Yeni Bir Hayata Merhaba

166 6 4
                                    

Ertesi gün uyandığımda etrafta büyük bir koşuşturma vardı. Ne olduğunu çözememiştim. Yanımda hızlıca saçlarını tarayan bir çocuğa seslendim.

"Burada ne oluyor?"

"Ünlü CEO Jeon Jungkook  buraya geliyor." saçlarını taramaya tekrar döndü ve "sende hazırlansana öyle mi karşılayacaksın?" çocuğa şaşkınca bakmıştım.

Jungkook denilen kişi beni alamaz ki zaten. Ben aptalın tekiyim. Daha neyin ne olduğunu bile bilmiyorum. Bunları düşünürken bende birkaç parça kıyafet aldım.

Üstümü değiştirip dişlerimi fırçaladım. Saçımı ellerimle düzeldikten sonra hazırdım. Ben yatakhaneden çıktığımda herkesin neredeyse sıraya girdiğini gördüm. Ben koşar adımlarla  sıranın olduğu yere gittim.

Bogum'a doğru bakarken gayet ciddi duruyordu. Ben umursamazsa bizi alacak kişiyi beklemeye başladım.

Bir süre sonra yavaş adımlarla girdi. Bu adam iki gün önce ki gördüğüm adamdı.  Onun adı Jungkook muydu? Başından beri anlattıkları adam bu muydu yani?

Jungkook bizim oluşturduğumuz sıranın önünde tek tek bizi inceliyordu.  Bakışları bana doğru geldiğinde bocalamış hali vardı.

Bende tıpkı onun gibiydim.

Jungkook benim önümde durdu ve boynumuzun eşitlenmesi için yere çöktü.

"Senin adın ne?"

"T-taehyung efendim" deyip saygıyla eğildim. Hatta eğildikten sonra kekelememe küfür etmiştim. Nasıl olur da istemsizce kalbim birdenbire hızlıca atmaya başlar.

Jungkook çömeldiği yerden kalktı. Bakışlarını üzerimden çekmemişti.

"Ben bu çocuğu evlatlık edinmek istiyorum"

Yetimhane müdürü şoka girmişti. Doğrusunu isterseniz bende şoka girmiştim.

"Emin misiniz efendim? Bu çocuk aptalın teki. Daha akıllı çocuklarımız var"

"Hiçbir çocuk aptal değildir. Sadece siz onu aptallaştırdınız. Ayrıca bu çocuğu evlatlık edinmek için kaç kere söylemek zorunda mıyım?"

Bu adam tam bir havalıydı. Müdür ve Jungkook gittiğinde herkes benim etrafımda doluşmuştu.

"Vay canına. Çok şanslısın"

"Ben adamın yerinde olsam kesinlikle seni almazdım."

"İyi şanslar. Umarım iyi yetiştirsin" gibi laflardı. Ama ben bunları umursamadım. Bogum'a bakıyordum. İçim acıyordu.

Gitmek falan istemiyordum. Bogum'a sımsıkı sarıldım. Ona söz vermiştim. Onun elinden tutup bu lanet yerden kaçacaktık.  Ona sarılırken kulağına fısıldadım.

"Sözümü tutamadım Bogum. Affet beni"

İkimiz dakikalardır sarılıyorduk. Müdür ve Jungkook gelince gitmek zorunda kaldım. Giderken bile hala Bogum'a bakıyordum.

Burukca gülümseme ile bana el salladı.

&

Arabaya bindiğimizde adama doğru dürüst bakamıyordum. Utanıyordum. Sürekli ayaklarıma bakıyordum. Bende dışarıya bakmaya karar verdim. On yıldır bakamadığım dışarıya.

Eve geldiğimizde okuduğum masallarda ki saraylara benziyordu. Büyük şaşkınlık ile yukarıya doğru bakıyordum.

Jungkook elimi tuttu.

"Yeni hayatına merhaba de"

&

Eve geleli yaklaşık bir saat olmuştu. Kalbim hala hızlanıyordu. Takım elbisesini çıkarmış üstüne normal bir insanın giydiği günlük kıyafetleri giymişti.

Jungkook karşımdaki koltuğa oturmuştu.

"Merhaba Taehyung. Büyük ihtimalle beni tanıyorsundur. Bu konuya fazla girmeyeceğim. Her evde olduğu gibi kurallar var ve bu kuralları sana anlatacağım."

Kurallar kurallar kurallar...

Bunalık gelmişti. Yetimhanenin bok gibi kuralları yetmediği gibi şimdi bu evde kurallar vardı.

Jungkook büyük bir iç çektikten sonra konuşmaya başladı.

"Birinci kural; Asla benden izin almadığın sürece dışarı çıkamazsın.
İkinci kural; Benden bir şey istediğin zaman bana "babacık" diyeceksin.
Üçüncü kural: Ben evde olmadığım zaman bir sorun olursa Cheong Noona'dan yardım isteyebilirsin. Bu kadar senin eklemek istediğin bir şey var mı?"

Cevap veremedim. Sessizce ona baktım.

"Ha bu arada okulun için kayıtını yaptıracağım."

Dediği şeyle kendime gelmiş. Ona teşekkür etmiştim. 

Sanırım artık yeni bir hayata merhaba diyeceğim.

You Are My Daddy? l taekook lHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin