İlk Kurban

406 11 3
                                    

   İlaç tüm hastalar üzerinde etkisini olumlu göstermişti. İnsanlığın geleceği bu ilaçla değişebilirdi. Bu ölümsüzlük gibi bir şeydi!

   Parker'in deneyi devam ediyordu. Şüphelenmeye başlıyordu. Çünkü morluklar yerini derideki garip, büyük ve derin yeşil lekelere bırakmıştı. Bu lekelere ne yaparsa yapsın acımıyordu! İlacı da böyle olmuştu. 6. gün yemyeşil olmuştu fakat Parker umursamamıştı.

  Anlamıştı artık. Kendi ilacıyla kendini öldürecekti. Bunun olmaması için panzehiri kendisine enjekte etti.

   Hastanedeki kanser hastaları da aynı şeyden şikayetçiydiler. Vücutlarında yeşil lekelerin oluştuğunu söyleyip duruyorlardı. CIA'de maalesef ilacın panzehiri yoktu. Bunun için kendileri üretmeye çalışıyorlardı.

   Bu arada ülkede kaos hakimdi. Her cadde, her sokak, polis ve eylemcilerle doluydu. Eylemciler kim mi? Kanserli hastaların aileleriydi. Bu şikayetlere bir çözüm bulamadıklarından hastanelere doğru yürüyüş yapıyorlardı. Her gün, her saat! Hiç durmuyorlardı.

   O gece korkulan olmuştu. Washingtondaki ünlü bir hastahanede olaylar patlak verdi ve eylemciler hastahaneye kendilerini kapatıp tüm personeli dışarı attılar. Hastanenin içinden çıkmamakta kararlıydılar.

   Ve ilk kurban!

   Hastanedeki bir eylemci diğerlerinden ayrı bir yerde polisleri gözetlerken boynundan ısırıldığını hissetti ve öldü. Sonra bu yaratık diğer eylemcilere doğru yürüdü ve onları da ısırmaya çalıştı. Fakat eylemciler onu öldürdüler. Ama yaratıkların sayıları eylemcilerden daha çoktu. Hepsi bir anda eylemcilere saldırdı ve eylemcilere üstünlük sağladılar. Bu hastalık sanki kuduz gibi bir şeydi. Isırılan kaderine göz yummak zorundaydı.

   Parker daha da kötüye gitmeye başlamıştı. Cidden iyileşeceğine daha da kötüye gitmişti iş. Cüssesi büyümüştü ve kendini çok daha dinç hissediyordu. Fakat şu bir gerçekti ki Parker'in da beyin ölümü gerçekleşmişti.

   İNSANLIĞIN SONU GELMİŞ MİYDİ???

İstilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin