5.BÖLÜM

3.1K 150 15
                                    

Emir'den hoşlanmaya başladım,bu bir yanılgı değil. Ciddi anlamda. Yanında olduğumda heyecanlanıyorum,nasıl davranacağımı bilmiyorum. Bunu önceden yaşamazdım ama artık ondan hoşlanmaya başladım. Henüz dün böyle hissetmeye başlamıştım. İnkar etmiyorum. Dün beni kıskandı. Bu hoşuma gitmişti. Sonra Barış ve Tuğçe de salona geldi. Biraz sohbet ettik ve yarın -yani bugün asdfgh- yüzmeye karar verdik.

Ben bunları düşünürken yeni uyandığım ve bu düşüncelere daldığımın etkisiyle boş boş tavana bakıyordum. Ne kadar klasik olsa da öyle duruyordum işte. Klasik olduğu için yapmamazlık edecek kadar salak değilim ben. Boş boş konuşuyorum ya. Neyse.

"Boş boş tavana bakmaya devam edecek misin,yoksa kahvaltını mı edeceksin?" dedi birisi. Aslında bu ses Emir'e aitti.Onu görüne suratıma sırıtışımı yerleştirdim. Uzandığım yerden doğrulup oturu pozisyona geçtim ve bağdaş kurdum. Saçlarımı topuz yapıp uyumuştum,kesin fena halde dağılmışlardı. Ama umursamadım. Sevecekse olduğum gibi sevsin. Onunla hemen çıkmak gibi bir şey yapmayacağım,önce onu biraz test etmem gerek.

"Sana da meraba." dedim.

"Bu halin ne,çok tatlı görünüyorsun."

"Tabi canım sorma" dedim ve devam ettim. "Siz neden erken geldiniz?"

"Saat 10,ne erkeni?"

"Oha,tamam hemen kahvaltı yapıyım da hazırlanıp çıkalım." deyip yataktan fırladım ve mutfağa koştum. Bugün kahvaltıyı Tuğçe hazırlayacaktı ve mükemmel bir masa hazırlamıştı bile. Barış ve o kahvaltılarını yapmaya başlamışlardı. Sonra mutfağa Emir de girdi ve hep birlikte kahvaltımızı yaptık.

"Neyse ben artık hazırlanıyım Tuğçe sen çoktan hazırlanmışsın zaten maşallah Barış'ı görünce ışık hızıyla giyindin belli ki." dedim kıkırdayarak.

"Biraz öyle oldu valla" dedi.

Odaya geçip mavi bikinlerimi giydim. Mavi aşktıır. Üstüne de kot şortumu ve beyaz tişörtümü giydim. Saçlarımı tarayıp doğal haline bıraktım. Güneş kremimin ve birkaç rutin eşyanın bulunduğu bir çanta hazırladım.Odadan çıktığımda Emir bana hayranlıkla bakıyordu. Gülümsedim.

"Hadi çıkalım artık?" dedim sorar gözlerle.

"Bence de hadi gidelim." dedi Tuğçe. Evden çıktığımızda sağ tarafa doğru yürümeye başladılar. Ben de onları takip ettim ve birkaç adım sonra kafama dank etti. Havuz sol taraftaydı. Onları durdurdum ve konuşmaya başladım.

"Hey havuz sol taraftaydı hadi gidelim" deyip sol tarafa doğru yürümeye başladığımda Tuğçe beni tutup kendine çevirdi.

"Artık korkunu yenmen gerek,denize gidicez."

"Ben gelmiyorum o zaman Tuğçe."

"Hayır geliyorsun Cemre."

"Korkudan ölürsem helvamı da sen yaparsın o zaman."

"Tamam yaparım" dedi kıkırdayarak. Havuzda dalga yoktu ve rahat yüzebiliyordum,denizden ise hembüyüklüğünden hem de dalgalarından korkuyordum. İstemeye istemeye onları takip ettim. Sahile geldiğimizde şezlong bulup oraya yerleştik.

"Hadi denize girelim" dedi Barış.

"Siz girin ben bronzlaşıcam."dedim.

Tuğçe kahkaha attı. "Esmer tenli olduğu için ağlayan bir kız bronzlaşmak için burada mı kalacak?"

"Cemre gel işte ya" dedi Emir de.

"Cemre kaçma işte. Çabuk çıkar üstünü denize giricez." dedi Tuğçe.

YAZ KAMPI.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin