Yeni Arkadaş

9 0 0
                                    

Her neyse önüme döndüm. Kulaklığımı kulağıma takıp müzik dinlemeye başladım. 10 dakika sonra okula vardık.

Siyah demir kapılardan ilerleyip turnikelere geldim. Cebimden okul kartını çıkarttım ve cihaza okuttum. Tekrar cebime koyacakken 9-A sınıfında olduğumu farkettim. Okul bimasının içine girince Selin ile ayrıldık.

Bir kaç adım atınca kulaklığımı boynuma tekrar taktım. Telefonumu cebimden çıkartıp çalan müziği durdurdum.

Tama kafamı kaldıracakken biriyle çarpıştım. Sarı kıvırcık  saçlı, 1.65 boylarında, zayıf, mavi gözlü, gözlüklü tatlı ve güzel bi kızdı.

Çarpıştığımızda elinde olan telefonu, kulaklığı ve okul kartını yere düşürdü. Almak için eğilecekken ben eğilip aldım. Hepsini elime alıp doğrulduktan sonra kıza bakıp "Pardon!" dedim. O da "Pardon!" dedi.

Elimdekileri ona doğru uzatıcakken okul kartına bir göz gezdirdim. İsmi Asya. 9-A sınıfına gidiyordu. Aynı sınıftaydık.

"Sanırım aynı sınıftayız." dedim elimdekileri uzatırken.

"Neden beraber gitmiyoruz" dedi ve gülümsedi. Bende gülümsemesine karşılık verdim. Ve sınıfı doğru ilerlemeye başladık.

Sınıfı bulmamız zor olamamıştı. Sınıfa girdik. Sınıfın hemen hemen hepsi burdaydı. Herkes kendi kendine takılıyodu.

İlerlemeye başladık. Cam kenarında 3.sıraya oturduk. Ben  cam kenarına oturmayı seçmiştim. Sınıfa göz gezdirneye başladım o sırada zil çaldı.

Asya ile konuşmaya başladık. Kendinden bahsetti. Bayağı zeki birine benziyordu. Zengin bi ailenin tek çocuğu. Çok mutlu ve neşe saçan birisi.

Serviste gördüğüm çocuk sınıfa girdi. Ağzında lolipop vardı. Bize doğru ilerledi. Yanımızdan geçerken bize göz kırptı. Aramızda ki sıraya çantasını bıraktı ve sırayı iyice duvara yaslayıp yayılarak oturdu. Biz şaşkın gözlerle onu seyrediyorduk.

"Selammm kankilerim!" dedi gülümseyerek.

Cidden çok hoş birisine benziyordu. Sıcak kanlı ve eğlenceli olduğunu düşündüm.

Asya saçının bir tutamanı kuşağının arkasına alarak

"Selam" dedi.

Ben de "Ve aleykümselam" dedim gülümseyerek.

Böyle böyle konuşmaya başladık. İkisinide çok sevmiştim. Sıcak kanlılardı. Numaralarımızı alıp whatsaap grubu bile kurmuştuk. Bu ikisiyle çok iyi anlaşıcağımı düşündüm.

Aradan zaman geçtikten sonra kısa boylu kel gözlüklü elinde çantası olan bir adam sınıfa girdi. Sınıf öğretmenimiz olmalıydı.

Bütün sınıf ayağa kalktı.

Hoca "oturun" dedi.

Bizde oturduk tabi. Sınıfa gelir gelmez oturmuştu. Ve lise hakkında bir sürü şey söylemeye başladı.

Hiç birini dinlemedim.

Daha sonra bütün sınıf kendini tanıttı bilirsiniz klasik...

Zaman öyle böyle geçti. Öğle arasına girdik. Şimdiye kadar hiç bir şeyi dinlemedik.

Akın cidden çok komikti. Tüm ders boyunca bize iğrenç espriler yapmıştı ama niyeyse bizde güldük. Sınıftan çıkarken

"Kankiiii" dedi.

"Yine ne var kanka" diye cevap verdim.

"Bir şey söylicem."dedi.

"Buyur kankicim söyle" dedim

"Geçenlerde bi taksi çevirdim."dedi

"Eee"

"Hala dönüyor." Diye karşılık verdi.

Cidden bu espiriye gülmüştüm. Komik gelmişti. Biz konuşurken kantine gelmiştik bile. Nasıl kantini bulduk bizde bilmiyoruz.

Hepimiz kantine göz gezdirdik ve canım hiçbir şey yemek istemedi. Üçümüz de istemedik. Yemekhane de yemeyide istemedik ve bahçeye çıktık.

Banka doğru ilerledik. Asya ile ben yan yana Akın ise karşımızda oturdu. Mal mal bakıştık. Hepimiz acıkmıştık.

"Midem kazınıyo açlıktan Yaaa " dedim.

"Kanka bende ölcem açlıktan ha! Ne yicez kii?"dedi Akın.

Asya'nın gözleri fal taşı gibi açıldı.

"Çiğköfteeeee" dedi.

"Ben 2 tane gömerim." dedi Akın.

"Valla bende."diye ekledim.

Sonra Asya telefonunu çıkartıp çiğköfteciyi aramaya başladı.

"8 dürüm, 3 büyük boy ayran" dedi ve okulun adresini söyledi.

Kendisine 4 tane söylediğini duyunca güzel bi şoka gitmiştik. Bayağı güldük felan.

Sonra telefon çalmaya başladı. Akın'ın telefonuydu. Akın gülerek elini cebine attı ve telefonunu çıkardı. Arayan kişinin kim olduğuna bakınca yüzündeki gülümsemesi birden silindi.

Ayağa kalktı ve telefon konuşmak için yanımızdan uzaklaştı.

Yüzündeki gülümsemesinin birden silinmesine şaşırmıştık. Asya bana 'noldu' dermişçesine bir bakış attı.

"Bilmiyorum." dedim.

Meraklı gözlerle Akın'ı izliyorduk. Akın okulun çıkışına doğru ilerledi. Çiğköfteci gelmişti. Heralde onu almaya gitti. Telefonu omzuyla kulağına tutturup poşeti aldı ve cebinden para uzatıp gitmesini bekledi.

Gidince bize doğru gelmeye başladı Akın. Yaklaşınca telefonu kapattı. Poşeti masaya koydu ve tekrar oturdu. Telefonu cebine attı. Morali bozuktu. Telefon konuştuktan sonra bir şey olmuştu.

"Ne bakıyosunuz öyle. Yiyinsenize!" dedi Akın.

Asya poşeti açıp çıkarttı. Herkese verdi. Akın'ın gözleri dalmıştı. Bir yere odaklanmıştı.

"Huhuuuu kanki yesene! " dedi Asya.

Akın duymamıştı. Yada takmadı herhalde bilmiyorum.

Uzanıp omzuna dokundum. 

"Kanka, iyimisin?" dedim.

"Ben biraz yürüyüp gelicem."dedi ve yüzümüze bile bakmadan arkasını dönüp gitti.

Acaba bir sıkıntısı mı vardı? Merak etmiştim. Ailevi bir mevzumuydu?

Bizimde iştahımız kaçmıştı. Akın gittikten sonra yiyemedik.

Aradan zaman geçti ve zil çaldı. Sınıfa gitmek için kalktık.  İlerlemeye başladık. Sınıfa gitmeden önce kantine uğrayıp su aldık. Biz sınıfa gidene kadar öğretmenler zili bile çalmıştı.

Sınıfa girdiğimizde Akın hala gelmemişti. Gerçekten meraklanmaya başlamıştık.

Okulun ilk günü olmasına rağmen çok sıkı ders işleniyordu. Ve çok sıkıcıydı hiç birini dinlemedim ve uyudum.

UnutulmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin