Arkama bakmadan hızlı adımlarla eve girdim. Kapıyı arkamdan kapatıp ,sakince odama geçtim.
Hala ağlıyordum. Gözyaşlarımı durduramıyordum. Pijamalarımı alıp odamdan çıktım. Duş alsam iyi olucaktı. Hem o şerefsizin izlerini de silmiş olurdum bedenimden.
Banyoya girdiyim zaman düşüncelerimi bir kenara bırakıp soğuk suyu açtım. Hiç bir şey düşünmeyecektim. Hiç bir şey.
Üzerimdekileri çıkarmadan
suyun soğukluğunu iliklerime kadar hiss ettim. Bedenim bu duruma alışırken, aklım ve mantığım isyan etdi. Ayakta durmakta zorlandığımı hiss edince sertce bedenimi yere doğru yığdım.Şimdiye kadar kaçtığım tüm düşünceler beynime hücum etti. Ve biraz önce yaşadığım gerçek kuvvetle beni sarsmaya başladı.
Az kalsın bedenim aynı insan tarafından yeniden tecavüze uğrayacaktı.
"Tecavüz"
Tüm olanları silecekmiş, tüm yaşadıklarımı unutturacakmış gibi ağlamaya başladım. Sanki hiç ağlamamışım gibi.
/////////////
Banyoda kaç saat öylece kaldım bilmiyorum. Şimdi yatağımda uzanmış boş boş duvara bakıyordum.
İşe gidersem bana dokunmayacağını söylemişti. Ama ona inanacak kadar da saf diyilim.
Sadece şu ev işi vardı. Yine Haleye yük olmak istemiyordum. Zaten kızın kendinin ne kadar derdi var, birde ben yük olmayayım.
Başka bir iş bulsaydım eğer her şey o kadar iyi olurdu ki. Ama bundan önce fazla çalışmadığım için iş bulmak biraz zor oluyor.
Qaliba Engin beyin iş teklifini düşünmem gerek.
//////////////
Yeni bir sabah yeni bir gün. Bu gün dünden daha iyi olur düşüncesiyle kalkıp kıyafetlerimi giydim. Hiç halim yoktu ama gitmeliydim. Onun yüzünü bile görmek istemiyordum . Ama şimdilik bu işe ihtiyacım vardı. Bu yüzden de bir an önce hazırlanıp hemen evden çıkmalıydım. O adamın beni torpilli besleme gibi görmesini hiç istemem .
Ona aldırmadan sadece işimle meşgul olucam. O yokmuş gibi davranırsam belki de daha iyi olur benim için.///////////////
İşlerimin çokunu bitirdiyim için instagramda Engin 'beyin' resimlerine bakıyordum. Bunu neden yapıyordum bilmiyorum ama resmini görünce bakasım geldi.
Kapımın çalınmasıyla kapıya doğru baktım.
"Gele bilirsin" dememden sonra Ayşe odaya girdi.
"Tuğbacım Hasan başkan gelmiş , seninle gorüşmek istiyor."
"Tamam ." Ama o adamı hiç görmediyim geldi aklıma. "Ama ben onu hiç görmedim Ayşe. Nasıl biri ki? Benim işlerimi beğenmeye bilir, nede olsa şimdiye kadar hiç bir işte çalışmadım. Bu daha benim ilk işim ve yanlışlarım mutlaka vardır. "
"Canım inşallah her şey iyi olur. Hem ilk defadan seni işten atacak deyil ki. O kadarda kötü biri deyil. Sadece biraz disiplinli ve titizdir işlerinde. Evet yanlışlardan hoşlanmıyor ama seni de çok sıkmaz bence."
" İnşallah Ayşe. Peki şimdimi gideyim?"
"İşin yoksa şimdi gitsen daha iyi olur."
Ben tamam dedikten sonra Ayşe gitmişti. Bende hazırlanıp başkanın odasına gidiyorum. Oğlu gibi şerefsiz olmasa bari.
Kapıyı çalıp cevab gelmesini bekledim. Gel sözünden sonra odaya girdim. Büyük ve siyah beyazla dekor edilmiş odayın bir tarafı tamamen şüşedendi. Gerçekten bir başkana yakışacak derecede şık ve güzeldi.
Karsimdaki 50-li yaşlarda, saçları beyazlamış, uzun boylu adamın şirket başkanı olduğunu biliyordum. Siyah takım elbisesiyle , beyaz olsada düzenli taranmış saçlarıyla ve dik duruşuyla gerçekten çok disiplinli gibiydi.
"Tuğba Soyöz senmisin? Oğlumun asistanı?"
Gerginliyim artarken cevab vermek en iyisiydi.
"Evet başkanım benim."
"Seninle yalnızca ikimiz konuşmak istedim . İşinde ne kadar başarılı olduğunu biliyorum. Yeni başlamışsın ve daha önce hiç bir şirkette çalışmamışsın . Lakin iyi gidiyor işlerin."
"Teşekkür ederim başkanım. Böyle düşünmenize sevindim."
"Başarılısın ve bu başarın Engine de yansıyor. Lakin bu iş ilişkisine başka duyguların eklenmesini istemem. Engin benim oğlum dahi olsa onun kendi asistanıyla olan birlikteliyini kabul etmem."
"Hayır efendim böyle bir şey söz konusu bile olamaz."
Düz bakışlarını benden çekmezen rahatsız olmaya başlamışdım.
"Gidebilirsin" demesiyle rahat bir nefes aldım.
"Tamam efendim." arkamı dönüp gidecekken sesini duydum ve geri döndüm.
"Oğlumla olan geçmişini biliyorum. O bana her şeyi anlattı.Onunla para karşılığı bir gece gecirdiyin gerçeyini hiç bir şey deyiştirmez. Başarın bile. Bu yüzden burada çalışmak istiyorsan oğlumla ve hatta buradaki her kesle mesafeli ol. "
"Bunları size kim söyledi. Her kimse büyük bir yalana kandırmış sizi" dedim artık dolmaya başlamış gözlerimden yaşlar süzülürken. O şerefsiz bu kadarmı aşağılık biri ya. Bana iftira atmış.
"Benimle böyle konuşmak senin haddine değil . Geçmişin beni ilgilendirmez kurallarıma uyacaksansa çalışa bilirsin. Çıkabilirsin artık."
"Oğlunuz dahi olsa bana iftira atmaya hakkı yok. O şere.."
"Konuşmana dikkat et !" Gözyaşlarım benden izinsiz kendilerine yol çizmişken bu adam beni susturamazdı.
"Ben dikkat ediyorum ama siz bilip bilmeden nasıl hakkımda öyle konuşa biliyorsunuz ya. "
"Derhal çık odamdan!"
Arkama bile bakmadan odadan çıktım. Kendi odama doğru giderken gözyaşlarım durmak bilmiyordu. Nasıl böyle bir şey söyleye bilirdi ya nasıl. Ben ona napmıştım ki bu yalan niye.
Kapıdan içeri girer girmez içimdekileri tutamayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Kapının açıldığını ve odaya birisinin girdiyini hiss etdim lakin o kadar güçsüzdüm ki kimin geldiyine bakmaya bile halim yoktu . Herhalde Ayşedir ki beni öyle görünce gelmiş. Lakin durmak bilmeyen gözyaşlarımı durduramıyordum ki. Kendimi güçlü gösterecek takatim yoktu.
Yanıma çöküp eliyle kolumu sıktı destek verircesine. Bu hareketiyle ona sarılmam bir oldu. Gözyaşlarım dinmek bilmiyordu.
Ağlamaktan yorulduğumu hissettiyimde başımı kaldırdım. Aliyi görünce donup kaldım. Ne yani ben saatlerce onun omuzundamı ağlamıştım. Neden hiç ses etmemişdi.
"Daha iyi misin?" Diye sordu. Başımla onayladığımda kendisi ayağa kalktı, sonra da eğilip yavaşça beni kaldırdı. Birden başım dönünce ona tutundum. Yüzlerimiz bir birine çok yakındı. Dudaklarımız arasında mesafe çok azdı ve onun nefesini dudaklarımda hissediyordum.
Kapının birden açılmasıyla ikimizde bakışlarımızı kapıya çevirdik. Engin sinirli bakışlarla bizi süzüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişimin Sakladığı Adam
RomanceKapılar kilitliydi. Arkada benim yanıma oturmuştu. Hiç bir şey söylemiyor, sessizce bakıyordu. Bense kapalı olan kapının açılmayacağını bile bile yine açmaya çalışıyor, bağırıp yardım istiyordum.