Mırıltı.

144 10 1
                                        

neyse beyler o gun gezdik, gece de hakikaten ne ruya ne baska bisey deliksiz uyku cektim, sabah kahvalti ettik, namaz kildik, ogleden sonra babam ben ve hoca arabayla koye dogru yola ciktik, hoca baya posetlerle bindi arabaya hayirdir hocam diye sorduk bi kac gun kalmamiz gerekebilir, atistiracak bişeyler aldim dedi. bu durumdan da yeni haberimiz oldu ama ona da eyvallah yapilabilecek birsey yok. sonunda koye vardik, koy oyle cok buyuk degil 350-400 nufusludur en fazla ki gittigimiz zamanda da yarisi bos idi koyun hocanin evi bildiginiz koy evi beyler tahmin edersiniz iste, pek modern degil, tahmin ettiginiz uzere tabiki televizyondu, biblo heykel resim tarzi seyler yok fazlasiyla sade, bi ara koyu dolastik. aksam oldu, yemegimizi yedik, yatsi ezani okunduktan sonra namazimizi kilip basladik yavas yavas, hoca onunla gelmemi soyleyim bi odaya soktu beni, babamin odaya gelmemesini ve her ne olursa olsun beklemesini telkin etti. burada yazmayacagim bazi rituel tarzi olaylarin ardindan, hoca sayiklamaya basladi. ciddi anlamda korktum cunku yapilan seyler bile insani urkutuyordu. zaten korkabilecegimi, hissedebilecegimi soylemisti ve kesinlikle odadan cikmamam gerektigini de buyurmustu. bilmedigim bi dilde sayikliyordu arapca olmadigina da emindim. miriltilari kimi zaman bagirtilara donuyordu, kimi zaman hizlica kafasini salliyordu, kendinde olmadigi besbelliydi. baya korkmaya baslamistim hem hocanin davranislarina hemde bende bazi seyler hissediyordum irkiliyordum gormuyordum ama urpertiler vardi tuylerim diken dikendi.

9 yılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin