1) Mahzen

909 89 61
                                    


Eleştirilen Kitap:  Mahzen 

Tür: Gizem / Gerilim

Bölüm Sayısı: 5

Durum: Devam Ediyor

Yazar: Arya Rabia Keleş   


ELEŞTİRİ

Dil Bilgisi: Yazar arkadaşımız sanırım güzel dilimiz hususunda birazcık zayıf kalıyor. Gözüme çarpan hatalar basitçe gözden kaçabilecek hatalar değil, oldukça sorunlu bir yazım ve noktalama yanlışı durumu var. Bitişik yazılması gereken -ki ekleri, yine bitişik yazılan "hiçbir" ve "birkaç" kelimelerinin ayrı yazımı... Bunlar yazı yazmak için en temel konular ve acilen üzerine eğilinmesi gerekiyor.

"Neden buradayım ve kim getirmişti bilmiyorum." Örneğin bu cümle, cümle aslen şöyle olmalıydı: "Neden buradayım ve beni kim buraya getirmişti bilmiyorum." Yani temel olarak zarflar, edatlar, bağlaçlar... Hata hata hata...

Ha, bunlar tabii ki düzeltilebilecek kusurlar. Fahiş sorunlar diyemem. Yine de düzeltilmezlerse yazımda ciddi hale gelecekler.



Anlatım: Anlatım ortalama düzeyde kalıyor, cümleler genel olarak kısa ve kesik kesik, bu da okuyucunun kitaba girmesini zorlaştırıyor. "Ve, böylelikle, bu şekilde, ile" gibi bağlayıcı kelimelerle cümleler birleştirilir ve zenginleştirilirse okumak daha rahat olacak ve karakterlerle daha sağlıklı bütünleşeceğiz. 

Elbette, ilk bölümde anlatıcı karakteri panik halinde gördüğümüzden düşünce akışının da bu şekilde kısa ve kesik olması kabul edilebilir; fakat hikayenin geneline yayıldığında bu bir sorun haline geliyor.

"Bu şekilde bir psikopatı andırıyordum." Şimdi bu cümlede şöyle bir mantık hatası var, kişi kendini dışarıdan göremez. Yani şu şekilde yazımı daha münasip olurdu: "Bu şekilde bir psikopatı andırıyor olmalıydım."

Kelimelerin anlamını iyi idrak etmek önemlidir sevgili yazar arkadaşım, kelimelerin anlamlarına ne kadar hakim olursan yazın da o oranda güçlenir.


Aksiyon sahnelerine gelirsek, yukarıda bahsettiğim kesiklik burada da ortaya çıkıyor ve o hızlı ve heyecanlı olması gereken cümlelerin ruhunu kaybediyoruz. Örneklemek gerekirse:

"Kolunu büküp dirseğimle kalbine yapıştırdım. Geriye sendeledi, nefes almaya çalışıyordu.

Kapının yanındaki adam yanımıza koştu ve iyi mi diye arkadaşına baktı. Diğeri onun itti ve üstüme çıktı. Boynumu sıkmaya başladı. Bütün ağırlığı üstümdeyken hareket edemiyordum. Ellerimi onun boynuna uzattım ama kendini geri çekti. Nefesim kesilmeye başlamıştı. Arkadaşı onu üstümden almaya çalışıyordu. Herkes bir şeyler diyordu ama anlayamıyordum. 'Yapma, onu öldüreceksin!' tarzında sözler olmalıydı."

Şimdi bu paragrafı akıcı hale getirelim:

"Hızla kolumu büküp kalbinin üzerine yapıştırdım. Hareketin ani gelişmesinden olsa gerek, sarsakça geriye sendeledi, nefesi kesilmişti.

Kapının önündeki gardiyan kılıklı adam şaşkınlıkla öne atılıp kontrolü tekrar sağlamaya çalıştıysa da ittiğim herif sinirle üzerime gelip boynumu sıkmaya başladı. Bütün ağırlığıyla domuz gibi üzerime abanırken hareket etmemi engelliyor, ben çaresizce çırpınırken soluğumu kesiyordu. Bir gayretle ellerimi boynuna uzattıysam da beklenmedik bir atiklikle kendini geri çekmiş, bizi ayırmaya çalışan diğer adamı da savuşturup atmıştı. Artık gözlerim kararmaya başlamıştı, kaos odaya hakim olurken kulağıma çalınan kesik kesik kelimeler bu domuz tarafından öldürüldüğüme dair şeylerdi. Çığlıklar ve haykırışlar anlamsızca etrafta çınlıyordu."

Temel sorun şu ki, konuşma diliyle yazı yazamazsınız. Yazının kendine ait kuralları vardır. Eğer gerçekten yazmak, kendinizi ifade etmek istiyorsanız bol bol okuyacak, sevdiğiniz yazarları didik didik edeceksiniz arkadaşlar. Ve mümkünse karakterlerinizin kafalarının olumlu anlamda sallanmadığından emin olacaksınız; çünkü olumlu anlamda kafa sallamak nasıl bir şey diye Orhan Pamuk'a sorsak muhtemelen bizi çalı süpürgesiyle kovalar değil mi. Onaylar şekilde kafa sallayabiliriz, aşağı yukarı kafa sallayıp denilene katılabiliriz ama olumlu anlamda kafa sallayamayız.

Peki neden?

Çünkü, sevgili arkadaşlar ingilizcede "she/he shook her head positively" şeklinde kullanılan bir kalıp var ve siz "olumlu anlamda kafasını salladı." derseniz bu cümleyi birebir çevirmiş ve çok çok kötü bir çeviri yapmış olursunuz. İnsanlar üniversitede yıllarca bu kötü çeviriler için okumuyorlar. Lütfen tercümanların işlerini ellerinden almaya çalışmayalım. Millet aç, aç.

Peki bu kalıbı nasıl düzgün kullanırız?:

Böyle: "Sakince başını aşağı yukarı salladığında yıllardır beklediğim takdiri almıştım."

"Sesini duyamıyordum ama bu mesafeden başını çılgınlar gibi sağa sola salladığını görebiliyordum, yaptığım hatayı çok geç fark edebildim."

"Yüzüne yayılan büyük sırıtmayla başını iki yana sallamıştı, kaybettiğimi anlamak bu kadar kolaydı işte."

"İplerinden kurtulan bir kukla gibi boynu dengesizce yukarı aşağı hareket ederken kendi kendine bir şeyleri onaylar gibi gözüküyordu."

"Sonunda babamın net bir şekilde kafasının aşağı yukarı sallandığını gördüğümde koşarak sokağa fırladım."

Hikayenin gidişatına göre çeşitlendirilebilir tabii, bunlar sadece şu anda aklıma gelen örnekler.

Tüm bunları yazar arkadaşımızın acemiliğine veriyorum, tüm umudum kendini geliştirmek istemesi ve bunun için çabalamasıdır. Olur böyle vakalar, Eleştiri Okları yakalar.


Konu: Aslında konu gayet güzel, şimdiye kadar hiç beğenmemiş gibi gözüksem de konu orijinal olmasa da güzel işlenmiş. Spoiler olmaması adına bundan çok bahsetmeyeceğim, tüm heyecanı öldürmek istemeyiz değil mi? Gizem / gerilim türündeki bir hikaye için, hele hele yazarın ilk hikayesi olması sebebiyle hiç fena değil... Afferin.


Karakterler: Karakterler ise, eleştirinin başında yazdığım hususlardan dolayı biraz havada kalıyor. Aslında güzelce işlenebilecek malzeme varken, tarif hatalı olduğundan yemek biraz yavan kalmış. Yine de baş karakter olarak hırslı ve güçlü bir kadın karakter oluşturulması ve dik başlı bir şekilde bu halde kullanılması yazıya artı puan getiriyor; çünkü malum, kız kardeşlik kazanacak, bedboylara ölüm. Hahahahah :D


Genel olarak değerlendirmeme gelirsek, yazarımızda ışık gördüm fakat çok okuması, çok düşünmesi ve bol bol yazarak pratik yapması lazım. Sadece hayal gücüyle olacak iş değil yazmak. Kelimelerle yapboz gibi oynayabilmeliyiz, cümlelerimizi zincir gibi bağlayabilmeliyiz. 

Ciddi bir emek ve efor istiyor, nazlı bir sevgiliymişçesine davranmalıyız yazma işine.



Puan: 4/10


Eleştiri OklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin