Sabah kurduğum saatin çalmasıyla uyandım. Ilık bir duş aldım ve güzelce giyindim. Saçımı tararken birden duraksadım. Kimin için hazırlanıyordum kimeydi bu hazırlık. Dergi çekimlerinden sonra neredeyse yanıma 15 kişi uğrardı ve ben ilgilenmiyorum diyip araya duvar örerdim. Şimdi neden birden bire martinusa karşı birşeyler hisseder gibi olmuştum. Tanışalı sadece 1 gün olmuştu ve zaten onlar buraya tatile gelmişlerdi. Kendi kendime"alt tarafı ellerimiz birbirine değdi neyin kuruntusu bu? "Dedim.aşağı indiğimde yardımcımız neşe teyze bize kahvaltı hazırlıyordu.
-gelmişsin.
-geldim kuzum geldim. Hadi çıkta uyandır şu uykucuları kahvaltı hazır.
-tamamdır. Diyerek yukarı çıktım ilk önce guzayın odasına girdim ve " Hey sen uykucu kız sanki 1 yıldır uyumuyormuşsun gibi bu saate kadar uyudun hadi kalk artık.
-siktir git başımdan yaa ben uyuycam.
-o koca poponu kaldır ve sofraya in.
-anlaşıldı patron.
İkizlerin kapısına doğru gittim ve kapıyı tıklattım. Martinus kapıyı açtı. Baksırlıydı ve uykulu gözlerle bana bakıp goodmorning ilayda. Dedi bende goodmorning dedim ve kahvaltı ya inin gibisinden birşeyler söyledim. Siyah baksırıyla çok seksi görünüyordu. Ama sanırım uykulu olduğu için farkında değildi. Kahvaltıya indik ve güzel bir kahvaltı ettik. Daha sonra havuza girme kararı aldık. Bikinimi giyinmek için odama girdiğimde martinusu odamda gördüm. Duvardaki resimlere bakıyordu. Ve gülümseyerek "so cute" Dedi. Bende teşekkür ettim. Odadan çıktığında ise bikinimi giyinmek için üstümü çıkardım.
-hay aksi. Şu ipi bağlamak da ne zor iş arkadaş hergün 5 saat uğraş dur. Guzayı çağırmak için odadan kafamı dışarı uzattığımd martinusu gördüm. Yavaşça yaklaşarak "can ı help you? " Dedi. Ben kızarık bir şekilde "yes, please" dedim. Arkama geçti ve ipi gösterdim ipleri elinde aldı ve sıkıca bağladı
-oh tanrım sanırım nefes alamıyorum.
Aşağı indik ve garip bir manzarayla karşılaştık. Marcus ve güzay su savaşı yaparak gülüyorlardı. Birbirlerine bakışları o kadar güzeldi ki kırk kilometre öteden bakan insan bile anlardı birbirlerinden hoşlandıklarını. Havuza iyice yaklaştığımızda Martinus ittiğim gibi suya çakıldı. Sonra beni ellerimden tuttu ve havuza çekti. Üstüne düştüm ve suyun altında birbirimize sarılı şekilde 1 dakika geçirdik çıktığımızda Marcus ve güzay bize bakarak sırıtıyorlardı. Bizde birbirimize bakarak gülmeye başladık. Bana derin bakması ve gülüşü çok hoşuma gitmişti...
