Şarkı ve fotoğraflardan çok animelere, kore dizilere/filmlere sarmıştım lisede. Kendimi durduramıyordum. Annem Korecanlığımı anlamamıştı çok şükür. Derslerimin aşırı düşük olmasını aptallığıma veriyordu. Bunu açık açık dile getirmekten çekinmiyordu.
Kardeşim durumu öğrenmişti. İçinde bulunduğum durum onu derinden yaralamıştı. Benim için üzülüyordu fakat yapacak bir şeyi de yoktu. Ben buydum.
Geceleri benim için ağlıyordu. Annem de onun bu üzgün durumunu ergenliğine veriyordu. Gerçi ikimiz de ergendik. Her neyse.
Korecemi epeyce geliştirmiştim. Annemin yanında ağzımdan Korece kelime çıkacak diye ödüm kopuyordu. Geze yarılarına kadar izlediğim animeler yüzünden okulda uykusuz kalıyordum ve derslerde uyuyordum.
Ayrıca Kore'ye gitme hevesi başlıyordu içimde. Anlam veremiyordum ama gitmek istiyordum. Bunu üniversite de yapılacaklar planıma ekledim. Tek yapmam gereken annemden, evden uzaklaşmaktı. O zaman, uygun bir zamandı.
Türkiye, Dünya 'nın en Kore'ye benzemeyen ülkesi. Bende dış ortamdan uzaklaşmıştım. Madem Kore'ye gidemiyordum, o zaman olabildiğince anime izlemeli ve sanaldan Korecan arkadaşlar edinmeliydim. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sümeyye'nin çilesi
HumorTamamen mizah amaçlıdır. Korecanlar duyar kasmasın, teşekkürler.