Şuanda sadece ayağıma giydiğim topuklularla yürümeye çalışıyordum. Resmen işkenceydi bu be.
İlk iş günüm olmasaydı böyle şeyleri asla giymezdim. Ama işi bahane edip kendim de değişmek istedim. Artık unutmaya çalıştığım geçmişime bir dur demeliydim.
Zaten olanlardan sonra hayatımı tamamen değiştirmiştim. Sabah aynaya baktığımda ilk önce geçmiş mutlu, neşeli günlerim geldi aklıma. Sonraysa değişme nedenim olan o olaylar.
Neredeyse 5 yıldır ki olanları düşünmemek için çabalıyorum. Ama sabah yine aklıma gelmişti işte. Her aynaya baktığımda, her güldüğümde, her içgi şişesi gördüğümde aklıma geliyordu.
Birde siyahı barındıran bir çift kahverenkli gözler. Tamam hafızamı kaybetmemiştim ama geçmişimi unutmağa çalışmıştım.
'Aksoy' şirketinin önünde durup bu büyük binaya bi göz gezdirdim. İç sesim devreye girdi hemen:
Bu günleride görermişiz Tuğba.
İçeri girerken nereye gideceğimi sordum. 5ci kattaymiş.
Asansörün önünde durup aşşağı inmesini bekledim. İçeri girdikten sonra düğmeyi basıp bekledim. Elimde olsa binmezdim ama, şimdi bu topuklularla zaten yürüremiyorum birde merdivenleri çıkmak olmaz yani. Neden binmiyorum asansöre? Çünki kapalı alan korkum var. Bir keresinde erkek arkadaşımla asansörde kalmıştık gözlerimi açınca kendimi hastanede bulmuştum.
Asansörden çıkar çıkmaz rahat bi nefes aldım. Bu sefer de sağ salim kurtulmuştum.
Söylenilen odaya doğru gitmeye başladım. Kapıyı tıklatıp bekledim. İçeriden 'gel' diye bi ses duyduğumda içeri girdim.
Bu ne ya rüyamı görüyorum.
Bu şey değilmi ya benim eski sevgilim.
Hani yeşilgözlü dünyam benim.
Suçsuz yere, hiç bir açıklama vermeden ayrıldığım Ali.
Beni gördüğü an "Tu-tuğba"dedi. Qaliba o da beni unutmuşdu. Aslında biz bir birimizi sadece unutmak zorunda kalmıştık.
"Ali.... şey....sen burada mı çalışıyorsun? Seni böyle iyi görmeme sevindim."
Az daha ağlıycaktım. Onu görünce de geçmişimi susturamadım. Her şey en başından aklımı işgal etmeğe başlamıştı bile.
Amcamların beni dövdükleri günler. Bazen iki gün kadar ac kalıyordum ve hiç kimsenin beni takmaması beni üzüyordu.16 yaşımda okulda tanıştığım Ali'yle takılmaya başladık. Bir tek o benim yaralarımı sarıyordu.
Aklıma geldikce yinede Ali'ye karşı kalbimde bir yerlerde sevgi olduğu gerçeği beni sarsdı. Çünki Ali bana çok soğukça bakıyordu. Eskiden bakışları buz bağlamış kalbimi ısıtıyordu. Şimdiyse ürpermeme neden oluyordu.
"Evet, burada çalışıyorum. Bu arada iyi olmama sebep olan ve beni çok seven bir nişanlım var."
Tamam anladım. Ben onu yarı yolda bıraktığım için böyle. Biz iki yıllık sevgili hayatımızda bir birimize çok alışmıştık. Hatta çok sevmiştik de diyebilirim.
"Şey beni buraya yolladılar da ne iş görcektim ben."
"Gerçekten bilmiyormusun nerde çalışacağını? "
"Yaniii"
"Tamam neyse. Patronun oğluna asistanlık yapıcaksın. Yani eğer başarırsan."
"Tamam o zaman, şey benim odam neresi? "
![](https://img.wattpad.com/cover/126301219-288-k670535.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişimin Sakladığı Adam
RomanceKapılar kilitliydi. Arkada benim yanıma oturmuştu. Hiç bir şey söylemiyor, sessizce bakıyordu. Bense kapalı olan kapının açılmayacağını bile bile yine açmaya çalışıyor, bağırıp yardım istiyordum.