Öğrenmen Gereken Şeyler

471 34 16
                                    

Bedendeydik. Derse girmek istemediğimizden, boş boş geziniyorduk. Arkadaşım bana gülümsedi. "Seninki geliyor." dediğinde baştan aşağı kıpkırmızı oldum ve gösterdiği yere baktım.

İşte oradaydı, Saki-senpai. Çok göze çarpan biriydi. Okuldan kızların ilgisini çok çekerdi. Tüm kızlar düşmanımdı bir nevi.

Yanımızdan geçerken bana göz kırptı, ben de ona beceriksizce gülümsedim. Yanındaki Katamura-kun da bana ters ters bakıyordu. Onunla geçen sene sıralarımız yan yanaydı ve ikide bir kavga ederdik. Ondan nefret ediyordum.

Saki-senpai ve Kitamura-kun nasıl arkadaş olmuşlardı acaba? Biri nazik ve şirindi, diğeri kabaydı. Sarışın, yakışıklı Saki-senpai vs. siyah saçlı, korkutucu Kitamura-kun.

"Yanındaki kim?" diye sordu Mayu, arkadaşım.

Ona pis pis baktım. Kitamura-kun'la ilgileniyor olamazdı, değil mi? "Neden?" diye sordum soğukça.

"Ageha! Sakin olur musun?! Sadece merak. Ama yakışıklı olduğu da göz ardı edilemez." göz kırptı. Ne demek "yakışıklı"? Neresi yakışıklıydı bu maymun suratlının?

"Onun neresi yakışıklı?!" diye bağırdım kendimi tutamayarak. Etrafımızda duran herkes bize döndü. Ben de bir hışımla koridoru geçtim. Mayu neler saçmalıyordu?

Yolum, Saki-senpai'in sınıfının önüne çıktı. Kitamura-kun'la konuşuyorlardı. Adımı duyunca tüylerim ürperdi.

"Ne?" dedi Kitamura-kun, hafif kısık bir fısıltılı-bağırmayla. "Onun neresi güzel?!"

"Ageha şirin kız." dedi Saki-senpai de daha kontrollü bir sesle. "Sarışın ve yemyeşil gözleri var. Daha ne olsun?"

İçimden sevinç çığlıkları atarak duvara sinmiş bir halde dururken, bir yandan da kendimi belli etmemeye çalışıyordum. Bu çok zordu. Hele Kitamura-kun gibi dikkatli birinin yanında.

Yavaşça arkamı döndüm ve ses çıkartmadan koşmaya başladım. Mayu'ya hemen söylemeliydim! Bu müthiş bir haberdi!

Çok uzaklaşmamıştım hala Senpai'in sesini duyabiliyordum. Söylediği şey karşısında dehşetle durdum.

"Şirin ama biraz öne çıkması gerekiyor. Yoksa kimsenin ilgisini çekmez. Yani biraz yardıma ihtiyacı var."

"Biraz mı? Bence ne kadar yardım alırsa alsın gözüne giremez." Kitamura-kun ve Saki-senpai aynı anda güldüler. Gülüşleri, o an için bana kötü karakter gülüşlerini hatırlatmıştı. Canım çok yanmıştı.

Ama asıl soru şuydu; ilgisini nasıl çekebilirdim? Evde bunu iyice düşündüm. Senpai, tüm erkeklerle yakındı ama Kitamura-kun hariç kimseye sırrını söylemediği dedikoduları etrafta dolaşıyordu. Eğer öyleyse, Kitamura-kun, onun her şeyini biliyor olmalıydı.

Umutsuzca ona ihtiyacım vardı.

~~~

Okulda, sınıfının önüne gittim ve çıkmasını bekledim. Bu sene farklı sınıflardaydık. Bu rahatlatıcıydı, özellikle de bizim gibi anlaşamayan iki insan için. Ama ona tam da ihtiyacım olduğu sene sınıflarımız ayrılmıştı.

Sonunda onun simsiyah saçlarını fark ettim. Kolundan utangaçça tuttum. Arkadaşlarıyla konuşuyordu ve bir anda susup şaşkınca bana baktı. Ama beni görünce hiç bozuntuya vermeden konuşmaya devam etti.

"Ki-ta-mu-ra-kun!" dedim tatlı bir ses tonuyla. Yine hiç ilgilenmedi, hatta daha çok sohbet etmeye başladılar. Bu sefer korkunç bir sesle "Kitamura." dedim.

One Shot ShoujoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin