5 Seconds of Summer - Youngblood
"Sakin ol,tamam mı?"
Kulağının ardındaki ılık nefes gıdıklanmasını sağlasada,tepkisiz kalarak kafasını sallamayı başardı Taehyung.
O ılık nefeslerin sahibinin suratını şu anlık görmeyi istemiyordu çünkü şu an gözlerini kırpmadan baktığı o adamı buraya çağıran oydu.Jeon Jungkook ne yapmaya çalışıyordu,bilmitordu ve bilmekte istemiyordu.Bildiği tek şey Jungkook'un ondan ertesi güne kadar uzak durması gerektiğiydi çünkü eli kaşınıyordu.
"Seni öldüreceğim Jungkook."diye mırıldandığında hafif bir gülüş duydu.
"Bu bir süre gözüme gözükme demek oluyor,değil mi?"
Taehyung'un ateş harlayan gözleri Jungkook'a çevrildiğinde genç adam ellerini havaya kaldırarak geriledi.Dudaklarındaki ukala gülüşü silmemişti.
"Tamam,ben aldım mesajı bebeğim.
Ama fazlaca kalbimi kırdığının farkındasındır umarım.Ah kalbim."Ukala herif.
"Evet,plan nedir?"
Jimin'in sorusuyla herkes kısa bir bakışma yaşarken,ortamdan soyut iki kişi vardı.
Taehyung gözlerini koyu gri zeminden ayırmazken,Jin'in ona bakıyor olduğunu hissedebiliyordu."Önce Mia'dan gitarları almak için Busan'a gitmemiz gerekiyor." diyerek dikkatleri üzerinde topladı Hoseok.
Eh,aslında hapşursa bile dikkatleri üzerine çekebilirdi çünkü tahmin edersiniz ki farklı tarzıyla etkileyemeyeceği birileri yoktu."İki gün Busan'da kalacağız.Cuma günü sahne almamız gerekiyor ama Perşembe günü de Daegu'ya gitmeliyiz.Yoongi onu halletti.Sadece Taehyung ve Jungkook gidecek."
Yoongi ve Hoseok sırt çantalarını almak için tekrar eve girerlerken,Jin arabaya doğru ilerlemişti ve Taehyung öldürseler bile arabaya gidemeyeceğinden,Jungkook ve Jimin'in kavgasını dinlemek zorunda kalmıştı.
"Hayır,külliyen yalan."
"Jungkook?"
"Hyu-"
"Busan'da.ilk.önce.ben.doğdum."
Gözleri irileşti."BEN!"
×××
"Aman Tanrım!Namjoon!"
Ayağa kalkarken davula çarpan Mia,diğerlerini güldürse ve kendisi de gülse de,koşarak ilk önce Hoseok'un kollarına atlamayı ihmâl etmedi.
"Sen kas mı yaptın?"
Geri çekilirken konuştuğunda Hoseok'un dudakları yukarı kıvrıldı ama bu kez dikkati genç adamın saçlarındaydı."Mor yakışmış."
Yumuşak tutamlarla da oynadıktan sonra sırasıyla Yoongi,Taehyung,Jungkook,Jimin ve Seokjin'e de sarıldı.O sırada garajın eve açılan kapısından genç bir adam çıkmıştı ve evet,bu Namjoon'dan başkası değildi.
Namjoon,Mia'nın yüzlerce kez bahsettiği genç adamlarla tanışırken ve müzik aletleri hakkında koyu bir muhabbetin içerisine girerlerken genç kadın,Taehyung'un yanına sıvışmıştı.Pek bir durgun görünüyordu ve Jin'in yanında değildi.
"Pişt."
Taehyung gözlerini ona çevirdiğinde suratındaki ifadenin hoşuna gitmediği belliydi.Taehyung hep gülerdi ve çılgının tekiydi.Yani,Mia Kore'yi terketmeden önce öyleydi.
Parmaklarıyla renkli saçları geriye itip genç adamın alnını açıkta bırakırken konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
虹 taejin
Fanfiction[ one-shots ] "Bana ninniler söyle. Belki bir gün gerçekten uyuyabiliriz. Bana beni sevdiğini söyle. Belki bir gün gerçekten sevebiliriz."