Öyle kapıyı çalmadan paldır küldür odaya dalınca birden sıçradı. Gazetesi havaya fırladı:
"Ayy Lusi ödümü kopardın."
"Düşündğm ve kabul etmeye karar verdim."
Şaşkın şaşkın bakıp gazeteyi masaya bıraktı.
"Daha vaktin vardı. Ne değişti de bu kadar çabuk karar aldın?"
Annemden haber geldiğini söyleyemezdim. Bu dünyada olmayan birinin kaleme aldığı mektuptan bahsedemezdim:
"Sadece bir şartım olacak."
"Şart mı ne şartı?"
"Ona söylemem gerekir."
"Peki, bekle bir saniye."
Deyip masada duran telefonu aldı, kadını aradı.
"Handan Hanım günaydın. Sabahın bu saatinde rahatsızlık verdim."
Ölesine hal hatır sorup ardından:
"Kızımız sizinle konuşmak istyior, öğrenmek istediği birşey var sanırım."
diyerek telefonu bana uzattı.