Merhaba minionlar, bugün eleştiri değil de sizin de talep ettiğiniz üzere yazma derslerine ufak bir giriş yapalım istedim.
Bundan sonra haftada iki eleştiri bir de yazma dersimiz olacak. Eleştiri yapılan kitaplar kura sistemiyle seçilmektedir, yani belki haftalarca beklersiniz belki de istekte bulunduğunuz gün eleştiriniz yayınlanır. Bu yüzden lütfen "Eleştirim neden yayınlanmıyor?" diye sorup durmayı bırakın. Ben de bilmiyorum. Ayriyeten bu eleştiri yazma işi tamamen benim inisiyatifimde olan bir durum, yani görevim falan değil. Söylemek istediğim şey keyfim ne zaman gelirse o zaman yazarım. Sanki ben bu işten para kazanıyormuşum yahut başka bir çıkarım varmış da işimi yapmıyormuşum gibi beni sorgularcasına davranmayın. Çok zor sinirlenen bir insan olmama rağmen sinirlendiğimde kalbinizi fevkalade kırarım, bir daha değil hikaye yazmak elinize kalem alamazsınız.
Zaten bugünkü dersimiz de üç aşağı beş yukarı üstte yazdığım sitemimle ilgili.
Minionlarım, sevgili gençler. Yazar olmak için en temel konuyla başlıyoruz. Saygı ve samimiyet.
Büyük çoğunluğunuzda gözlemlediğim en büyük sorun şu ki saygısızlık ve samimiyet arasına çizgi koyamıyorsunuz. En basitinden bizler online olarak iletişime geçen kişileriz, birbirimizi şahsen tanımıyoruz. Sonuç olarak tanışmıyoruz. Bu yüzden eğer özelllikle karşı tarafın onayını almadığınız zaman o kişiye "SEN" diye hitap edemezsiniz.
Benim sizlere hiçbir zaman "SEN" diye hitap ettiğimi gördünüz mü? Büyük çoğunluğunuz evladım alacak yaştayken? Asla bu şekilde hitap etmem, çünkü kişiliğinize, karakterinize ve varoluşunuza saygım var. İsterseniz 10 yaşında olun, sizler benim gözümde bağımsız ve kendine dair özellikleri olan özgür ve kendi kararlarını verebilen bireylersiniz.
Bu husus özellikle önemli, çünkü siz benim evladım olabilecek yaştasınız evet ama evladım değilsiniz. Çocuğum veya kardeşim, arkadaşım, tanıdığım değilsiniz.
Aynı şekilde ben de öyleyim. Hikayelerinizi okuyan okurlarınız da öyle. Tanımadığınız insanlara "SEN" diye hitap ettiğinizde kişisel alanlarına saldırmış olursunuz ve bu çok büyük bir edepsizliktir.
Eğer insanlara yazı yazarak ulaşıyorsanız onların fikirlerine dokunuyorsunuz demektir. Bu yüzden arada kalın bir saygı duvarı olmalı ki herkes kendi fikrini objektif bir biçimde ileri sürebilsin ve havada gökkuşakları üzerinde tırıs giden tek boynuzlu atlar görebilelim.
Eğer karşı tarafla uzun süredir süren bir muhabbetiniz varsa ve onun da isteği bu yöndeyse elbette hitap şekillerinizi değiştirebilir, keyfiniz öyle istiyorsa ekstra çilekli böğürtlen soslu dondurmalı italyan pasta kalpli minnoşum falan diyebilirsiniz.
İnsanlarla herhangi bir iletişim içerisindeyken onun kişisel sınırlarına saygı duymalı ve hoşlanmayacağı hareketleri yapmaktan kaçınmalısınız.
Bu günkü dersimiz bu kadar, bir sonrakinde görüşmek üzere.
Sevgiler (:
Not: Şimdi diyeceksiniz "Aman, öf, bu kadın da amma ne kasıyor. İki eğlenmek istiyoruz altı üstü ne var yani üf üf." Diyebilirsiniz elbette. Bu sizin görüşünüzdür. Ancak bu şekilde yazar olamazsınız. Onu da unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eleştiri Okları
De TodoSevdiğiniz yazarların acımasızca eleştirilmesine hazır mısınız? Ya da hunharca eleştirilmeye... Güzel yorumlar da yazacağım elbette... Keşfedilmemiş yazarlar için bir fırsat ve dahası. Tanınan yazarlardan hangileri işe yaramaz? Hangileri kitap hırsı...