Part Eighteen

299 40 12
                                    

🙉Şiddetle şarkıyla okuyun!!🙉 Bu bölüm = Potterhead_Pennywise adlı kullanıcıya İthaf edilmiştir❤️

Millie'den
Jack'in evine varmıştık, şu an kapının önünde Caleb'in kapıyı çalmasını bekliyoruz. Gaten "Dostum sen çalana kadar ben yaşlanacağım," dedi ve zile bastı. Bir kaç saniye Sonra Jack her tarafı kanlar içinde kapıyı açtı, Gaten korkudan bağırarak geri çekildi.

Finn'den
Telefonuma gelen bildirim seslerinden rahatsız olup, telefonumu cebimden çıkardım. NE! Sadie'ye dönüp "Sadie bu ne?!" Dedim telefonu yüzüne yakınlaştırarak, gözlerini ovuşturup "Bu sensin Finn, kendini mi tanıyamadın?" Dedi gülerek, Tanrım bu fotoğrafı hangi ara çekti?

Sadie'den
Finn tuvalete gideceğini söylemiş gitmişti. Bende cama doğru eğildim, Kanada muhteşem bir yerdi. Gözlerimi sonuna kadar açmış Kanada'nın muhteşemliğini izliyordum.

"Beğendin mi?" Arkamdan gelen sesle, arkamı dönüp "Muhteşem!"Dedim, Finn gülümseyip hostesi çağırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Beğendin mi?" Arkamdan gelen sesle, arkamı dönüp "Muhteşem!"Dedim, Finn gülümseyip hostesi çağırdı. "Uçak ne zaman iniş yapıcak acaba?" Dedi, Hostes Finn'e sırıtarak "Şimdi efendim." Dedi, pis sürtük.

Gaten'den
Biz Jack'e  şaşkın şaşkın bakarken Millie "Jack pansuman yapmamı ister misin?" Dedi, Jack peçetelik burnuna tutup "Teşekkürler Mills, gerek yok."dedi, Caleb ellerini birbirine vurarak "Artık konumuza gelelim Jack, Sana ne oldu? Olayı en başından anlatır mısın?"dedi, Jack başını sallayıp anlatmaya başladı...

Sadie'den
Uçak indiğinde, daha uçaktan iner inmez insanlar buraya doluşmaya başlamıştı. Finn beni kolunun altına alıp hızlı hızlı yürümeye başladı, şoförün tuttuğu kapıdan hemen kendimi arabanın içine attım. "Bebeğim görüyorsun değil mi? Benim peşimden koşan ne kadar kız var." Dedi sırıtarak, ona göz devirip bakışlarımı dışarı çevirdim. Arabayı resmen yumrukluyorlardı. Şoför gaza basıp iyice hızlandı. "Güzelim bugün için planlarımızı sana özet geçiyorum. İlk önce seni ailemle tanıştıracağım, sonra Kanada'da ki müzik grubumla tanıştıracağım. Ondan Sonra sen ne yapmak istersen onu yapacağız." Dedi, çok güzel bir gün olucak galiba. Gülümseyip telefonumu çıkardım, Instagrama girdim. Yorumlara gülümserken bir yorum dikkatimi çekti.

johntrembls: Finn Wolfhard bir gün o uykusundan bir daha uyanmayacak.

Piç John! Arabanın durduğunu fark ettiğimde. Finn eliyle ağzını tutup kendini dışarı attı. Hızlıca arabadan inip Finn'in yanına gittim. "Finn neyin var?" "Galiba yediğim birşey dokundu miğdem bulanıyor." Dedi karnını tutarak, kolundan tutup arabaya doğru yürütmeye başladım.
Sonunda Finn'in ailesinin evine geldiğimizde, gerçekten heyecandan ölebilirim. Kapıyı açan bir kadın koşarak yanımıza geldi.

 Kapıyı açan bir kadın koşarak yanımıza geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Finn'in Annesi.biliyorum gerçek hayatta annesi değil ama gerçek annesini beğendiğim söylenemez. Mary rolünde bu kadın Var👆

"Bebeğim hoşgeldin," dedi Finn'e sarılırken, sonra bana dönüp gülümseyerek "Sende hoşgeldin tatlım. Muhteşem Sadie," dedi Finn'e bakarak, Finn öksürerek "Anne lütfen." Dedi. Mary bana sarılarak "Anlatmayacağımı zannediyorsan yanılıyorsun küçük Wolfhard," dedi göz kırparak. Finn gözlerini şaşkınlıkla ayırıp annesine bakarken, kadın bana dönüp "Bu arada ben Mary tatlım, bana sadece Mary de tatlım. Bayan deyince kendimi yaşlı hissediyorum." Dedi, onun bu söylediğine kıkırdaktan, Finn elini belime koyup beni kapıya yönlendirdi. İçeriye girdiğimizde, evin ne kadar ferah olduğunu gördüm. O sırada merdivenlerden koşa koşa inen Finn'in büyük halini gördüm. Mary arkamızdan "Nick! Neler oluyor?" Nick tam konuşucakken gözü bize takıldı, "Ooooo sonunda Muhteşem Sadie gelmiş!" Dedi elini bana uzatarak. Elini hafifçe sıktım, gerçekten bu evdeki herkes ismimi nerden biliyordu? "Sadiceğim ben minik Finn'in abisiyim," dedi, Finn "Hey! Seninle aynı boyda sayılırız!" Dedi. Onlar kızışmaya dalmışken Mary elini omzuma atıp beni mutfağa çekti. "Tatlım, ben oğlumun hayatı boyunca bu kadar mutlu olduğunu görmedim. Finn bundan 1 ay önce buraya geldiğinde gözleri şiş ve 43 derece ateşle dönmüştü. Onu hastahaneye götürdüğümüzde sürekli ama sürekli senin ismini sayıklayıp duruyordu. O seni gerçekten çok seviyor Sadie, senin de onu aynı şekilde sevdiğinden eminim. Ve merak ettiğin birşey daha vardır diye düşünüyorum. Sana muhteşem Sadie dememizin nedeni, Finn'in her saniye seni bize anlattığı için. Her gün telefonda bize seni anlatıyordu. Umarım hayatınız boyunca mutlu olursunuz tatlım." Dedi gülümseyerek "Teşekkür ederim Mary." Dedim, o sırada Finn içeri girdi "Anne sevgilime yine neler anlattın?" Dedi yanımda ki sandalyeye otururken, Mary arkasına yaslanıp "Benim minik Bebeğim büyümüşte kendine sevgili mi yapmış awwww," diyerek Finn'in yanaklarını sıktı. Finn Wolfhard'ı bu halde hiç görmemiştim😂🤣

John'dan
Artık bu iş sıkmaya başladı, Sadie ve Finn geri döndüklerinde hayatlarının enbüyük kabuslarını yaşıyacaklar.

Millie'den
Ağzım açık Jack'in anlattıklarını idrak etmeye çalışıyordum, Gaten "Dostum bu Sadie'ye saplantılı bir psikopat gibi birşey." Dedi, Noah "Dostum Jack'e yaptıklarına bak, ama sen işin içinde yoktun demesi bir planı olduğunu gösterir. Ve bu işin içinde kesinlikle bizde varız." Dedi, sanırım Noah ilk defa doğru birşey söyledi. O sırada telefonuma bir mesaj geldi, cebimden telefonumu çıkarıp mesaja baktım.

Bilinmeyen Numara: Millie Bobby Brown, şu anda Sadie senin hakkında neler konuşuyor neler. Bana inanmazsan al sana kanıt!😘
*ses kaydı*

Ses kaydını dineldiğimde, içimde ki öfke bir anda tüm vücudumu kaplamaya başladı. Hışımla ayağa kalkıp dışarı çıktım, Noah koşarak "Mills ne oldu?" Dedi, hızlıca ona dönüp "Ne olmadı ki Noah!" Diyip rastgele bir bisiklete binip hızlıca sürmeye başladım. Nereye gideceğimi gerçekten bilmiyordum.

Sadie'den
Akşam olmuştu, Mary bana ipekten pijamalar vermişti. Ve şu an banyoda onları giymeye çalışıyorum. Şortuda altıma geçirdiğimde, kapı açıldı. Arkamı dönemeden belimde birleşen kollarla aynadan Finn'i gördüm. "Çok yakışmışlar," dedi elini aşağılara doğru uzatırken. "Finn Yorgun'um bu akşam olmaz. Ama Eğer yarın dönerken özel uçak bulursan belki olabilir." Dedim ve kollarının arasından kayıp dışarı çıktım. Finn'le aynı odada kalıcaktım, Finn'in odası gerçekten benimkinden daha düzenli bir odaydı. Yatağa yattım ve düşünmeye başladım, bundan Sonra hayatımda huzurlu olmak istiyordum umarım Tanrı bu istediğimi kabul eder.

Finn'den
Yatakta yavaşça doğruldum ve yanımda ki ışığı açtım. Sırtımı yatağın başlığına yaslayıp Sadie'ye döndüm. Yüzünün her santimi ezberlemeye başladım, onu kaybetmek istemiyordum. Hayatımda daha önceden çıktığım kızlar olmuştu ama hiçbiri bana Sadie gibi hissettirmemişti. Sadie'ye karşı arzularım beni benden alıyordu gerçekten, elimi yanağına götürüp okşamaya başladım, bir pamuk kadar yumuşak yanakları vardı, parmağımı dudaklarıma koyup geri çektim, dudaklarına eğilip minik bir öpücük kondurdum ve ışığı kapatıp kollarımı Sadie'nin beline sarıp, onu kendime çektim. Birkaç mırıltıdan sonra bana döndü, kollarının boynuma dolayıp, uykulu bir ses tonuyla "Prensim," dedi. Ona gülümseyip, kollarımı daha sıkılaştırıcın uyumaya başladım.

Caleb'den
Dün akşam Millie hariç hepimiz Jack'in evinde kalmıştık, Millie'ye bir anda ne oldu anlamadım, aslında akşam da pek uyuduğum söylenemez Gaten sağolsun. Sabaha kadar horladı ve şu an hala horlamaya devam ediyor, Noah "Aaaaaaa yeter ama!" Noah yastığını başının arkasından alıp Gaten'in suratına bastırdı. Gaten çığlık atmaya başlayınca hepimiz kahkahalara boğulduk, Noah "Dostum sende ki burun kimse de yok!" Dedi gülerek, Gaten kollarını göğsünde bağlayarak "Hiç komik değil kibarca uyarabilirsin NOAH!"dedi, Jack kafasını içeri uzatıp "Gençlik hadi kahvaltıya!" Dedi, hepimiz başlarımızı sallayıp ayağa kalktık, bugün acaba bizi neler bekliyor olacak.


Düşüncelerinizi yazın😘

Bana Ait ✔️ (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin