Koridorda huysuzca dolaşırken, herkesin gözünü üstümde hissediyordum. Ama umrumda değildi, okul başkanı olmak bunu gerektirirdi.
"Hey sen! Kravatını düzelt! Koridorda koşmayın, sizi aptallar! (Ayuzawa mod: on -_-) Eteklerinizi aşağı çekin biraz!"
"Kendine bak sen!" dedi kız sinirle. Benim eteğim gayet makul bir boydaydı. Diz üstü işte. Ona dil çıkartmamak için kendimi zor tuttum.
Bu şekilde devam ederken, 2-4 sınıfına geldim. Okuldaki diğer adı: "Haylaz Sınıfı"dır. Yapmadıkları yaramazlık yoktur.
O taraftan çığlıklar gelince hızla sınıfa koştum. Aptallar, perdeyi çıkarmış, pencereden sarkıtıyorlardı. Tahminen; bana çaktırmadan kaçmaya çalışıyorlardı.
"Aptallar." dedim kontrollü bir sesle.
"Kyaa! Bu korkunç başkan, Akuma Ageha!" diye ciyakladı sınıftan biri.
"Soyadı bile şeytan demek!" diye bağırdı bir kız da.
"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz, sizi aptallar sürüsü?!" dedim yumruğumu kaldırarak. "Şu perdeleri hemen yerlerine takmazsanız, direkt müdüre gideceğim."
"Takmıyoruz." Olamaz... Bu ses... 2-4 sınıfının lideri, okuldaki isyankarların başı, sporda okul birincisi ve bir numaralı moron...
"Kaze Haru." diye tısladım. O, bu okuldaki boy ölçüşemeyeceğim tek kişiydi. Aptalın tekiydi ama cevap veremiyordum işte.
"Akuma Ageha." dedi benimle aynı ses tonunda. Kızlar kıkırdadı, bu aptal benimle alay ediyordu.
"Tcch. Yarım saat sonra kontrole geleceğim. Eğer hala takılı olmazsa, sonuçlarına katlanırsınız." Haru hariç herkes tırsakça bir adım geriledi. Onaylayan mırıltılar geldi ve ben de koridora geri döndüm.
O aptalın teki, diye düşündüm. Ne yakışıklı, ne başarılı ama neden herkes onu seviyor? Neden bu kadar çok tartışıyoruz? Tamam, aslında düşman olduğumuz için bu normal ama... Ama...
Saçma düşünceler kafamı delerken, ders zilinin çaldığını fark etmemiştim. Aptallık etmiştim, yarım saat içinde orada olmam imkansızdı. Dersin ortasında çıkıp başka bir sınıfa giremezdim. İç çektim.
Neden hep 2-4 sınıfında kafam bu kadar dağınıktı ki?
~~~
Eve gidecekken duraksadım. Bugün çarşambaydı, okuldaki kulüpler kapalıydı. Okulu kontrol edip çıkmalıydım. Böylece kimsenin kalmadığından emin olacaktım.
Neredeyse her yer temizdi. Bakmadığım sadece bir yer kalmıştı. Oraya bakınca da gönül rahatlığıyla eve dönebilirdim.
Burası kesinlikle boş değildi.
Haru'nun sarı saçlarını görebiliyordum. Ve bir renk daha vardı... Mavi? İki kişilerdi ve biri kızdı. Ayrıca... Öpüşüyorlardı.
Birazcık diplerine girdim. İlk kez öpüşme görüyordum, belki de izlemeliydim. Ama tahmin edilebileceği gibi, ayağım takıldı ve yere kapaklandım.
Haru anında bana döndü. "Ageha?! Burada ne yaptığını sorabilir miyim?!"
Boğazımı temizledim ve huzursuzca kıpırdandım. "Okulda devriye yapıyordum ve sizi gördüm. Uyaracakken yere düştüm. Sonra da--"
Haru iç çekti. "Kötü yalancısın. Neyse, adın neydi?" hızla başımı kaldırdım. Öpüştüğü kızın adını mı bilmiyordu? Kesinlikle tuhaf biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Shot Shoujo
RomanceOnun adı Ageha. Her olayda farklı yeteneklere ve görünüşlere sahip. Her bölümde tamamen farklı biri. Ve... Her bölümde tekrar aşık oluyor.