Evet size şimdi bizim okulumuzun popüler dörtlüsünden biraz bahsedeyim;
Ahu(pimpirikliliğiyle beni bazen sinirden komaya sokabilen en yakın arkadaşım.),
Atalay(Okulun atarlı ergeni olarak bilinir, ama içini bir görseniz pamuk pamuukk.),
Kuzey(Okuldaki kızların gözdesi. Benim içinse senelerdir kanka diye hitap etmememe rağmen ısrarla peşimden ayrılmayan bir sülük.)
Ve tabii ki. Biraz da kendimden bahsedeyim.
Ben Beliz, on sekiz yaşıma aylar önce bastım ve tam 6 ay sonra bu okuldan kurtulacağım için mutluyum.
Bakmayın böyle olduğuma. Çok konuşurum ama asla kendimi tam olarak anlatamam, o yüzden beni es geçelim.
_____________________________________________
"Atalay yapmaaaa!" Ahu yine görünce şekilden şekle girdiği yılan fotoğraflarına Atalay tarafından maruz kalıyordu. Ve o tiz sesi koca sınıfta yankılanıyordu.
Gözlerimi abartı şekilde devirdikten sonra kulaklarımı tutup koşarak bahçeye çıktım.
Dersimiz boştu ve bizim sınıf yine hayvanat bahçesine dönüşmüştü. Kolej de mi okuyordum yoksa ahırda mı belli değil diye iç geçirdim.
Bahçenin bomboş oluşundan istifade bulduğum ilk gölgedeki banka serildim. Ohh be hayat bu işte diye çığlık atmamak için kendimi zor tutarken kafamda dönen düşüncelerle yüzümdeki anlamsız gülümsemeyi durduramadım.(Birisi görse eminim ki bana deli derdi ama umrumda mıydı sorun bakalım? Tabii ki hayır!)
"Pişşşt sırma saç!" Kuzey miydi o? Tabii ki o'ydu, en huzurlu zamanlarımı baltalamak için yaratılmıştı resmen. Tam şu an bu bankta ölü taklidi yapmamak için kendimi zor tuttum. Gözlerim hafif aralık bir şekilde bahçenin diğer ucundan gelişini izledim şişme kas yığınını görmekten çok sıkılmıştım artık. İllet resmen. Sen git şişme bebek gibi etrafta dolanmak için yaptığın iğnelerle konuş demek istiyordum sadece.
"Şaşırdık mı hayır? Ya Kuzey sen cidden huzur emicisin. Niye en güzel zamanlarımda sihirli annem dudu peri gibi yanımda beliriyorsun? Şurda oturmuş mis gibi havanın tadını çıkarıyordum." Banktan hızlıca toparlanıp eteğimi çekiştirerek düzelttim aksi takdirde gözlerini yine bacaklarımdan alamazdı ben de bu sefer gözlerini oyardım.
"Öf Berill yine amma çok konuştun. Nöbetçi öğretmen girdi sınıfa yoklamayı alıyor acele etsen iyi edersin diyecektim." Diyerek yüzüne yine o piç gülüşünü yerleştirdi. İşte tam o an ağzına patlatmak istesem de aklıma devamsızlığım gelince tabanları popoya vurarak sınıfa koşmak kaldı bana naparsın.
Nefes nefese sınıf kapısını tıklattım ve pat diye içeriye dalınca sınıfın boş olduğunu gördüm.
Tam Kuzeye sataşmak için sınıftan çıkarken sınıfın kapısı arkamdan kapandı.
Görünürde kimse yoktu? Ama korkmadım çünkü aklınca benimle oynuyordu gerizekalı. Kapıyı zorlasam da kitlendiği için açılmıyordu. Yumruklayarak bağırmaya başladım.
"Kuzey aç şu kapıyı bak çok fena olacak çıktığımda!"
"Lan sana diyorum!"
"Senin kafanı patlatıcam aptal leş!" Hala çıt yoktu. Tamam inkar edemem Kuzey benimle çok uğraşıyordu fakat hiç bu kadar ileri gitmemişti çünkü biliyordu kapalı yerde kalma fobim olduğunu. E beni sevdiğini de göz önünde bulundurursak bu kadar ileriye gidemez diye düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİLMİŞ
FantasyUyandığımda etraf beyaz bir ışığa bürünüp sonrasında ayaklarımın ucuna simsiyah bir geleceği sermişti. Lise hayatım bitmek üzereydi, Üniversite hayallerim vardı. Ta ki o uykuya dalmadan önce. Birden büyümek zorunda bırakılmıştım ve yaşadığım, gördüğ...