eski bir koltukta oturuyorum
uyku benden gideli çok olmuş
bir şarkı dolaşıyor etrafta
ama uzun süre kalacak gibi değil
ve gece saat üçzamanın çıkardığı sesleri duyuyorum
tik tak,tik tak,tik tak
yalnızca ben mi duyuyorum yoksa?
bu yüzden mi bir tek ben rahatsız olmuş görünüyorum?
odada benden başka birileri var mı oysa?bir rüyada gibiyim
yavaşça düşerek kendini kabusa bırakandan
yalnızca kırılanlara gözükenlerden
kaybedenlerin gözünde parlayanlardanuyuşmuş gibi duygularım biraz
hissetmiyorum acıyı
hissetmiyorum hüznü
hissetmiyorum damarlarımdaki öfkeyibir rüyada olduğum için mi?
yoksa bu bir merhamet mi?ama ikisi de değil
doğrusu
ben biraz ölmüşüm
ve ruhum çoktan çürümüşbu nedenle duyuyorum zamanı
hatırlatmaya çalışıyor acımı
nefes almam için bağırıyor
tik tak,tik tak,tik takgerçeklikten uzaklaşıyorum aslında
hatıralarım kayboluyor
insanların zihninden siliniyorum
ölmek değil bu
yok olmakvar olma(ma)k
böyle bir şey çünküve uyanmak için çok geç
artık hareket edemiyorum
yalnızca kayboluyorum
yanıyorum
moleküllerime ayrılıyorum
binlerce parçaya bölünüyorum
ve bir konfeti gibi dağılıyorum
kendi zaman çizgimdebir döngü yaratıyorum istemeden
geriye sar,yaşa,durdur ve tekrar geriye sar
geriye sar,yaşa,durdur ve tekrar geriye sarkapana kısıldım
artık acıyı hissediyorum
zaman çizgisinde
ama o artık benim değilbana ait olmaktan vazgeçeli yıllar olmuş meğerse
ama endişeli değilim
ama üzgün değilim
çünkü ben ondan doğduğum anda vazgeçtimo,
hiçbir zaman benim olmadıben,
hiçbir zaman onun olmadımiki yabancı gibi yaşadık aynı odada
yıllar geçtikçe geçti
ses etmedik birbirimize
sessizliğin içinde yaşamayı öğrendikama bugün,
saat gecenin üçü
ve ben bunu daha fazla devam ettirememişte bu yüzdendir sonsuzluklarım
işte bu yüzdendir tekrarlı ölümlerimgeriye sar,yaşa,durdur ve tekrar geriye sar
geriye sar,yaşa,durdur ve tekrar geriye sar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boş ruhların içini kiraz bahçeleriyle doldurmak*
Poesiegece saat üç hangi saat dilimindeyiz?