"Harry..." gözlerim ılık uykunun esiriyken, tanıdık yumuşak ses tonunu işittim. "Sevgilim, hadi uyan artık..." o ipeksi ve tatlı ses bu sefer çok yakından geldiğinde tüylerim diken diken oldu. Gözlerimi yavaşça açtığımda, dünya üzerinde görmüş olabileceğim en güzel görüntünün bu olduğunu düşündüm.
Beyaz çamaşırlarının üzerine pembe kazaklarımdan birini geçirmiş, kocaman gülümsemesi ile tam karşımda duruyordu. Üzerime doğru eğildiği için sarı tutamları yüzüme doğru düşerken varlığından emin olmak için işaret parmağımla yanağına dokundum. Pembemsi yanak hafiften içeri çökerken teninin sıcaklığı karşısında sarsıldım. Çok güzeldi...
"Gerçek misin sen?" kıkırdadı.
"Hadi kalk uykucu, neredeyse öğlen oldu. Hem sana kahvaltı hazırladım."
Mırıldanarak minik bedenini kendime çektim ve hiç zorlanmadan yanıma düşünce onu kollarımın içine hapsettim. Hareketimden dolayı ağzından sitemkar bir inleme çıktığında güldüm. "Ama ben seni uyandırmaya geliyorum, sense beni geri yatırıyorsun."
Kokusu bir anda her yeri kaplayınca ufaktan inledim. Vanilya ve ona özgü o ilkbahar kokusu, en ufak bir hareketinde burnuma geliyordu. Yavaşça eğilerek kafamı boyun girintisine soktuğumda huzurla soludum. Ömrümü burada geçirebilirdim. Bir kış günü, sıcak yatağımın içinde, Jane Eyre kızı yanımdayken.
Hayattan başka ne isteyebilirimdim ki?
"Krep yaptım."
"Hmm." mırıldanarak köprücük kemiğine ufak bir buse kondurdum. Nefesini tuttuğunu hissettiğimde yüzümde arsız bir gülümseme belirdi.
"Kahvaltıdan sonra da sıcak çikolata yapacağım. Az önce hava durumu kar yağacağını söyledi." ses tonu uzun zamandır istediği oyuncağa kavuşmuş bir kız çocuğunu andırıyordu.
Heyecanla gülümseyerek kollarımın arasından ayrıldı ve bacaklarını iki yanıma koyarak üzerime çıktı. Bembeyaz teni, hafiften pembeleşmiş ve dudaklarıyla uyum sağlamış yanakları... Benimdi, her şeyiyle benimdi.
"Bu süpriz olacaktı fakat madem kalkmıyorsun Styles, bende senin kurallarınla oynarım."
Üzerime eğilip dudaklarını kulaklarımın yanına doğru götürdüğünde bedeninden gelen sıcaklıkla afalladım. Ellerimi kalçalarına koydum.
"Annenle havuçlu kek yaptık, eğer 5 dakika içerisinde kalkmazsan tüm keki Bethie ve Alejandro'ya veririm, bilirsin."
Sıcak nefesi tüm hücrelerimi etkisi altına alırken hızlıca dudaklarıma öpücük bıraktı. Önce afallasam da o kucağımdan tam inemeden bileğinden tutup onu kendime döndürdüm. Hareketimi beklemediği bariz belliydi, şok içerisinde tekrardan üstüme düşerken sıcak yanaklarını tutarak hızlıca dudaklarımızı birleştirdim.
Karın boşluğuma bir tekme yemişcesine sarsılırken, kelebekler mideme geri döndü. Onu öperken, tüm hislerimi ve duygularımı ona geçirmeye çalıştım.
Dün benimsen, yarında benim olmalısın, dedim ona ruhumla. Geleceğimin her bir parçasında, her bir anında senin olmanı istiyorum Jane Eyre Kızı. Sonsuza kadar dudaklarının ve kollarımın arasında olmanı istiyorum.
Yavaşça geri çekildiğinde afallamış bir şekilde gülümseyerek gözlerimin içine baktı. Sonra ise o iki büyülü kelimeyi söyledi ve kalbim, vücudumu terk etti.
"Seni seviyorum."
Kaynar su başımdan aşağı döküldü, fırtınaya kapılıp gittim bir anda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Normal Contact (Harry Styles)
FanfictionNormal temaslar aslında dışı bakır içi altın olan ufak hazineler gibidir. Sadece normal bir temastan ibaret olsa da insanın içinde yüklü bir duygu fırtınasına yol açar. Harry ve Candy'nin başına gelende buydu. Harry dünyaca ünlü bir grubun üyesi ol...