Seulgi, kızlardan daha erken kalktığı için kızlara mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Sonra dikkatini Molly'i çekti. Çekmecedeki bezlerden birini alıp ona doğru ilerledi. Joy ona dün tekme attığı için yüzünün sol taraflarında çatlaklar vardı. "Beni izliyormuşsun gibi hissine kapılmak iğrenç bir şey." Seulgi mırıldanırken bir yandan Molly'nin üzerini çekmeceden aldığı bezle örttü. "Böyle kalman benim için daha iyi."
Ardından muftağa geri dönüp hazırlamaya devam etti. "Günaydın." Ona doğru gelen Irene'ye tebessüm etti. "Günaydın." Irene sandalyelerden birine oturdu. "Dün zorlu bir gün geçirdin,biliyorum. Şunu söylemek istiyorum. Sana inanıyorum ama yaşadıklarımız hiç gerçek olabilecekmiş gibi değil." Seulgi Irene'ye yaklaştı. "Biliyorum ama yaşıyoruz işte. Kulenin ortaya çıkmasını beklememiz gerekiyor." Irene ayağa kalkıp Molly'i işaret etti. "Öncelikle Molly niye o halde? Sonrasında ise kulenin gerçek olduğuna inanıyor musun?"
"Beni izliyormuş hissime kapılınca üzerini örttüm. Ayrıca Molly ile yaşadıklarımız gerçekse kule de gerçektir." Seulgi diyecek bir şey bulamayınca sandalyeye geri oturdu. Ardından Wendy mutfağa girdi. "Günaydın,kızlar."
"Günaydın, Wendy." Wendy sandalyesine oturdu. Seulgi ise işlerini bitiridikten sonra oturdu. "Joy ve Yeri uyanmadı mı?" Seulgi Wendy'nin sorusu üzerine kafasını olumsuz anlamda sağa ve sola salladı."Gidip uyandı-" Wendy'nin dedikleri çığlık sesiyle kesildi. Kızlar korkuyla birbirlerine bakarken çığlığın geldiği yere koştururak gittiler.
Yeri duvar dibinde oturmuş, hiç tepki vermeden karşıya bakıyordu. Kızlar Yeri'nin baktığı yere baktıklarında tepki bile veremiyordu. Joy'un tişörtü kan içindeydi. Yüzü olduğundan daha beyaz, dudakları ise fazlasıyla mordu. "K-kızlar..D-duvara bakın." Seulgi ve Irene duvara bakınca tepki bile veremediler. Duvarda tahminlerince Joy'u kanıyla yazılan bir yazı vardı.
"Beni tekmelemesinin cezasını çekti."
Irene, Yeri'nin yanına gidip onu yerden kaldırdı. Ardından Wendy, Yeri'nin öbür kolundan tutup odadan çıktılar. Kızlar odadan çıktıktan sonra Seulgi ağlamaya başladı.
"Beni tekmelemesi onun hatasıydı, Seulgi." Seulgi yine duyduğu tiz sesle tüyleri diken diken oldu. "Sadece tekmeledi seni lanet çocuk." Seulgi'nin dedikleriyle odanın kapısı kapandı. "Çocuk olduğumu anladın demek." Kahkaha sesleri duymak Seulgi'nin sinirini daha çok bozdu. "Anlaşılmayacak gibi değildi." Seulgi saçlarını geriye doğru attı ve odadan çıktı.
Seulgi aşağıya indiğinde kızlar koltukta oturuyordu. "Şimdi ne yapacağız? Elimizde bir ceset var." Seulgi, Wendy'nin sorusuna verilecek bir cevap bulamadı. "Bahçeye gömelim." Irene'nin dedikleriyle hepsi şok olmuştu. "Bahçe mi!?" Yeri bağırarak ayağa kalktı."Kızgınlığını anlıyorum ama mezarlığa gömebilmemiz için polisin buraya gelmesi gerekir. Bu da bir sürü sorun demek. Bahçeye gömmek dışında başka fikriniz varsa söyleyin." Yeri bir şey diyemedi ve yerine oturdu. Seulgi ve Wendy bir şey diyemedi. Çünkü Irene'nin haklı olduğunu biliyorlardı. "Tamam o zaman. Bu gece Joy'u bahçeye gömüyoruz."
&
Joy'u öldürmek istemezdim aslında :"(
![](https://img.wattpad.com/cover/151919663-288-k373188.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doll ; Red Velvet
FantasíaHer şey o gün, o kutu ve o bebek ile başlamıştı. Tabii onlar büyük bir hata yaptıklarının farkında değillerdi. Kitap kapağı @acizay tarafından yapılmıştır. [170618 - 210818] [210718] ~ #15