Küçük Hanım!

13 4 0
                                    

  Güne mutlu uyanmış olmam kuşku duymama yetmeliymiş zaten. Hoşlandığım çocukla aynı sınıfa düşmem gerçekten evrenin bana bir oyunuydu sanki. O kadar insan varken neden ondan hoşlandıysam e tabi suç sende kızım. Kendi kendimi sorguladıktan sonra en yakın arkadaşım Büşra'ya dönüp;
  "Bunların hepsinin müdürün oyunu olduğunu söyle kanka ne olur!"
Kankam bana bön bön baktıktan sonra;
  " Rüya sen ne zaman bizim ağır vasıta müdürün şaka yaptığını gördün?" diye sorunca böyle bişeyin imkanı olmadığına karar kıldım.
  Daha 11. Sınıftaydık ve Gökhanla geçireceğim koskoca iki sene vardı, umarım bu iki sene benim en kötü iki senem olmazdı.
  İlk derse, sanırım yeni atanmış, gencecik çıtı pıtı bir bayan hoca girdi. Herkes ona hayranlıkla bakarken Gökhan'ın gözünün benim üzerimde olduğunu farkedince yanaklarım alev alev yanmaya başladı. Ama nasıl, bu çocuk nasıl bana böyle uzun uzun bakardı? Hani nefretiydim onun, hani gün geçtikçe olanlardan dolayı kini içinde büyüyordu? Kendimi toparlamam gerekiyordu yoksa üniversite sınavından güzel bir puan almam ismim gibi rüya olurdu.
  Zil çalınca kantine gitmek üzere doğruldum, ben doğrulur doğrulmaz tam da yan sıramda oturan Gökhan da doğrulunca bir rövanş yapıp sırama tekrar oturma isteği yerleşmişti içime. Ne yapacaktım şimdi, ya aynı istikamete gidiyor isek. Aman Allah'ım bu düşüncelerim yanaklarımı daha da kızarıyordu. Ben de bi değişiktim aynı sınıfı paylaşacağım çocukla aynı okulu paylaşamıyordum resmen.
  Emin adımlarla kantine doğru yürüdüm, heyecandan dilim damağım kurumuştu ve bir şişe su almam farz olmuştu artık. Arkadan ayak sesleri geliyordu ve ben o kişinin Gökhan olduğuna dair yemin edebilirdim. Koridor bomboştu sanırım ilk gün olduğu için herkes kendi sınıfında arkadaşlarıyla hasret gideriyordu. Bende enayi gibi daha dakka bir gol bir atmıştım hemen kendimi dışarıya.
  Koluma uygulanan ani basınçla kendimi kütüphanede bulmuştum, karşımda Gökhan kolumda ise eli mevcuttu. İçimden 'hassiktir' diye geçirdikten sonra Gökhan'ın da konuşmayacağını anlayarak;
  "Ne yaptığını sanıyorsun sen be! Ne oluyor çabuk bana bir açıklama yap! dedim kolumu ellerinden ayırarak.
  Öyle sinirli bakıyordu ki suratıma az sonra kafa atacak diye ürkmüyor değildim.
  " Senin 11-A sınıfında ne işin var küçük hanım? Ben sırf sen 11-B sınıfındasın diye kaydımı 11-A ya aldım, şaka mı bu ha, oyun mu oynuyoruz?" diye bağırınca kalbimin kırıldığını umursamadan bu münasebetsiz eski aşkıma açıklamamı yaptım;
  " Asıl sen benimle oyun oynuyorsun be! Ne bu hareketler kolumu tutup sarsmalar falan? Kendini bişey mi sanıyorsun böyle yapınca, eline ne geçiyor?"
  "Bu seni ilgilendirmez, bir açıklama bekliyorum küçük hanım"
Tamam benim boyum 1.63 onunki 1.83 olabilirdi ama bana küçük deme gibi bir yetkisi yoktu. Kollarımı sıvayarak adeta bir mahalle çocuğu gibi;
  " Bana bak oğlum birincisi senin atarın bana sökmez, ikincisi ben küçük değilim, üçüncü ve en önemlisi ise ben 11-A sınıfına en yakın arkadaşım Büşra için yazıldım. Her haltı kendine çekmezsen sevinirim, dünya sadece senin etrafında dönmüyor!"
  Tam konuşacakken sözünü bölerek;
  "Ha bi de, lütfen aramızda geçen bir takım sorunları okul hayatımıza dahil etme. Tamam benim hatalarım olmuş olabilir, ama senin de benden eksik kalır yanın yok beyefendi. Kapiş?"
  Kütüphaneden öyle hızlı bir şekilde çıkmıştım ki tek kelime bile söyleyememişti haspam. Kendini bişey sanıyordu ayrıca da benim ona hala aşık olduğumu sanması da cabasıydı. Oysa daha kibarlarına ve yakışıklılarına layık olduğumu herkes söyler...😉
  Aramızdaki hüsumete gelirsek eğer şöyle ki zamanında Gökhan'a hoşlandığımı itiraf ettiğimde beni reddedip üstüne kaba saba konuşunca sinir olup en yakın arkadaşının kankasıyla çıkmıştım ve bu Gökhan'cığımın kulağına gitmişti ister istemez. O gün bu gündür de beyefendi bana gard almışmış çok da fifi🙂

AFİTAP (Bir Aşk Serüveni)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin