"Arkamı dönünce anladım tabi Sekiz'in neden havladığını. O kadar büyüdü ki bir görsen canım. Bizde seni çok özledik. Ooo saat kaç oldu burada ama ben yatsam iyi olacak. Seni çok seviyorum. Öptüm, kolay gelsin sana aşkım."
Telefonu kapattıktan sonra yatağına uzandı ve ekranına baktı, nişanda çekildikleri fotoğrafta çok mutlu oldukları her hallerinden belli oluyordu. Sonra tavana bakarak uzun uzun onu ne kadar özlediğini düşündü. Onunla geçen muhteşem 4 yılı canlandı gözünde sonra. Her saniyesi gülümsetirdi insanı. Son bir yıldır sadece telefondan görüşebilmişlerdi, arada sırada videolu oluyordu bu görüşmeler. Emre son bir yıldır Pariste çalışıyordu ve işleri yoğun olduğundan hiç gelememişti.
Sonra birden ona ettiği evlenme teklifini hatırladı ve istemsizce yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi. Vapurda martılara kuş atan Alyaya arkadan sarılmış "her sabah bu temiz gülüşünü görerek uyanmak istiyorum" demiş ve yüzüğü çıkarıp "benimle evlenir misin" diye devam etmişti. Emre romantik biri sayılmazdı ama aralarında ki sevgi Alya için her şeye değerdi.
Saatin 12.30 olduğunu görünce artık uyusam iyi olacak diye geçirdi içinden. Yarın sabah önemli bir toplantısı vardı ve erkenden gidip son kez her şeyi gözden geçirmeliydi. İşini her ne kadar sevse de, erken uyanmak ona çok geliyordu. Ailesini kaybettikten sonra üniversiteyi başarıyla bitirmiş ve bildiği 4 dil sayesinde çok geçmeden iş bulmuştu. Şirkette ki insanlara da kendini sevdirince kısa zamanda yönetici asistanı olmuştu. Emreyle de üniversitede tanışmışlardı. İlk senesinde son sınıflarda ki yakışıklı adamı kendisine hayran bırakmıştı ve uzun süre peşinde koşmuştu Emre.
------
Sabah 09.30 da başlayacak toplantıya iki saat önceden gelmiş ve bütün hazırlıkları gözden tekrar tekrar geçirmişti. Toplantı başladıktan sonra gelenleri toplantı salonuna teker teker aldı ve isteklerini yerlerine getirdi. Toplantı başladıktan bir süre sonra ortam gerginleşti. Yabancı ortaklar sürekli sorun çıkarıyordu ve bir türlü sorun halledilemiyordu. Birinin şubeye gidip işleri yoluna sokmak için onları ikna etmesi gerekiyordu. Bir süre tartışıldıktan sonra Şirketin sahiplerinden Kübra Hanım'ın asistanı Sevda Hanım döndü ve Alyaya sordu. "Alya Hanım 4 dil biliyordunuz değil mi, bizim için bu işle siz ilgilenir misiniz? Şirket bütün masrafları ve ihtiyaçlarını karşılayacaktır zaten sadece 5 gün eğer kabul ederseniz yarın akşam Paris uçağında olmanız gerekiyor."
-----
Kabul ederken aklında ki tek şey Emreye yapacağı sürpriz ve o an Emre'nin yüzündeki ifadeydi. Sabaha kadar heyecandan uyuyamadı. Akşama kadar valizini hazırlamıştı. Akşam havaalanına şirketin arabasıyla gitti ve bir saat sonra uçağı kalktı. Paris'e indiğinde heyecandan kendi kendine konuşuyor ve gülümsüyordu. Yarın sabah ve döneceği gün öğlen gireceği iki toplantı ayarlanmıştı ve bu yüzden neredeyse 4 gün özgürdü. Bu Emreyle doya doya özlem gidereceği anlamına geliyordu. Emre'nin iş yerinden zor bela aldığı ev adresini taksiye binip adama uzattı. Adam kendinden emince arkasına yaslandı ve yarım saat içinde bir binanın önünde durdu. Taksinin ücretini ödedikten sonra teşekkür edip arabadan indi.
Bembeyaz bir binadan içeriye girdi ve asansöre bindi. İndiğinde zili çaldı ve eliyle dürbünü kapadı. Elindeki yüzüğe bakarken kapı açıldı ve sarışın bir kadın sorar gözlerle Alyaya bakıp gülümsedi. Alya yanlış geldiği düşünüp elindeki adrese baktı ve tam adresi sarışın kadına uzatıp ağzını açacak oldu ki arkadan Emre'nin sesi duyuldu. Alya olduğu yere kitlenmişti ki kadının belinde bir el belirdi ve başını kapıdan eğen Emre'nin yüzünü gördü.
"Kimmiş sevgilim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYAK İZLERİN
ChickLit"Neden öyle bakıyorsun bana?" kuruyan dudakları o kadar güzeldi ki, düşünmemek istedi gerisini. "Nasıl bakıyorum?" dedi genç adam bakışlarını başka yöne çekmeye çalışarak. "Kaybolmuş gibi." dedi. Tekrar başını ona çevirdi. Uzunca yüzüne baktı, ay ış...