Seulgi uyandığında Molly'i yine yatağın ucunda buldu. Saçlarını karıştırdı. "Yine burdasın. Niye seçilmiş kişi benim ki?" Yataktan kalkınca Molly'i kucağına aldı. Salona varınca sephaya bırakılan notu farketti. Molly'i kızlarla belirledikleri köşeye bırakıp notu aldı.
"Biz dışarıya çıktık. Uzun zamandan sonra güzel bir uyku çekiyor gibiydin. Seni kaldırmak istemedik."
Duvardaki saate baktığında çoktan öğlen iki olduğunu farketti. Salonla mutfak aynı alan içerisinde yer aldığı için oraya gitti. Hemen yiyebilmesi için kendine hazır ramenlerden hazırladı. Rameni mutfak masasına bırakıp sandalyeye oturdu. Yemeğini yerken Molly'i tam karşısındaydı ve sırıtıyordu.
"Aptal gibi sırıtmandan nefret ediyorum." Yemeğini yemeye devam ederken öbür odalardan birinden kapı kapanma sesi duydu. Rüzgar yüzünden olma ihtimalini düşünerek pek önemsemedi ama ilerleyen zamanlardan durum daha farklı bir şey döndü. Kapılar sırayla açılıp kapanıyordu, hiç durmadan. "Tamam, bu iyiye işaret değil." Yemeğini bırakıp salonun orta yerine geldi.
Oraya gitme niyeti yoktu ama bu sefer mutfak dolaplarının kapaklarını açılıp kapanıyordu. "Lanet olsun, neler oluyor?" Sinirden bileğindeki tokayla saçlarını topuz yaptı. Tam o sırada ensesinde bir nefes hissetmesiyle arkasına döndü. "Kâbus görüyor olamam. Kâbuslarım hep aynı oluyor." Mutfak dolapları ve kapılar açılıp kapanmaya devam ederken Seulgi bir kıkırdama duydu.
"Seulgii~" Kâbuslarında duyduğu ses değildi bu. Biraz daha tiz bir sesti. Sanki bir çocuğa aitmiş gibi.O zaman Seulgi hemen Molly'e baktı. "Çocuk sesi ve porselen bir bebek." Molly'e daha çok yaklaştı. Açılıp kapanma seslerini umursuyordu bile. "Lanet olsun sana Molly. Ne istiyorsun bizden? Daha doğrusu benden? Ne?! Aptal bebek! Seni bir yere gömmek daha iyi olurdu! Senden kurtulmuş olurdum ve şuan bunları yaşıyor olmazdım!" Bunları dedikten sonra açılıp kapanma sesleri durdu. Seulgi'nin yüzünden bir gülümseme oluşurken aniden bir şey onu hızlıca geriye ittirdi. İttirme o kadar kuvvetliydi ki Seulgi mutfak dolabına kafasını vurdu. Kalkmak için çabaladı ama başaramadı. Üzerine bir şey oturmuş gibiydi. Bir süre sonra boynunda bir şey hissetti ve hissettiği şey onu boğuyordu. Nefes alamamaktan yavaş yavaş bilincini kaybederken en son gördüğü dibinde ayakta duran Molly'di.
"Ah, Seulgi.. Beni fazla hafife alıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doll ; Red Velvet
FantasyHer şey o gün, o kutu ve o bebek ile başlamıştı. Tabii onlar büyük bir hata yaptıklarının farkında değillerdi. Kitap kapağı @acizay tarafından yapılmıştır. [170618 - 210818] [210718] ~ #15