38

752 126 65
                                    

Bu bölümü yazana kadar canım çıktı. Çünkü sadece konuşma geçmesi gerek. Böyle en fazla on beş dakikada geçen bir bölüm ama sırf konuşma geçemeyeceği için yazma yeteneklerimi zorladım 😂😂😂😂😂😂.

Bölüm o yüzden tuhaf karışık gelebilir ama şoka girmiş dehşet içinde bir Luhan ve anlatıcı Sehun var ve ben bu kadar yazabiliyorum 😂😂😂😂.

Bölüm o yüzden tuhaf karışık gelebilir ama şoka girmiş dehşet içinde bir Luhan ve anlatıcı Sehun var ve ben bu kadar yazabiliyorum 😂😂😂😂

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

--------------

"Anlat. Ben neyim? Sen nesin? Anlat."  dedi Luhan ciddiyet büründürdüğü titrek sesiyle.

Burnunu çekti, akan son gözyaşlarını sildi ve elindeki silahı daha sıkı tuttu. Öğrenmeliydi. Neydi, nasıl bir şeydi bilmeliydi. Sehun ile nasıl tanışmıştı, her şey nasıl olmuştu ve gelişmişti bilmek zorundaydı.

Sehun başını aşağı yukarı yavaşça oynattı. Yanındaki battaniyeyi aldı ve üstüne çekti. Üstünde sadece bir iç çamaşırı vardı ve her yeri kan içindeydi. Luhan'ın sadece yüzüne odaklanmasını istiyordu.

Sakin bir nefes alıp verdi. Olanları sakince Luhan'ı zorlamadan anlatmalıydı.

"Geçen sene okulum kapandıktan bir hafta sonraydı." dedi düz bir tonda. Luhan yutkundu.

"O zamanki yerimden pek memnun değildim. Kimin öldürüldüğü umursanmayan bir yerdi ama oldukça açık ve tehlikeli bir yerdi. Son zamanlarda da çok rahatsız edilmeye başlamıştım. Yerimi artık değiştirmem gerektiğine karar verdim ve rahat edeceğim, rahat olabileceğim yerler aradım. Bir buçuk hafta içinde sonunda burayı buldum. Terk edilmiş bir mezbaha... Benim küçük El Doradom..." hafif sırıttı Sehun. Hemen kendini toparladı.

"Burası benim için mükemmel bir yerdi. Her yerini kontrol etmiştim. Gerçekten terk edilmişti. Her şey pisti ve eskimişti ama soğutma depoları biraz yardımla çalışabilir durumdaydı. Burası benim küçük cennetim olacaktı. Hayal ettiğim mezbahaya çevirebilme düşüncesi ile buradan ayrılmıştım. Hemen eve gidip soğutucuları tamir etmek için malzemelerimi hazırladım ve iki gün sonra gece tekrar geldim ama geldiğimde buranın çoktan keşfedilip başkasının cenneti olduğunu gördüm."

Sehun gözlerini Luhan'ın gözlerine dikti. Luhan tekrar titremeye başladı.

"Burası başkasının cennetiydi. Burası başkasına aitti ama buna izin veremezdim. Burası benim cennetim olmalıydı. Buranın kapılmış olma düşüncesi beni çok sinirlendirmişti. O yüzden sessizce yerimi işgal eden piçi bulmalı ve icabına bakmalıydım. Böyle düşününce aslında çok şanslı olduğumu düşündüm. Çünkü kurbanım bana kendi ayakları ile gelmişti. Kendimi belli etmeden yavaşça ilk kurbanımı aradım ve seni buldum."

Sehun etrafına bakındı.

"Bu odada iki adam ile birlikteydin ve bir tanesi ile uğraşıyordun. O an kesinlikle çok şanslıyım diye düşündüm. Bir gösteri, ilk kurban ve hediye... Senin işini bitirmeni izleyecek sonra seni öldürecek ve diğer adamı ertesi gün için bırakacaktım ama tahmin ettiğim şeyi yapamadım. Çünkü..." 

Kage No AkumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin