim. Babamda bu yaşıma kadar bana hiç ilgi göstermemişti. Kahvaltımı yaptıktan sonra annem birden bire bana sarılarak; "iyi ki doğdun çiçeğim" dedi. Aaa evet bugün benim doğum günündü böyle şeyleri pek önemsemediğim için tamamen aklımdan çıkmıştı. Babam göz ucuyla bana bakıp kahvaltısına geri döndü. "Baba birşey demiyecek misin?" dedim. " Ne istiyorsun?" dedi. "hiiiç sadece keşke beni seven bana biraz ilgi gösteren bir baba isterdim ama sanırım imkansız birşey istiyorum" diyip hızlı adımlarla odama çıktım. Baba kavramı benim için çok önemliydi o beni gerçekten sevmezdi ve bu bende hep bi boşluk yaratıyordu bana üvey evlat gibi davranıyordu. Bazen ölmesini isterdim en azından ölü bir insandan sevgi ve ilgi bekliyemezdim. Üstümü giyip köpeğimi alıp evden dışarı çıktım kapının önünde melis ve babasını gördüm onlara hep imrenirdim onlar baba kız değildi sanki iki arkadaş gibiydiler... Kafamı başka yöne çevirdim ve  hergün köpeğimi gezdirmek için gittiğim parka doğru yürüdüm. Parka vardığımda birinin omzuma dokunduğunu hissettim arkamı dönüp baktığımda kumral tenli simsiyah gözlü bir çocukla karşılaştım. Bana bakınca yüzünün kızardığını farkettim. "buyrun?" dedim. "şeyyy, ben sizi başka biriyle karıştırdım özür dilerim" diyip yanımdan hızlı adımlarla ayrıldı. Ne olduğuna anlam verememiştim. Ertesi gün tekrar köpeğimi gezdirmek için  parka doğru gittim. Dinlenmek için oturduğum bankta yanıma biri oturup köpeģimi okşamaya başladı. Kafasını eğdiği için yüzünü göremiyordum. Kafasını kaldırıp "güzel köpek" dedi. kaşlarımı çatıp  "seeeen  dünki.." taklidimi yaparak "evet beeeen" dedi. "kimsin" dedim. " ben Can hergün bu parkta köpeğini gezdirdiğini görüyordum yanına gelmek istedim. senin adını öğrenebilir miyim" dedi. O an konuşurken yanağında oluşan gamzelerine odaklanmıştım kendime gelip;" bende azra" dedim. Banktan kalkıp beraber yürümeye başladık

Can'dan

o gün sabah erken kalkıp parka doğru yürüdüm. Başım çok ağrıyordu kendime gelemiyordum. Sonra gözüme köpeğiyle uğraşan bir kız takıldı yaklaşık 3 hafta boyunca onu izledim tıpkı ona benziyordu onun gibi gülüyordu onun karşısına çıkacak cesaretim yoktu sonra kendimi onun omzuna dokunurken buldum bana döndüğünde o kadar çok heyecanlandımki ona çok benziyordu dilim tutuldu konuşamadım. Ertesi gün parka gittiğimde bankta dinlendiğini gördüm yanına oturdum adı azraymış kalbim dakikada 90 atıyordu çok heyecanlanmıştım.

(...)
azra

değişik birine benziyordu hafif hoşlanmıştım yaaa hayııır saçmalıyordum ama gamzeleri çok hoştu kendimi onu izlerken buluyordum. Eve kadar yürüdük 1 hafta boyunca böyle geçmişti güzel geçiyordu. Ben yavaş yavaş seviyordum onu onunda beni sevdiğinden emindim hergün beraberdik 1 ayda böyle geçti. Can bana beni sevdiğini söyledi ve birlikte bir ilişkiye başladık. Mutluydum. Sonra birgün Can'nın "aşağıya in bekliyorum" mesajıyla mutlu mutlu koşar adımlarla aşağıya indim. Karşımda ağlamaktan gözleri kan çanağı dönmüş bir Can çıktı. Ne olduğunu anlmamıştım "özür dilerim gerçekten özür dilerim yapamam gitmem gerek" diyip koşar adımlarla uzaklaştı. Neye uğradığımı şaşırmıştım kendimi ağlamamak için zor tuttum ama yapamadım odama çıkıp hüngür hüngür ağlamaya başladım ama o gitti ve birdaha hiç dönmedi..

can'dan

onu sevdiğimi sanmıştım sevmemiştim aslında. çünkü sineme çok benziyordu ama sinem  ölmüştü. Azra'yı Sinem'in  yerine koyarsam Azrayla birlikte olursam belki acım diner sanmıştım yanılmıştım. çünki bu sefer başkasına  acı vermiştim beni yarım bıraktıkları gibi bende onu yarım bırakmıştım...


Yarım KaldıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin