Odamin kapısının ardından gelen sesler ile günüme kötü uyanmama sebep oldu.
Kalkıp gelen sese "Dur " demek için odamın kapısından çıktım.
Ahh Emine Teyze..! Sabah sabah ne temizliği bu"Emine teyze uyuyorum ben" dedim elektrik süpürgesinin fişini prizden çekerek.
"Esila kızım ne yapıyorsun sen" dedi sinirlenerek yaptığıma.
"Emine teyze saat sabahın köründe kalkıp da nasıl temizlik yaparsın" dedim isyan eder gibi..
"Yavrum senin herhalde saatten haberin yok" dediğinde duvarda ki saatte baktım.
"Eyvah..! Teyze beni neden kaldıramazsın işe geç kaldım ama ben" dedim panikle ne yapacağımı şaşırarak.
"Gece geç saatlere kadar dışarda gezersen sonra da böyle işe geç kalırsın. Hem ben seni kaç kez kaldırmaya odana geldim sen kalkmadın" dedi haklı bir yüz ifadesi ile
"Peki özür dilerim bir daha olmayacak teyze, ama bi dahakine durum geç kalmaya gelirse beni tokatlayarak uyandır" dedim acele odama koşarak
Teyzem arkamdan gülerken bi an odanın kapısından teyzeme doğru baktım. Çünkü unuttuğum bir şey vardı.
"Ne oldu?" Dedim unuttuğum şeyin hatırlatması için.
"Ah şaşkın seni! Bugün pazar, her yer senin iş de dahil kapalı" dedi büyük bir kahkaha attı.
"Ah gerçekten şaşkınım teyze ne oldu bana böyle bilmiyorum" dedim düştüğüm duruma kızarak.
"Hadi neyse zaten temizlik bitti. Kahvaltıyı da bahçeye hazırladım üstünü giyin gel beraber güzel bir kahvaltı yapalım" dedi yerde ki süpürgeyi toplayarak.
"Peki 5 dakikaya hazır olurum ben" dedim odama tekrar dönerek.
Hala arkamdan gülen teyzeme aldırış etmedim pek! Odamın kapısını örtüp yatağa geri döndüm. Bir o yani bir bu yani dönüp durdum yatağın içinde uykumun olmayacağını anladığımda yataktan kalkıp banyoya girdim.
Banyodan çıkıp üstümü giyindim. Saçlarımı kurutup topladıktan sonra kahvaltı yapmak için bahçeye çıktım.Teyzem ile güzel bir kahvaltı ardı dışarıya alışveriş yapmak için çıktık. Teyzem işleri olduğu için yanımdan ayrıldı.
Bende biraz kafa dağıtmak için kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım.
Yürüdüğüm bazı sokakları bilmiyordum açıkçası. Biraz soluklanmak için çay bahçesine çay içmek için geçtim.
Etrafta o kadar çok insan vardı ki bugün pazar olduğu için saçılmış her tarafa.
Kulaklığımı kulağımdan çıkarttım. Etrafı saran bir müzik vardı yakınlarda. Çok merak etmiş olacağım ki sesin gelen yere doğru baktım.
Yan tarafta ki bahçeden geliyordu.. başımı uzattığım da bir düğündü bu!
Gelin ile damatı çok merak ettim, onları görmek için o bahçeye girdim. Herkes nasıl da mutlu...Ah gördüğüm sahne ile bir kez daha yıkıldım...! Ateş ile biri nikah masasında.
Nasıl olur bu. Lütfen bu rüya olsun...
Soluk soluğa kaldım, nefes alıp vermek şu an o kadar çok zor oluyor ki bana sanki koşmaktan bu hale geldim.
Beni farketmesin diye en arkalardan bir masaya geçip oturdum.
Nikah memuru sorusunu sordu "evet" dedi yanında ki kadın. Sıra Ateş'e geldi nikah memuru ona da sordu soruyu...; "sonsuza kadar evet" dedi tek seferde.
Herkesten önce yanlarına gidip "hayırlı olsun, mutluluklar" dedim gözümden akan yaşlarla...Ateş beni gördüğünde sanki karşısında bir başkası var mış gibi. Sanki ben onun sevdiği kız değilmişim gibi baktı. Yaktın be içimi!
Yalan söyledi bana, beni kandırdı. Benimle gerçekten oyun oynadı. Bu mu benim sevgime karşılık?
Ah ne saçmalıyorum ki ben! Sevseydi onu nikah masasın da başka biri ile evlenirken görür müyüm hiç?
benim kendimi kandıran, kendime yalan söyleyen.Kimsenin suçu yok!
Hata daha en başından beri bendeydi, benim insanlara güvenen. Benim aptalca bile bile inanan.
Çünkü seviyorum, ve ben en çok kendimden karşımda ki insanı düşünüyorum. Kırılmasın diye cama ben dokunuyorum. dikeni bile bile ben elimle tutuyorum. Aman batmasın da canı yanmasın, hep bu şekilde düşündüğüm için kırılıyorum. Üzülüyorum. Defalarca ölüp diriliyorum.
Ama sonra hepsi boş olduğunda ne gülüyorum nede yaptıklarıma ağlıyorum...Eve gitmek isterdim. Ama teyzem bu halimi görürse bana fazlasıyla kızacak ve üzülecek. En iyisi bir parka geçip sahili izlemek olacak. Ancak bu şekilde huzur bulurum.
Sahil kenarında bir banka geçip oturdum. Ardı sıra hala akmakta göz yaşlarım. Dur diyemiyorum anacak bu şekilde çare oluyor derdime.
"İyi misiniz" dedi biri
"Evet iyiyim" dedim daha kim olduğuna bakmadan.
"Ama ağlıyorsunuz" dedi
"İnsanlar mutluluktan da ağlayabilir" dedim hıçkıra hıçkıra ağlayarak.
"Mutlu biri yanlız da olamaz" dediğinde başımı kaldırıp yüzüne baktım. Simsiyah takım elbisesi gözüne taktiği şeffaf çerçeveli gözlüğü. Uzun boylu kas yapılı bir yakışıklıydı bu....
"Belki mutlu insanlar yanlız kalmakla mutlu oluyor belki de bu yüzden ağlıyor" dedim. Haykırarak...
"Sana eşlik etmemi ister misin" dedi yanıma oturarak.
"Olmaz" dedim biraz uzaklaştım
"Neden ama" dedi bana yakınlaşarak
"Çünkü yanlız olduğum için mutluyum" dedim bankın ucuna kadar kaydım.
"Peki benimle paylaşır mısın mutluluğunu" dedi o an tekrar göz göze gelmek için başımı kaldırıp baktım. Zararı olmayan yavru kuş gibi. Yanıma yaklaştı ve yüzünü sahile döndü.
Başımı omuzuna koyup saatlerce ağladım.