Section-4卍

133 14 2
                                    

Süprizzz! Ehehe sizlere süpriz bir bölüm getirdimmm! Hadii iyisiniz yinee akaslkd Umarım uzun bir bölüm olmuştur. Aslında biraz daha uzatacaktım ama biraz meraklanın diye sey etmedim eheh badYazar alkasf :D Bu arada yandaa gördüğünüz şekercik afişcikk için @haroldbiebs_15'e booool booool sevgilerr! Afişcimm o benimm ellerine sağlık cidden çok hoşuma gittii! Fazla uzatmadan okuyun ve LÜTFEN, boool bool yorum istiyorum. Siz yorum yazmadıkça benimde bölüm yazasım gelmiyor haberiniz olsun! Yazım yanlışları vs. olursa es geçin lütfen okumadan paylaşıyorum daa :/  Oy vermeyi de unutmayınn hee ajads. Herkese,

KEYİFLİ OKUMALAR!XxX

Yüzündeki sırıtma gittikçe genişleyerek çatık kaşlarını bozmuş ve iki derin çukur sunmuştu gözlerime. Gözlerimi alayla devirirken açık kalmış ağzımı kapatmayı akıl ettim. Kolunu henüz indirmediği için çantama kavuşamamıştım.

''Peki kabul zekisin alkış sana a-''

''Laflarına dikkat et.'' Gözlerine ateş saçmaya başlayan bir ifade oturmuştu ve gerçekten pek hoş sayılmazdı. Hatta, hafiften tüylerim ürpermişti. Nasıl bu kadar kötü bakabiliyordu ? Çukurlarının yokluğunu fark ettiren yere savrulan çantam olmuştu. Gözüm seyirmeye başlamıştı. Çantamı yere sermişti. Tanrım fermuarını ne ara açmıştı?!

''S-sen ne yaptığını sanıyorsun. Psikopat herif.'' Görüş alanımı ondan ayırıp yere çevirdim ve ayaklarımı kırıp eğilerek etrafa saçılan malzemelerimi toplamaya koyuldum. Bu kadar küçük beyinli oluşu genetik olabilir miydi ? Oh hayır kesinlikle genetik değildi. Patronum asla böyle sorumsuz bir davranışta bulunmazdı.

''İki dakikan var. Süren, başladı.'' Bakışlarımı ona çevirince omuzumdaki acıyı hissedip dişlerimi sıktım istemsizce. Umarım dikleniyorum diye anlamaz. Feci halde içkili ve bana yapacaklarının sorumluluğunu anlayacak bir durumda değil. Kısaca korkuyorum!

Yavaşça önüme dönüp ilerideki not defterime uzanmaya çalıştım ama o kadar uzun ola sahip değilmişim ne yazık ki. Tabii ki alamadım. Son kalan eşyam için ayağıya dikildim. Omuzuma saçılan saçlarımı geri savurdum ve not defterime doğru bir adım ilerledim. Eğileceğim sırada ona kaba sesi kulaklarımı tekrardan doldurdu. ''Son 45 saniye.'' Ynüm ona ters olduğu için dilimi çıkardım ve cama doğru orta parmağımı işaret ettim. Evet ben salağım çünkü yansımanın sadece okullarda öğrenilen bir şey olduğunu akıl edemedim. Yansıma her yerde yansımadır!

''Çık.'' Sesini duyunca elimde tuttuğum not defterinş yere geri düşürdüm. Ağzımdan ufak bir inilti kaçmasına engel olamamıştım. Yere geri eğilip alacağım sırada kolumda hissettiğim elle durduruldum.

''Ne yaptığını sanıyorsun sen ? Bırakta son şeyimi alıp defolayım buradan.''

''Büyük bir acıyla mı küçük bir küfürle mi ?'' Yansıma, kötüdür.

Diklenip kolumu ondan kurtardım ve mavi simli minik not defterime bir göz attım. Sanırım bugün için bu kadar acı yeterliydi. Nasıl olsa yarın tekrardan buraya gelir not defterime kavuşabilirdim.

''Hasta mısın ?'' Sesini duyunca elimin çeneme hangi ara gitiğini düşünmeye başladım. Ama önce biraz şaşırmam gerekirdi.

''Ne!'' Hayır hasta falan değilim. Oradan sana benziyor muyum acaba ?

''Kafanı ileri geri sallıyorsun çünkü sen hastasın. Ve ben hastalardan hoşlanmam. Defol.'' Belimden itmeye başlayınca ağzımdan büyük bir ses yaydım ortama. Tanrım oraya dokunma!

''Sen gerçekten hastasın ama.'' Kapıya geldiğimizi fark edince en son ettiği hakereti görmezden gelmeye çalıştım. Çünkü bağırdıktan sonra insafa gelmiş olacak ki belime baskı uygulamayı bırakmıştı. Dışarıya adım atınca yağan yağmurun daha da sertleştiğini görünce dudaklarım temasını ayırdı. Şimdiden sokak göl olmaya başlamıştı bile. Kesinlikle bir yerde donup kalacaktım. Elimde sıkıca tuttuğum çantama sanki beni daha fazla ısıtacakmış gibi sarılmaya çalıştım.

You Need MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin