Uzun bir aradan sonra herkese selamlar! Evet uzun ara çünkü ilham geldiğinde ekliyeceğimi söylemiştim ve ilham bastırınca da yazıp yükliyim dedim. Bir önceki bölüme gelen yorum+oylar için herkese teşekkürler. Okunduğunu bilmek gerçekten iyi hissettiriyor! Neyse çok tutmiyim sizi gelecek bölüm ne zaman gelir Allah bilir yani ben bile bilmiyorum ama uzatmamaya çalışacağım. Herkese,
KEYİFLİ OKUMALAR!XxX
Harry ateş saçan gözlerine bize yönlendirmeye devam ederken Edrick'in kolunu sarmıştı ellerim. Tüm kalabalık Harry'nin etrafında toplanmış birkaç dakika sonra olacaklar için ellerinde içki kadehleriyle bekliyorlar ve tezahürat yapmayı sürdürüyorlardı.
''Ne o gelir gelmez kanın kaynamış bakıyorum Styles, keşke daha uslu bir çocuk olsaydın belki de...'' Kolunu eskisinden daha fazla sıktım ve devam etmemesi için mırıldanmaya başladım.
''Devamını getirsene, o siktiğimin çenesini çalıştırsana! '' diye kükredi.
Harry elini saniyeler içinde kaldırıp Edrick'in yüzüne sallayınca ağzımdan kaçan yüksek çaplı iniltiye engel olamadım. Tanrım, vurmuştu!
Edrick kolunu elimden kurtardı ve sağ tarafıma yürümeye başlayarak bir yandan da burnunu siliyordu. Tişörtüne sıçramış kanı fark etmem uzun sürmedi. Harry'e baktığımda ise kaşları kırılacakmış gibi çatılmıştı. Kaşlarından önce dişleri kırılacaktı belki de.
Orada öylece durup onların bakışmalarını izlemeye bir son veridm ve bende tezgahın dışına attım kendini. Edrick sıktığı yumruğu Harry'e karşı gönderince o inanılmayacak derecede olan soğukkanlılığı ile refleks diye isimlendireceğim farklı bir hızla tutup Edrick'i kalabalığa doğru itmişti. David'e baktığımda Harry'nin arkasına geçmiş onu durdurmaya çalışıyordu. Harry değişik sesler çıkararak ağza alınmayacak derecede küfürlerini saymaya devam ediyordu. Sesi o kadar hırçın çıkıyordu ki, fare deliği aramamak için cesur olmak gerekirdi.
Edrick'in yanına hızla gidip kolundan yakaladım ve daha fazla şiddete uygulamasını engellemeye çalışıyordum. Peki o beni takıyor muydu ? Yüzüne yediği ikinci sert darbeye bakarsak cevap belliydi aslında.
''Edrick! Lütfen çıkalım, hadi.'' Dedim ve kapıya doğru sürüklemeye başladım. Bir erkek olarak bu kadar ağır olmak onun suçu sayılmazdı.
''Bıraksana ya, o daha şu yumruklarımın tadına bakmadı bile, çekiştirmeye son ver!'' Hırlayınca elimi üzerinden çekmek zorunda kalmıştım ama sonunda dışarıya adımlayabilmiş o içki ve ter kokusundan temiz havayla burnumuzu buluşturabilmiştik. Duvarın yanına diz çökerek biraz dinlenmeye başladım.
''Yumruklarının tadı nasıldı ?'' Alayla dudağımın kenarı kıvrılırken gözlerini devirip elini bana karşı uzattı. Elini tutup devrildiğim yerden kalkınca bardan gelen müziğin sesi kesilmiş ve bir 'Defolun!' lafına şahit olmuştuk. Edrick'e bakınca onunda bana karşı endişeyle baktığını gördüm ve,
''1-''
''2-''
''Sonda kalan Harry'nin dul ördeğidir!'' Diye bağıra bağıra kaçışmaya başladık. Kahkahalarımız boş sokakta yankılanırken arkamızdan gelen, bardan kovulmuş sürüsü bize eşlik etmeye başlamıştı. Yaklaşık 2 dakika kadar olmadan nefeslerimiz birbirine karışmış koşmaya son vermiştik.
''Sen onun adını Harry olduğunu nereden biliyorsun ?'' Kuşkuyla bana bakarken omuz silktim ve,
''Ortak arkadaşımız var da oradan,'' dedim. Anladığını belirtir homurtularını duyunca bende görmesede kafamı salladım. Edrick'e dönüp bakınca yüzünün kıpkırmızı olduğunu gördüm. Kırmızı yanaklarıyla koca çenesi iyi uyum sağlamıştır her zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Need Me
FanfictionLetha Capra, üvey annesi yüzünden tekrardan hissettiği acıyı yabancının geri döndüğü akşam yeniden tatmasaydı belki de o sorusuyla hiç karşılaşmayacaktı. Yabancıya göre sunduğu bir soru değil, hayatını tamamen değiştirecek bir teklifti. Onun sunduğu...