Gökyüzü çığlık çığlığa ağlıyordu. Şemsiyesiz, alelacele korunmak için gözümle sokağı taradım. Gözüme ilk ilişen alışveriş merkezi oldu. Kendimi saniyeler içinde içeri attım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bir şeyler arıyormuş gibi davranmaya karar verdim. Kızıl saçlarımı sıksam eminim damlatacak kadar su akardı. Etrafıma ölümcül bakışlar atarak ilerledim. Dalgınca köşeye geldiğimde simsiyah gökyüzünde bir parıltı gördüm. Gece oturdu, yağmur dindi ve köşede 'Bay Morgan'ın Gizem Evi' göründü.
Eski püskü bir kapıyı gıcırdatarak itiştirdim ve kayan yıldız misali içeri girdim. Geldiğimi haber veren şıngırdamayla, kapıda o bayıldığım zillerden vardı, kendimi dükkanın sükunetine bıraktım. İçerisi boş sayılırdı. Bolca kitap, derin bir kahve-kitap kokusuyla birlikte yaşlıca bir adam masasında derinlerine daldığı bir kitabı okumaktaydı. O kadar dalmıştı ki benim uzun süre kapının önünden içeriyi dikizlediğimi fark etmedi. Fark edince hızlıca yanındaki kağıdı kitabının arasına sokuşturup boğazını temizledi "Ah genç bayan, beni şaşırttınız, normalde buralara çok gelen giden olmaz, özellikle sizin yaşlarınızda..." Ayaklanıp karşısındaki sandalyeyi bana gösterdi, "Lütfen, yağmurdan kaçmış gibisiniz, kısa süre misafirim olun." Ben sandalyeye geçerken eline kupasını alıp ilerdeki küçük tezgah alanına ilerledi "Kahve? Burada bundan bol şey yok. Gece gündüz sabahlayınca ayık tutacak güçlü şeylere ihtiyaç oluyor. " Ben kafamı evet anlamında sallayınca bir fincan daha çıkardı "Hem kitapların en iyi dostu kahvedir, en azından bana göre. "Sonra da şakacı şekilde gülümsedi. O, kahveleri koyarken etrafa mantık çerçevemden bakındım. Ağzımdaki baklayı o bana doğru iki kupa ile gelirken çıkardım "Alışveriş merkezinde böyle bir kitapçı pek beklenmedik doğrusu..." Kahvemi minnettar bir gülümseme ile kabul ederken karşıma, eski yerine geçti "Aslına bakarsan, alışveriş merkezi bu binanın çevresine dikildi, dükkanın arsası üzerime olduğundan yıkma iznini vermeyince..." Anladın sen derce gülümsedi. Geri gülümsedim. Bir ayı aşkın süredir üniversiteye gitmek yerine iş aradığım ve koskoca şehirde yapayalnız olduğum aklıma geldiğinde yüzüme tutunan gülümseme yavaşça soldu. Ani değişimi fark eden yaşlı adam, soyadının Morgan olduğunu düşünüyordum, bu mimiği kaçırmadı. Feleğin çemberinden geçmiş ama hayat ondan hiçbir şey alıp götürmemiş gibiydi. İlgiyle sordu: "Kahveyi mi beğenmedin, yoksa...?" Minnetle gülümsedim. Adım attığımdan beri bu adam bende güven hissi uyandırmıştı. Bense evde gibiydim. "Kahve muhteşem, sadece şu sıralar hayatım pek yolunda sayılmaz. Uzun süredir iş arıyorum, ailem benden çok uzakta, nerede kalacağım konusunda en ufak bir fikrim yok. Aslında bu geceye dek hayatınızda görebileceğiniz en rezil hostelde kalıyordum. Ama param suyunu çekmek üzere. Bu geceden itibaren evsizim anlayacağınız." Öyle bir gülümsedi ki, bu adamı en sevdiğim peluşum gibi tatlı bulmasam içinde bulunduğum durumla dalga geçiyor derdim. Bay Morgan bir iç çekti sonra parmağını masaya vurdu "Bir teklifim var sana cazip gelebilecek. Bugün ikimizin de şanslı günü olmalı, şehir hayatından bıktığım için şehir dışındaki evime gidip işleri oradan yürütmeyi istiyordum. Gel gör ki burada işlere bakacak biri tanımıyorum ve dükkanıma da senin gibi iş arayan gençler çok uğramıyor. Eğer sana cüzi bir miktar para, küçük bir yaşam alanı ve bolca kahve teklif edersem dükkana bakma karşılığında ne dersin diye merak ediyordum." Adama şok içinde baktım. Hayat bana birden yeşil ışık yakmıştı! Sakinlik ile heyecandan delirmenin tam ortasında dilim dolanarak "Elbette, kabul ediyorum!" demeyi başardım. İşte hayatım o kara bulutlu günde böyle aydınlandı.
***
Selamlar Wattpad Ailesi! Ben ve kuzenim birlikte başladığımız bu hikayeye daha sonra kendi yollarımızda ilerleyerek devam edeceğiz. Sizi de sevgili Rosalinda'nın iki ayrı öyküsüne bizimle birlikte ortak olmaya davet ediyoruz! Öpücükler <3
imza: ApollonNike & little_black_bubble
buraya başladığınız tarihi ve saati yazmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Morgan'ın Sırlar Evi
ChickLitRosalinda için hayat doğduğundan beri baş aşağıydı. Bu lanetten kurtulmak için başka bir şehre üniversite okuma hayalleri ile gittiğinde laneti onu bırakmadı. Ta ki yağmurlu bir günde hiç beklemediği bir alışveriş merkezi ile uyumsuzluğu ile göze ça...