3.BÖLÜM

3.9K 187 19
                                    

Emir ile iyi anlaşmaya başlamıştık. Birbirimize şakalar yapıp güzel sohbet konuları buluyorduk. Gerçekten çok iyi bir çocuk ve kafa dengi. Bu benim erkek kankalarımdan olacak bakın demedi demeyin. Öyle yani. Biz böyle sohbete dalmış gülüşüp duruyorken Tuğçe ve Barış denizden çıkmış el ele buraya doğru geliyorlardı. Gülüştüğümüzü görmüş olacaklar ki bize laflar söylemeye başladılar.

"Vaay çifte kumrular sevgili oldunuz siz dimiii" dedi ve devam etti Tuğçe," Ben sana demiştim barış uğraştırmazlar bizi diye" dedi.

"Haklısın bebeğim." dedi Barış Tuğçe'ye.Hemen yanlış anlaşılmaması için araya girdim ve konuşmaya başladım.

"Saçmalamayın!! Biz gerçekten iyi anlaştık şimdiden çok iyi ARKADAŞ olduk." dedim ARKADAŞ kelimesinin üstüne fazlasıyla baskı yaparak.

"Evet,arkadaşız." dedi Emir de beni doğrulayarak. Ona bakarak gülümsedim ve o da karşılık verdi.

"Ayy nasıl da birbirlerine gülüşüyorlar kesin evlenecek bunlar!!" dedi Tuğçe.

"Tuğçe ne diyoruz biz!! Of ne gıcıksınız siz ya saçmaladınız öyle,cidden kamptan ayrılıcam o olcak ilk günden!" dedim kızgınlıkla.

"Tamam abla büyüksün" dedi Barış. Cidden çok sinir oldum,Emir'i ilk gördüğümde ondan hoşlandım. Yakışıklılığı gözlerimi kamaştırmıştı aslında. Bu his hayranlıktı aslında,tipine hayran olmuştum. O yüzden bu hissimin sadece yanılgı olduğunu anladım ve rahatladım.

"Neyse yaa ben acıktım." dedi Tuğçe

"Çüş Tuğçe ya,ayı gibi oldun hala yiyorsun."

"Benim kilom gayet normal cınım,sen olman gerektiğinden 8 kilo zayıfsın. Moladada bir şeyler yemedin.Serpil teyze-Cemre'nin annesi- tembihlemişti beni aç bırakma kilo alsın diye. O yüzden karnını sen de tıka basa doyuracaksın." O sırada araya Emir girdi.

"Gerçekten zayıf görünüyorsun,ama olman gerektiğinden 8 kilo zayıf olmak nedir?!" dedi şaşkınlık ve kızgınlıkla bana bakarak. "Olman gereken kilo kaç,ve şu an kaç kilosun" diye sordu kaşlarını çatarak. Tuğçe sırıtarak ben cevap vermeden cevap verdi.

"Boyuna göre en az 50 kg olması lazım ama hanımefendi 42 kg." deyince Emir ve Barış aynı anda "OHA" dediler. Daha sonra kamptaki yemekhanenin yerini danışmadan öğrenip oraya gittik. Ben tabağıma sadece bir kaşık pilav koyup masaya doğru yöneldiğimde Barış omzumdan tutup

"O tabak ne Cemre? Dalga mı geçiyorsun. Ver bakalım şunu" dedi ve elimden alıp önüne ne gelirse doldurdu.

"Çüş ya ben nasıl yiyim bunları?!" dedim.

"Valla onu bunu bilmem, o tabak bitecek." dedi. Oflayarak bir masaya oturdum ve hepsi yanıma geldiler. Yemek yemeye koyulduk, bir yandan da sohbet ediyorduk. Ben en sonunda kaşığı tabağıma bırakıp geriye yaslandım.

"Benden bu kadar gençler." dediğimde hepsi aynı anda "Çabuk bitir şu tabağını" dediler. Oflayarak önüme döndüm ve birden gözlerim pörtledi. Önümde en az 3 çeşit yemek daha vardı. İlerleyen dakikalarda diretsemde Tuğçe gelip kendi eliyle yemeği ağzıma tıkmaya başladı.Ağzımı açmayınca Barış burnumu tıkadı ve nefes almak için ağzımı açtığımda Tuğçe fırsat bilerek yemeği ağzıma tıktı. Bu sırada Emir'in kahkasını duydum ve ona dönüp 'öldürücü bakış' olarak adlandırdığım bakışlarımı attım. O sırada Tuğçe ağzıma yine yemek soktuğunda tekrar kahkaha atmaya başladı Emir.

Bir süre sonra ağlamaya başlamıştım. Benim sinirlenince ağlama gibi bir huyum var. Bu halime hepsi kahkaha atıyorlardı. En sonunda sinirlendim ve midem bulanmaya başlamıştı. Tuvalet tabelasını görünce oraya koştum ve bir kabine girip klozete kusmaya başladım. Ardından tuvalete Tuğçe girmiş olacak ki telaşla bana seslenmeye başladı.

YAZ KAMPI.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin