Belki de Veda Etmek İçin Erkendir By Ukala (Tolga Ağa)

13 0 0
                                    

Elisa olmazsa ben yaşayamam. Bir çiçek fotosentez yapamazsa nasıl meyve verebilir ki? Bende Elisa olmadan nefes alamam,mutlu olamam. . Kalbim sıkışıyor. Hayatta kalmam için bir sebep görmüyorum. Hayatım hayallerimi mahvetti. Büyük bir çıkmaza girdim . Çok karanlık. Elisa benim güneşimdi . Şimdi artık tek bir mum ışığı bile yok. Tam kapı kolunu açıp odadan çıkacaktım ki"Belki de veda etmek için erkendir romantik ukala " b..Bu ses . Bu ses Elisa 'nın sesi."Şoktayım." Yavaşça arkamı döndüm." A..ama sen yaşıyorsun." Ne yapacağımı bilmiyorum. Çok fazla şaşkınım. Şuan ne hissetmeliyim onu bile bilmiyorum ama tek bildiğim ne olduysa harika birşey oldu. Hareketsiz kalıyorum. Elim ayağım dondu. Yavaşça gözlerini açtı. Bana o masum gözleriyle bakıyor." D..Doktor. Doktor! ." Kapıyı açtım ve doktora seslenmeye devam ettim." Doktor!" En sonunda bi doktor beni gördü ve odaya doğru geliyor. İçeriye girdim. Bir elimle Elisa'nın başından saçlarına doğru okşamaya başladım. Diğer elimle ise elini tutuyorum. Mutluluktan göz yaşlarıma hakim olamıyorum. Doktor içeriye girdi. "N'oldu." Elisa'yı görünce doktor adeta şoka girdi."A..ama bu imkansız." Elisa bana bakarak "Bizim aşkımızın sırrı da işte bu. İmkansızı başarmadan kolaya ulaşmak zevk vermez bize. Biz de böyle mutluyuz. Gerekirse ölümlerden döner yine de birbirimizi bırakmayız."dedi. Elisa'nın elini tuttum." Bizi tamamlayan senin sevgin sevgilim. Hayallerini hayalim yapan yalnızca benim tutkuyla baktığım gözlerim. Doktor büyük bir hayranlıkla bize bakıyor. "Keşke herkes sizin gibi sevebilse. Bazı aşklar imkan sınavını geçemiyor pes ediyor. Karım çok uzaklarda. Ondan ne haber alabiliyorum ne de sesini duyabiliyorum. Sakın çocuklar. Ne olursa olsun aşkınıza mesafe koymayın."derken gözünden bir damla yaş geliyor. Bu durum iç acısı. Sanki adam aşk acısı çekiyormuş gibi. Telefonundan bir hemşireyi aradı. Ardından hemen hemşireler geldi ve Elisa'yı yoğun bakıma götürdüler. "Bir süre her türlü riske karşı seni yoğun bakımda tutmamız gerek. Eğer herşey yolunda giderse taburcu olabilirsin."dedi. Bu habere sevindim. Elisa artık kurtuldu." Doktor bey kendi odasına girdi. Kapısına yaklaştığımda ağlama seslerini duydum. Kapıyı tıklatarak içeriye girdim." Doktor bey izninizle sizinle özel konuşabilir miyiz?"dedim. "Gel evlat."dedi. Göz yaşlarını sildi ve gözlüğünü taktı. Eşinizin yerini biliyor musunuz?dedim. Dolabından bir kağıt parçası uzattı ve bana doğru uzattı." Bu adreste olduğunu söylediler ama hiç gitmedim." Kağıt parçasını çaktırmadan fotoğrafını çektim."Neden gitmediniz" Beni unutmuştur artık. Yüzüme bir yabancı gibi bakmasını istemiyorum." "Sizin için sakıncası yoksa neden eşinizin uzakta olduğunu sorabilir miyim?" "Babası. Babası bir aşiret ve benim gibi sıradan bir şehirliyle evlenmesini istemedi. Bunun için bizi ayırıyor. Bende bunun için Nazlı'mın karşısına çıkıp bu imkansız aşkı hatırlatmak istemiyorum. Acı çekmesin istiyorum. Belki de zorla evlendirmişlerdir onu. Halbuki yarın bizim evlilik yıl dönümümüz. Bu bizim ayrı geçireceğimiz 4. yıl dönümü olucak. "Aşkınızdan vazgeçmeyin. Eminim ki o da sizi hala seviyor. Sizin onu aramanızı bekliyordur." "Yapamam. Oraya gidemem. Benim yüzümden ailesiyle bağı kopmasın. Gerekse ben acı çekmeye razıyım. Yeter ki o acı çekmesin." O zaman sizin yerinize başkası gidicek. "Siz gerçek bir aşıksınız." Dedim.Adam ayağa kalkıp bana sarıldı. Benim derdimi dinlediğin için sana teşekkür ederim evlat. Senin onca derdin varken birde benimkisini dinliyorsun. Kafanı şişirdim. Kusruma bakma." "Ne demek doktor bey. İnsanlık ne gün için."dedim adam son bir defa sarılarak odadan çıktım.Adamlarıma mesaj attım.
-Herkesi arka kapıda bekliyorum. Acil durum.
Merdivenden aşağıya indim. Koridoru yürüyorum. Bir adam gözüme çarptı. Sanki Berk'in adamlarına benziyor. Ya da ben benzetiyorum. Yoluma devam ediyorum. Arka kapıya geldim. Herkes burda. "Dört kişi burda kalsın. Elisa'ya göz kulak olun. Diğerleri benimle gelsin.Yola Mercedes Vito'yla devam edeceğiz. Doktor beyin bana verdiği adrese geldik. Doğudaki insanlar gibi giyindik. Bir ağa gibi.
Dağ dayız. Burası şehire çok uzak. Kapıda duran silahlı adam "Buyur hemşehrim kime bakmışsaz" dedi.Şiveleri Doğuya ait. Ki zaten doğudayız. Tunceli'nin dağlarındayız. "Mehmet ağaya bakmışam. Ben Tolga ağa." Dedim." "Ağam hoş gelmişsiz."deyip adam elimi öpmeye çalıyor. "Tamam oğlum yalakalığa ne gerek var." Deyip elimi geri çektim. Bizi konağın içine götürüyor. Adamlarımla takip ediyoruz. Adamlarıma işaret verdim. İşaretimle yarısı çaktırmadan kızı aramaya gittiler. Kapıcı arkasını bize doğru döndü. "İşte gelmişek. Ağa içeride. Siz burda bekleyin. Konuşulan sesler duyuluyor."Ağam Tolga ağa diye biri gelmiştir. Sizi kapıda beklidirler.Napak ?Alak mı içeri?" "Ağa bir anda şaşırır gibi durdu. "Hangi Tolga?"dedi. "Ağa ben kendisini tanımamışam. Hele bi siz görün istersez. "Gelsinler bakalım." Adam bize içeri gel işareti yaptı. "Hoşgelmişsez. Fakat niye gelmişsez?" "Selamın aleyküm ağam. Ben Tolga Seril. Aha bunlarda kardeşlerim."deyince adam. Şaşırarak bana bakmaya başladı. "Sen..."devamını getiremedi. "Ağam ben buralardan çiftlik alacaktım emme ilk bi size danışayım dedim. Malum namınız yüksek . Adınızın geçmediği mekan yok. Ne dersiniz iyi midir buralar?" "Değildir. Değildir."dedi ısrarla. "Ben sizin çiftlikleri çok merak ediyrum." "Hele gel gezdirek" dedi. "Olur."dedim. Adamda şüphelendirici tavırlar var. Sanki benim hakkımda birşey söylemek istiyor ama söylemesi için bir engel varmış gibi.

By UkalâHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin