İnsanları incelemek şüphesiz ki yaparken en çok zevk aldığım şeydi. Onların gözlerine bakmak, ne düşündüklerini çözmeye çalışmak, beden hareketlerinden ne anlatmak istediklerini, yalan söyleyip söylemediklerini anlamak benim için bir oyun gibiydi. İçinden çıkmaya çalıştıkça, bilgisayar başından kalkıp başka şeylere odaklanmaya yeltendikçe sürekli sizi içine çeken gizemli bir bulmacaydı adeta.
Bu yüzden bir şeylere başlamadan önce, -bir ilişkiye veya herhangi bir şeye- inceleme fırsatı yaratırdım kendime. Ya görebileceğim uzaklıkta bir masa seçer, oturur uzaktan gözetler ya da o kişinin en yakın arkadaşlarıyla konuşurdum mesela. Elimde bu fırsatlardan hiçbiri yoksa bir fotoğrafta işimi görürdü. Sadece gözlerimin görebileceği bir şey olmalıydı. Birde gördüklerimi yorumlayabileceğim ve yorumladıklarımla kendimi koruyabileceğim bir alana ihtiyacım vardı. Tabii, bu her şey bittikten sonraydı.
Shawn'ı önce uzaktan izlememi bunu bağlayabilirdim. İşe ilk olarak hangi polis merkezinde çalıştığını öğrenerek başlamıştım. Bu benim için o kadar da zor olmamıştı çünkü Andrew, yani borçlandığım adam bana istediğim üç kişinin de adresini, telefon numaralarını atmıştı. Kısa bir süre içinde iletişim kurduğum ilk adamın adı Alex'ti. Bana tüm bilgileri sağlayacak olan oydu ve karşılığında da belli bir miktar para alacaktı. Belli bir miktar dediğim, dudak uçuklatacak cinsten bir miktardı ve ben sırf intikam planı için bankadaki paramın yarısını ona verecektim.
Fazla mı istemişti? Belki.
Değer miydi? Kesinlikle evet.
Bana verdiği ilk bilgi, hangi polis merkezinde çalıştığını söylemek olmuştu. Elbette, oraya giremeyeceğimden dolayı- yeterince değişmemiştim- onu dışarı çıkaracak bir plana ihtiyacım vardı. Bu plana göre, birazdan bulunduğu merkezin iki sokak ötesinde bir kaza yaşanacaktı. Kazayı yapacak kişi benim arkadaşımdı ve arabayla çarpacağı kişi de onun arkadaşı. Daha sonra aralarında kavga etmeye başlayacaklardı. Klasik, çok zarar vermeden yaşanacak bu plan sonucu dışarı çıkacak bir polise ihtiyaç duyulacaktı. Şu an içeride tam iki kişi vardı. Görevli kapıda bekleyen polisler dışında tam iki kişi. Biri Shawn, diğeri ise Elliot. Elliot'un çıkması durumunda ise bir plana ihtiyaç yoktu. Arkadaşlarım olayı büyütecekler ve ikinci polise ihtiyaç duyulacaktı.
Plan hazırdı. Sadece uygulamaya konulması gerekiyordu. Bu yüzden caddenin başında planı uygulayacak arkadaşımın arabasında derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışıyordum. Benim yapacağım tek şeyin izlemek olması ve hiçbir şeyin ucunun bana dokunmayacak olması kesindi. Fakat bir aksilik durumunda yanacak isimlerden biri olabilirdim.
"Bak," dedim, çocukluk arkadaşımın tam gözlerinin içine bakarak. Saçlarını sarıya boyatmış olduğundan dolayı yüzüne baktıkça gülesim gelse de mavi gözleri bana odaklıyken ciddi olmam gerektiğini biliyordum. Çünkü ben ciddi olmazsam kimse olmazdı. Her şey bir anda alaya alınabilir ve biz gülme krizi eşliğinde kaza yaparken, bakışlarımla Shawn'ı izleyemeden tutuklanabilirdik. İsteyeceğim son şeydi. "ciddi olacaksın, tamam mı? Söz ver bana. " Kaşlarını çattı.
"Nasıl? Ciddi görünüyor muyum şu an?" Gülmemek için avuç içlerime tırnaklarımı geçirdim. "Sarı saçlarınla mı?" Daha çok bastırdım etime. Dudaklarını büzdü.
"Sen modadan ne anlarsın? Kızıl saçlarına bak önce." Ağzımı oynatarak sessizce cümlesini tekrar ettim. "Benim tanınmamak için ama senin zorun ne?" Benim yaptığım gibi sessizce tekrar etti. Mimiklerimi de tekrar etmeye çalışsa da pek başarılı olamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Antitez |Shawn Mendes|
FanfictionSaat on iki çeyrekken ve ben, benden geçip onda kalmışken gözlerimle gözleri birkaç saniyeliğine de olsa buluştu. Önce karnımdan kasıklarıma doğru ince bir sızı yayıldı. Ardından göğüs kafesim kendi kendini imha etme yolunda ilerleyen kalbime bir to...