Annem gittiğinde coşmak için güzel bir güm olduğunu düşündüm. Mutfağı topladıktan sonra bugün topladığım tüm güzel enerjiyi harcamak için K-Pop rastgele dans videosu açıp dans etmeye başladım.
Yüksek sesin arasından kısık bir şekilde gelen zil sesi ile müziği durdurdum ve kapıya gittim. Kapının deliğinden baktığımda Taehyung ile Jimin kapıdaydı.
Terliydim, üstümde kısacık bir kumaş şort ile askılı ile duruyordum. Ayrıca çok dans etmekten yaptığım topuz adlandırılmaz bir hale gelmişti.
Hızla saçımı düzelttim ve yüzümü üstüme sildim. Kapıyı açıp sadece başımı uzattım.
"Oh, merhaba!" dedi Jimin el sallayarak.
Ben de el salladım.
"Acaba... Müsait misin? İçeri girebilir miyiz?" dedi Jimin.
"Şey, müsaitim ama... Şöyle ki... Dans ediyordum. Üstüm müsait değil. Ben hemen odama gidip üstümü değiştireyim. Siz de içeride bekleyin. Olur mu?" dedim.
İkisi birden güldü ve: "Peki." dediler.
Odama geçip üstümü değiştirip terimi silip deodorant sıktığımda odadan çıktım ve salona geçtim. Televizyonda dans için açtığım video duruyordu.
"Oh, ayakta durmayın lütfen oturun." dedim.
"Şey, ikram için bir şeyler getireyim ben." dedim ve koşarak mutfağa geçtim. Ancak aklıma gelen şey ile geri döndüm. Saat 16.15 olmuştu.
"Şey, aç mısınız? Yemek hazırlayabilirim." dedim.
İkisi de başını hayır anlamında sallarken Taehyung'un karnı guruldadı.
Gülümsedim.
Ah, lütfen saçmalamayın! Tabii ki Türk yiyecekleri verecektim!