The Vamps Hayran Hikayesi Hüzünlendirici Bir Okuma
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Multimedia'da bu seslendirmenin videosu var. Dinleyerek okursanız daha iyi. James'in aksanını anlamakta zorlandığımız için çeviremedik.
------
Connor: "Bu hikaye, Sweet Kiss Tea. Bu sabah erken kalktım, ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sadece sabahın 3'ü, ancak uyuyamadım, tekrar uyuyamadım. Çok yorgundum ancak söylediğim gibi, gözlerimi kapatamıyordum. Her kapattığımda aklıma şu Connor denen çocuğun hayatıyla ilgili sorular geliyordu. Laptopımı alıp Google'da Connor Ball'ı arattırdım. Hakkında birkaç Tumblr hesabı buldum ve Youtube'a yüklenmiş tüm The Vamps videolarını izledim. Tüm üyeler çok tapılası ve yetenekliydi. Connor'ın sesine bir kez daha aşık oldum, onun hesabında Used Somebody coverını izlerken... Sonunda bir fikir edindim, google'dan Connor Ball'ın kız arkadaşını arattım. Hiçbir şey bulmamayı umuyordum. Bence kesinlike olmaz ama belki ondan küçücük bir hoşlantım olabilir... internetten gördüklerimle. Onunla buluşmalıyım. Ve benim çocukluk rüyamı süsleyen çocuk hakkında daha çok şey bilmeliyim."
Brad: "Bu hikaye, Take My Hand adına sahip. Çok güzeldi. Umudun taze kokusu, yumuşak bir müzik çalıyor, kollarımda Brad Simpson... Daha iyi olamazdı, diye düşündüm. Ama oldu. Masa almak için evin önüne doğru gittim, ancak Brad önümde gidiyordu. "Nereye gidiyorsun?"
"Göreceksin." dedi bana bakıp yanakları kızarırken. Onu takip ettim ama ne olacağından emindim. Bir kapıya doğru gittik, yüzünü bana döndü, kolunu benden uzaklaştırdı ve "Gözlerini kapat" dedi. Kapadım. Hafifçe korkmuş göründüğümü hissedebiliyordum. Tüm yıllarımı Brad'e takıntılı geçirdikten sonra onun hakkında her şeyi bildiğimi düşünüyorum, ama o hâlâ çılgın bir psikopat olabiliyor. Düşünce şeklim böyleydi, en kötüsünü düşünüyordum ta ki hafif soğuk elleri benimkilere dokunana kadar. Parmaklarını benimkilere geçirdi ve o sırada bir kapı açıldı. "Nasıl bu kadar yumuşak eller, çılgınca davranan bir katilin olabilir?"
Tristan: "Bu hikaye, Brother's Bandmate. "Hayatım." dedi Tristan, kapıyı açarken ve elini tutmam için aşağıda bekletirken. Beni parktaki büyük göle doğru yönlendirirken, elini tuttum. Gölün etrafındaki ağaçlarda dans eden bir sürü ışık vardı. Gölün kenarında bir masa görebiliyordum, oraya kurulmuş ve üzerinde mumlar var. "Tris, bunları yapmak zorunda değildin!" Cevap vermedi. Oturmam için sandalyeyi çekti ve oturduk. "Tüm yapmak istediğim," dedi. "Sessizlikti."*
"Neden?" diye sordum. "Tamam," dedi, açıkçası bu biraz kabaydı. "Çünkü seni gerçekten seviyorum." dedi hızlı bir şekilde. "Ben de seni seviyorum, Tris." dedim. "Şu an muhtemelen bunu yapmamı bekliyordun ve yaptım. Ama nederler bilirsin, sadece bir kez yaşarsın." Sonunda tüm bu romantik akşam yemeği olayını yapmamaya karar verdik ve gittik."