Aşk;
Var olma çabasıydı, belli bir noktadan sonra ise birlikte yok olma seansına dönüşen bir ayin olup çıkıyor günümüzde. Birine aşık oluyorsunuz, onsuz nefes alamıyorsunuz, en fazla bir yıl sonra başka biri için nefes alamaz hale geliyorsunuz sözüm ona aşkların tam tarifi buydu.
Oysaki aşk; bir insanın ortalama ömründe sadece bir kez yaşayabileceği bir duyguydu. Öyle söylendiği gibi acıda vermez gerçek aşk çünkü onu bulduğunuzda ağlanacak halinize gülersiniz. kediye, kuşa, yerdeki karıncaya bile ona baktığınız şefkatle yaklaşırsınız.
Bir adam düşünün ücra bir kasabada yetişmiş, ömründe metropol görmemiş, sosyal medya nedir bilmez, sadece konuşur ve yazar. Aşktan, aşkından söyleyemediği kelimeleri döker kağıda. Merhameti dağlardan büyük, yakışıklılığı dillere destan. Statü, kariyer hırsları ruhuna bile dokunmamış, bir erkek veya bir kadın ne fark eder gerçek aşk gerçek insan ile yaşanır. İnsan özünde nekadar ilkel kalabiliyorsa gerçek aşkı bulma yetisi okadar kuvvetlidir. İlkellikten kastımTeknolojiyi var olan imkanları elbetteki kullanmamak değil , kalbinizi ve ruhunuzu modernlikten modaya uymaktan kurtarın, çünkü her gerçek aşkı yaşayan kalp ilkel tepkiler verir
Şekillere bürünmüş aşklar, değişen insanların ve dünyanın simgesi haline gelmesi en acınası halimizdir. Aşk bir kuşun kanadında, güneşin sıcağında, bir erkekte, bir kadında ,onun bahar bahçe bakışında yada siz nerde görmek isterseniz ordadır. Tek aşk olsun onunla olsun.
Aşkla..