"BİR KERE SARSAYDIN"

66 20 22
                                    

Yaklaştı..
Aramızda ki mesafe çok uzak değildi!
Kulağına doğru eğildim ve sessizce "Geçerdi belki bir kere sarsaydın" dedim.

Ordan koşarak ayrıldım.
Sahte aşk!
Resmen oyuna geldim, kandırıldım..
Bunu, bunları hak edecek ne yaptım ki ben?
Yoksa çok mu sevdim haddimden fazla mı değer verdim?

Arkamdan gelen ses "Dur" dedi..!
Daha çok hızlandım.
Ve yine "Dur" dedi
Bu sefer koşmaya başladım.
Soluğum nefesim kesilene kadar koştum.
Ama... tuttu beni kendine çekti..;

"Bu kadar kolay mı sanıyorsun?"dedi..
Beni suçluyor, sanki her şeyin sorumlusu benmişim gibi..!

"Kolay olsaydı canım yanar mıydı,  yakar mıydın canımı bile bile?"dedim.
Kendimi ondan kurtararak..

"Seni sevmeseydim koşar miydim peki peşinden?" Dedi
Kolumu tutup...

"Ahh yine saçma cümlelerin! Yine sana kanmamı istiyorsun ama bu sefer daha çok zor olacak! Ben çocuk değilim. Senin oyuncağın falan da değilim kırıldım mi atasın bir kenara yenisine ihtiyacın olsun"
Kolumu elinden kurtarmaya çalıştım.

"Evet sen benim oyuncağımsın, çünkü benimsin sen! Seni kimseye yar edemem buna müsade edemem anla beni"
Çektikçe çekti kendine..

"Bu yüzden mi başkasıyla birlikte oldun! Ya bile bile gözümün önünde gözlerimin içine baka baka tuttun elini ona sarıldın. Bide yetmemiş gibi öptüğünü gördüm."
Kendimi yine ondan kurtardım...

"Yanlış görmüşsün, ben sana aşığım bir başkasına değil!"
Bağırarak haykırdı..

"Sen artık beni sevmiyorsun! Kullanıyorsun beni işin bitince çöpe atıyorsun ihtiyacın olduğunda kullanıyorsun. Bak bana bi bak burası varya burası acıyor."
Kalbime dokunarak bende ona karşı bağırdım.

"Esila lütfen anlaşmayı unutma! Seni gerçekten de sevmiyorum sadece gönlümü hoş ediyorsun o kadar seninle daha fazlasını yaşayamam sen daha küçüksün anladın mı beni...?"
Beni ileri itti...!

"Madem öyle, madem ki sen benimle sadece gönül eğlendiriyorsun bu saatten sonra eksik kalsın. Benim kalbim daha çok küçük büyük oyunlar oynamak için sen kendine başka birini bul...!" Dedim.
Arkamı dönüp hızlı adımlar ile uzaklaştım ordan.

Eve geçtiğimde teyzem anlamış olacak ki hemen soruları ardı sıra sormaya başladı...;

"Esila iyi misin, neyin var... N'oldu...?"
Deyip durdu cevap bekleyerek...

"Teyze şu an olmaz cevap verecek durumda değilim, odamdayım.."
Odama kaçıp kapıyı içerden kitledim.
Zaman nasıl geçerse geçsin ama ben bu acının geçeceğini sanmıyorum.
Çünkü canım yanıyor..!

Hani seviyorsun... karşılık bekliyorsun.
Oda sevsin oda "düşünsün benim gibi" dersin ama bi bakmışsın...
Gözünün önünde gözlerinin içine baka baka bir başkasının elini tutuyor. Ona sımsıkı sarılıyor...
Beklediğin karşılık gelmeyince değil asıl mesele!
Önemli olan aynı alanın içinde "senin sevdiğin ve sevdiğinin sevdiği...." tertemiz olan duvarlarını ve çevreni kirleten bu!

Ağladım soluksuzca nefesim kesilene kadar! Boğuldum.
Elime geçen bir şey olmayacak biliyorum ama geçsin diye sebepsizce ağlıyorum..!

Ağlaya ağlaya uykuya kalmışım...
Gözümü açmama sebep olan kuş sesleriydi..; gece penceremi açık unutmuşum sanki kuşlar yani başımda...

Telefonumun ekranına baktığımda kaç kez cevapsız arama ve kaç tane mesaj var hiç birine bakmadan sildim ve sim kartını çıkartıp kırdım.
Odamdan çıkıp banyoya attım kedimi...
Bir süre de böyle oyalayıp biraz geç çıktım.
Hazırlanıp evden çıkmaya tam adım atacaktım ki...

"Kaçacağını mı sandın" dedi teyzem.
Yüzüme tebessüm ederek kahvaltı masasının gösterdi...

"Olmaz teyzem benim acile işe  gitmem lazım"
Dedim kapıya doğru adım atmaya devam ederken

"Izin vermiyorum ben nasıl gideceksin"
Dedi karışık bekleyerek...

"Pencereden kaç kez kaçtığımı biliyorsun teyze bana yine aynılarını yaşatma..."
Dedim kapıyı kapatıp çıktım. daha fazla uzansın istemem zaten bulanıyorum kaldıkça.

Ben evin tek kızıyım...
Ne anne ne de baba kelimesi.., hiç bilmem!
Bana hem anne hemde baba olan tek bir ailem var Emine Teyze...
O olmasa nasıl bu savaşı kazanırdım ki ben...?
Düşünceler içinde sonunda kendimi işte buldum.

Zaman nasıl geçti farkında bile değilim taki kolumdaki kol saatine bakana kadar. Ancak o şekilde anladım saatin geç olduğunu.
Telefonum çaldı aniden...;

"Efendim"
Dedim karşımdaki kişiden cevap bekleyerek..

"Nerdesin sen..?"
Meraklı ses tonu ile bağırdı

"İşteyim daha çıkmadım, hem seni ne ilgilendirir..?"
Dedim. Umursamaz tavrım ile...

"Esila her şeyi bir kenara bırak istersen"
Sessizce konuştu..

"Canımı yaktın, nasıl da bir kenara bırakabilirim bir şey olmamışçasına"
Dedim.

"Çabuk dışarı çık aşağıda seni bekliyorum"
Acelesi vardı...

"Ateş lütfen bir daha canımı yakmana müsade edemem"
Yalvardım resmen telefonda ona...

"Esila yukarı ben çıkarsam hiç iyi olmaz biliyorsun değil mi"
Tekrar gözümün önünde geçmişi getirdi.

"Peki ama bu son olacak"
Çantamı aldığım gibi dışarıya çıktım.
Karşı tarafta arabanın içinde bekliyordu beni...
Beni farkedince arabadan inip yanıma geldi...

"Sanırsam birileri yine gözümü kamaştırıyor"
Elini saçlarımın arasında gezdirerek yavaşça kulağıma eğildi...
"Seni sevmesem koşmazdım peşinden, sakın ola bir daha bana karşı gelme yoksa yaptığımız anlaşmayı canınla ödersin"

Hiç bir şey demedim. Sadece kursağımda kalan cümleler ile arabaya geçtim.
Bu sefer ki yolculuk neresiydi bilmiyorum.

"BİR KERE SARSAYDIN"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin